elli dört

49.3K 3.7K 1.3K
                                    

Kaya: Uras.

Kaya: Bu çocuk ne yer, ne içer?

Uras: Hayvan mı lan benim çocuğum

Uras: Sen ne yiyorsan onu yer içer.

Kaya: Of o anlamda demedim.

Kaya: Aşırı stres oldum.

Kaya: O kadar moralsiz duruyor ki.

Kaya: Çok üzüldüm.

Kaya: Gözüm doldu o haline, bende gidip tuvalette biraz ağlamış olabilirim.

Kaya: Sürekli eğlenen çocuk gitmiş, ruhsuz birine dönüşmüş.

Uras: Daha yeni ağlamam durdu.

Uras: Yeniden ağlatma beni.

Kaya: Tamam tamam.

Kaya: Sen ne zaman geleceksin?

Uras: Halletmem gereken bir şey var.

Uras: Ondan sonra rahat bir şekilde gelirim.

Uras: Salih yemek yedi mi?

Kaya: Ağzına bir şey sürmüyor.

Kaya: Annem ısrar ediyor ama yok.

Uras: Ben ona mesaj atarım yer şimdi.

Kaya: Çok morali bozuk.

Kaya: Ne yapsam düzelir?

Uras: Küfür et.

Kaya: Ney?

Uras: Gülerek, küfür ederek konuş.

Kaya: Salak, alınmaz mı?

Uras: Dediğimi yap kardeş yav.

Kaya: Tamam. (17:05)

Kaya: Küfür ettim, biraz kendine geldi oha (17:13)

Uras: Dedim ben sana.

Uras: Onunla ilgilenme, yani yüzüne üzülerek bakıp ilgilenme.

Uras: Sanki hiç böyle bir şey yaşanmamış da, size misafirliğe gelmiş gibi davran.

Uras: Hatta sinirlen.

Uras: Garip ortamda hissetmesin.

Kaya: Acayip değişik.

Kaya: Ama tamam.

Uras: Bir şey olursa beni ara.

Kaya: Tamam kardeşim.

Telefonu kenara bırakıp sigaramdan bir duman daha çektim. Ablama yan bir bakış attığımda o telefonla hararetli birşeyler konuşuyordu. Dumanı ağzımdan geri dışarı verirken, odanın içinde dağıldı. Normalde içeride pek içmezdim ama şimdi balkona çıkarmıyordum.

"Tamam, haberlerişiriz. Çok saol." ablam telefonu kapatıp bana döndü. Göz kırpınca kafasını salladı.

"Hallettim." dediğinde elimde ki sigaranın külünü küllüğe döktüm.

"Güzel." ablam gelip yanıma oturdu.

"Eminsin değil mi?"

"Abla burada durdukça muhtemelen hiçbir zaman tam anlamıyla iyileşemeyecek. Yeni bir hayat, yeni şehir daha iyi olacak." dediğimde kafasını salladı. Kaç saattir bu konuyu konuşuyorduk.

"Ne işi buldu arkadaşın?" diye sordum. Dudağını yaladı.

"Arkadaşının marketi var, o iyi bir maaş verecek. Yeter sizin için." dedi ve ardından o da bir sigara yaktı. Biraz hüzünlüydü.

"Abla zaten sen sürekli Manisa'ya gidip geliyordun, artık bize uğrarsın işte." dediğimde kafasını salladı.

"Ya orası öyle de, hiç yanımdan ayrılmadın ya tuhaf oluyorum." biraz ona yanaştım ve yanağından öptüm. Anında gülümsedi.

"Belki gelirsin,sende orada yaşarsın."

"Yani, belli olmaz. Gelebilirim..."

Onun bu kararsız tavrına gülümsedim ve yeniden yanağından öptüm. Daha sonra ikimizde sessizce bir süre oturduk.

Eve geldiğimden beri ayarlama yapıyordum ve ablamın bana bir dolu yardımı olmuştu. İlk önce beni sakinleştirip, ardından benim plan yapmama ortak oldu. Planım şu yöndeydi. Birkaç gün içinde tamamen memlekete yerleşmekti, Salih ile birlikte.

Orada anne ve babamızdan kalan yazlık gibisinden eve taşınıp, bir işte çalışacaktım. Salih biraz iyi olursa o da çalışırdı. Geçimimizi böyle böyle kazanıp, üniversite sonucuma göre de Manisa'da tercih yapacaktım.

Salih'e bu şehirden gitmek istiyor musun diye sorduğumda, evet dediği için sadece buradan gitmeye yönelik planlar yapmıştım. Beynim durmuştu, doğruyu yanlışı düşünemiyordum. Tek düşündüğüm, Salih'in mutlu olmasıydı.

İMAMIN OĞLU  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin