İMAMIN OĞLU

kırk dört

Sigarayı tuvalete attıktan sonra dumanı burnumdan çıkarıp saçımı düzelttim. Kapıyı açıp çıktığımda Efe, Burak ve Ümit'in kabine girme gereksinimi duymadan orta yerde sigara içtiklerini gördüm.

Ben çıktığım anda hepsi bana bir bakış attı, duyacağım şekilde bir şeyler konuşuyorlardı ve ben çıkınca susmuşlardı. Derin bir nefes alıp ilerledim. Kötü kötü bakıyorlardı ama umursamamaya çalıştım. Bana uzun süredir böyle bakıyorlardı zaten.

"Amına koduğumun topu." dedi Burak lavaboya ilerlerken afalladım, adımlarım yavaşlarken kafamı sağa sola sabır dilenir gibi çevirip umursamadan gidip musluğu açıp elimi yıkadım.

"Böylelerinin sikini koparıp götüne sokacaksın aslında." Ümit konuştuğunda dişlerimi sıkıp onlara döndüm. Hepsi bunu bekliyormuş gibi istiflerini bozmadan bakıyorlardı.

"Hayırdır benim sikimin derdine siz neden bu kadar düşüyorsunuz?" dedim göz kırparken. Elimi cebime koyup önlerinde durduğumda Ümit elinde ki bitmiş sigarayı kenara attı.

"Erkeklik taslayasın mı tuttu?" alay ederek konuştuğunda sırıttım.

"Evet, istersen erkeklik dersi verebilirim." Burak sırıttığında bunun sinirli bir gülüş olduğunu anlamıştım. Efe sadec sinirle bakıyor bir şey söylemiyordu.

"Seni sikerim orospu çocuğu." Ümit üzerime doğru adım atıp tükürür gibi sert bir şekilde söylendi.

"Bir benim sikimden bahsediyorsun, bir sikmekten bahsediyorsun.. Bir de bana gay derler." dediğimde dişlerini sıkıp üzerime doğru atıldı.

Anında elimi cebimden çıkarıp bana atılan çocuğun yakasından tuttum. Tam Efe ve Burak'da üzerime geleceklerdi ki kapı birden açıldı.

Yan bir bakış attığımda Salih'in kapının önünde durmuş bize baktığını gördüm. Ümit ona baktı ama hemen bakışlarını çevirdi. Salih hepsine bir bakış atıp yanıma geldi.

"Çek elini." dedi sakince, bakışları Ümit'in üzerindeydi.

Ümit birkaç saniye afallayarak baktı, arkadakiler de aynı şekilde bakıyordu. Yakam biraz daha sıklaştı ama ardından bir hırsla bırakınca ben hâlâ onun yakasını tutuyordum. Yakasını benden çekince bende bırakmak zorunda kaldım.

Salih durgun bir şekilde onlara bakarken, hepsi hafif bir sinirle baksa da bir şey demeden, bana öfkeyle bakıp tuvaletten yavaş adımlarla çıktılar. Salih onların arkasından bir süre baktı, ama ardından bana döndü.

"Bir şey yaptılar mı?" dedi gözleri yüzümü turlarken, sanırım kızarıklık benzeri bir şey arıyordu.

"Hayır." dediğimde arkaya bir bakış attı ve kapalı kapıyı gördükten sonra bana yaklaşıp dudağımın kenarından öptü.

Eliyle gömleğimin yakasını düzeltirken, ciddi bir iş yapıyormuş gibiydi. Gömleğimi çekiştirip düzelttikten sonra gözlerinin içine baktı yeniden.

"Özür dilerim." dedi, bir konu için değil genel olarak özür dilediğini o an anlamıştım.

Elimi yanağına koyup dudağına dudaklarımı bastırıp birkaç saniye gözlerim kapalı durdum ve ardından yavaşça geri çekildim. Gözümü açtığımda o da gözlerini açmıştı. Gülümsedim.

"Ben özür dilerim." dediğimde, tam ağzını açacaktı ki kolundan tuttum ve kapıya yönelttim. Ardından koluna girdim.

"Bugün pese gidiyoruz." dediğimde bana yandan bir bakış attı.

"Bu sefer sağlam kolu alacaksın, bakalım oynayabilecek misin." alayla konuştuğunda sırıttım.

"Ebeni bile sikerim imamın oğlu." İkimiz de gülüşerek sınıfa gittik. Arkadaşları bize tip tip baksa da umursamadım. Salih yanıma otururken, önde oturan Kaya elinde ki telefon ile uğraşıyordu.

"Kaya bugün gelecek misin bizimle?" diye sorduğumda Salih onun yüzüne baktı. Normalde onu davet ettiğim için ağzıma sıçardı ama şimdi onu kabul eden birinin olduğunu ve 'normal' davranmak istiyordu.

"Geleceğim ama ben açım ilk yemek yiyelim." dedi telefondan başını kaldırıp. Salih'in geldiği için sevindiğini hissettim.

"Tamam Burger yeriz." dediğimde Salih bana bir bakış attı.

"Kebap yiyeceğiz, ne Burger'i." dedi arkasına yaslanırken. Kaya burnunu büktü.

"Sevmem ben, hamburger yiyeceğiz."

"Benim dediğim olur." dedi Salih kaşlarını kaldırarak.

"Nah dediğin olur." dedim bir anda. Kaya bana sırıtarak baktığında ikimiz birbirimize çak yaptık. Salih alttan alta sırıttı, onun için normal olmak bu kadar kolaydı. Küfür yiyince samimiyet hissediyordu dangalak.

Biraz bu boş konu hakkında konuşurken, Salih biraz daha kendine gelmişti.