Bakalım ne yapacak ?

394 22 4
                                    

---Evet arkadaşlar yeni bölüm geldi umarım beğenirsiniz. Kitabımıza yeni biri katıldı kendisi medyada var yeni karakter hakkında yorumlarınızı bekliyorum bu arada isim ararken bana yardımcı olan arkadaşım ebruya çok teşekkür ederim, aynı şekilde esraya da sizi çokk seviyorum. Herzaman olduğu gibi sevgili okuyucularım sizin beğenilerinizi ve yorumlarınızı bekliyorum.
---Beyza Ozana ne alacağımı buldum
---yavaş ol be anladık, ne alacaksın peki?
---ımmm.... süprizz
--- Asya sen de harbiden bir sorun var. Madem söylemeyecektin neden aradın?
--- Ya aslında söyleyecektim , son anda vazgeçtim.
--- Asya benim Ozana söyleyecek halim yok sonuçta , bana söylesene ne alacağını hadi lütfen ben meraktan çatlarım.
---olmazzzzz , süprizzz
--- öff be tamam , zaten hastayım bu hasta halimde üz beni sen, küstüm eşte.
--- ne hastası ya?
---nezle oldum
---ıyyy, sümüklüüü
--- pislikkk, sensin sümüklü
--- kızım bu havada nezle olmayı nasıl başardım?
--- of yaa sorma, yatak döşek yatıyorum.
--- gelebilirim istersen?
---yok ya gerek yok , şimdi sanada bulaşmasın.
--- peki o zaman. Bir an önce iyileş okula gel.
--- elimden geleni yaparım, bay bay
---bayyy

Telefonu masanın üstüne koyup yatağa uzandım. Belki alacağım hediye basitti ama anlamlıydı. Ozan o hediyeyi gördüğünde eğer hatırlamazsa zaten boşuna uğraşıyorum demektir.
Kafamdaki düşünceleri bir kenara atıp, çalışma masama oturdum. İlk olarak matematikten başlamaya karar verdim. Kısaca bir konu tekrarından sonra, soru çözmeye başladım.
Ne kadardır çalıştığımdan habersiz sorulara odaklanmışken annemin sesiyle kafamı kitaptan kaldırdım.
''Yemek yedin mi?''
''Evet''
''Saat kaçta?''
''12 , 1 gibi''
'' saat şu an 6 acıkmışsındır gel yemek hazır'' deyip kapı çekip çıktı.
Bende 3 saat kesintisiz çalışmış olmanın şokundaydım. Masadan kalkıp saate baktım. Saat 6.30 geliyordu. Lavaboya gidip elimi yüzümü yıkayıp odadan çıktım. Babam ve annem masadaydı. Bende annemin karşısındaki sandalyeye oturdum. Annem ve babam sessizce yemeklerini yiyordu bende tabağıma mercimek çorbası koyup yemeye başladım.
''nasıl gidiyor dersler''
Babamın bu zamansız sorusuna iyi demekle yetindim.
'' öğretmenlerine sordum derse katılımın düşükmüş, nedenini öğrenebilirmiyim''
Kaşığımı tabağımın kenarına bırakıp, babama baktım.
''canım öyle istiyor''
Bu defa annemde bize bakmaya başladı.
Babam
'' canım istiyor ne demek?, derslerine çalışacaksın, derse de katılacaksın soracağım öğretmenlerine''
Babamın sesi fazlasıyla sert çıkmıştı. Hiçbir şey söylemeden sofradan kaktım.
Annem
'' Asya sofraya gel lütfen''
''doydum ben'' deyip odama geçtim.
Tabi ki de yalandı kurt gibi açtım. O an aklıma dolabımdaki çikolatalarım geldi. Doğruca dolabıma yöneldim, kapağı açıp kıyafetlerimin arkasındaki çikolata poşetini aldım.
Tabi siz diyeceksizin, çikolatanın ne işi var orda, hemen söyleyeyim. Annem ve babam benim bu tarz şeyler yememe izin vermez bende annem odamı düzeltirken bulmasın diye buraya sakladım.
Birinci cangamı bitirip ikincisine geçtim. Bu esnada beyzanın bana geçenlerde bahsettiği film geldi bende bilgisayarın karşısına aramam motorundan aramaya başladım. Ekrana gelince indirme işlemlerini yapıp indirmeye başladım. Filmin ismi 'not: Seni seviyorum' isminden anlaşılacağı gibi romantik bir film. Yani daha izlemedim ama Beyza öyle söyledi duygusal ve çok güzel bir filmmiş. Film inince izlemeye başladım.

Yaklaşık 2 saat gibi bir zaman sürdükten sonra film bitti. Gerçekten duygusaldı, kocası öldükten sonra kızının acı çektiği gören bir annenin kızına gizlice damadının adına yazdığı mektuplardan ve bu mektupların kızının hayatını nasıl değiştirdiğini anlatan bir filmdi. Buruk bir gülümsemeyle laptopu kapatıp yatağıma geçtim. Telefonda oyun açıp biraz oynadıktan sonra uykumun geldiğini fark edince pijamalarımı giyip lavaboya gittikten sonra yatağıma uzandım. Yaslığımın iç yüzüne sakladığım ozan ile yıllar önce çekildiğimiz fotoğrafı aldım, öptükten sonra tekrar aynı yerine bıraktım. Lambayı söndürdükten sonra çok sevdiğim uykunun kollarına bıraktım kendimi.
Odama dolan güneş ışıklarıyla açtım gözlerimi, esnedikten sonra saate baktım saat 10'a geliyordu, hızlıca yataktan kalkıp lavaboya gittim çıktıktan sonra telefonumu da alarak aşağıya indim annem kahvaltı hazırlıyordu babam ise hala görünürlerde yoktu bende anneme görünmeden salona geçip televizyonu açtım. Ne kadar dolaştıysam haberden başka bir şey bulamadım bende müzik kanalı açtım. İsmini bilmediğim şarkı bittikten sonra alt yazıdan okuduğum üzere şarkının ismi ' koltuktu' ve demek akalın söylüyordu evet Türkçe müziklere karşı fazla bir sempatim olmasa da demet akalını tanımayacak kadar da cahil değildim. Şarkı ne kadar ilginç olsa da yinede güzeldi. Annem salona gelince bende kafamı ona çevirdim beni pijamalarla görünce:
''Asya kıyafetlerine biraz daha özen göster lütfen''
''anne ne olacak ki sonuçta biz bizeyiz''
''olabilir ama bize olan saygından ötürü dikkat etmen gerekir''
''peki''
Uzatmadan odama geçip dolaptan siyah dar pantolonumu üzerine de lacivert sıfır kol gömleğimi giydim. Aslında annemin dediklerine hiç şaşırmadım çünkü onlar hep böyleydiler ve halada böyleler hep aramıza bir duvar ördüler.
Salona geçtim ve hazır olan sofraya geçtim masa daha tam hazır değildi ama ben yinede masada beklemeye başladım. Bu esnada babamda salona geldi üzerinde takım elbise olduğuna göre yine işleri vardı. Günaydın diyerek oda masaya geldi annem masayı tamamen hazırladığında oda oturdu masaya. Yemeğimi bitirmeye yakın annem ve babam O'ndan bahsetmeye başladı bende hızlıca masadan kalkıp odama yöneldim.
Annem
'' Doydun mu? ''
''evet''
''benim bugün biraz işlerim var az sonra çıkarım, babanın da işleri var oda çıkacak kısaca bu gün evde teksin''
''tamam'' dedikten sonra tekrar odama çıktım ve Beyza'yı aradım.
---nasılsın canım?
---daha iyi demek isterdim ama maalesef
---doktora gittin mi?
---gittim 2 gün raporluyum, yani pazartesi gelemeyeceğim
---olsun sen yeter ki iyileş
---e sen ne yaptın geçti mi saçların?
--- pek değil şimdi saçlarımı tekrar yıkayacağım
---tamam canım sen hallet işini , kendine iyi bak bensiz ekşınlara girme öptüm
---tabi canım sensiz olur mu girmem ekşınlara felan bende öptüm
Telefonu bırakıp havlumu da alıp banyoya girdim.
Banyodan çıktıktan sonraki ilk işim aynadan saçlarıma bakmaktı. Boya fazlasıyla akmıştı ama hala eski haline dönmemişti. Sadece saçlarımı yıkadığım için kıyafetlerim ıslanmamıştı saçlarımı kuruttuktan sonra aşağıya indim. Televizyonu açıp kısaca koltuğa yayıldım. Tv de dolaşırken kiraz mevsiminin özetine rastladım ve onu izlemeye karar verdim.
Of ya bu Ayaz ne romantik bir adam , gerçi Ozan da bir aralar böyleydi, ben neden her şeyi herkesi Ozan ile karşılaştırıyorum ki, yada ben bu soruyu neden kendime soruyorum ki, ya ben ne saçmalıyorum.
Tam dizini en heyecanlı yerindeydim ki kapı çaldı, söve söve kapıyı açmaya gittim annem yada babam duysa azarın alasını yerdim ama onlar olmadığına göre istediğimi söyleyebilirim. O anki dalgınlıkla kapıyı açtım ve karşımda gördüğüm kişiyle donup kaldım. Bunun ne işi var burada? Öylece kapıda durmuş birbirimize bakıyorduk.
''Asya...''
''ne işin var durda''
''seni görmeye geldim''
''neden''
''geri döndük, annen bize geldi ondan öğrendim olanları''
''ne söylememi bekliyorsun , yada dur ben söyleyeyim ; bana çok acıdın çünkü nede olsa acınacak bir durumdayım sende her zaman yaptığın gibi bana teselli vermeye geldin, ben senin tesellilerini çok iyi bilirim Buğra ama inan hiç gerek yok o yüzden burayı hemen terk et.
Tam kapıyı kapatıyordum ki Buğra eliyle kapıyı tutup içeri girdi.
''sen ne yaptığını sanıyorsun, çık evimden''
''Asya seni çok özledim''
''kes sesini buğra, bir daha sakın böyle bir şey söyleme''
Sesim fazlasıyla sert çıkmıştı. Bir elimle kapıyı gösterirken bir yandan da onu itmeye çalıştım.
''Asya beni hala affetmedin mi''
''sen kimsin ki beni seni affetmek zaman kaybedicem'' sanırım bu biraz ağır olmuştu. Bu sözümün üzerine buğranın yüzü iyice düşmüştü.
''Asya ben çok pişmanım''
''bende çok pişmanım seni tanıdığım için, sana güvendiğim için, o sana o saçma duyguları hissettiğim için''
''saçma değil Asya, ben salaklık ettim ama şimdi deli gibi pişmanım, yeniden deneyebiliriz ama her şey bitmiş değilki'' diyip yanıma yaklaştı ve kolumu tuttu.
Kolumu elinden kurtarıp onu sertçe ittim.
''hayır buğra her şey için çok geç artık unutma son pişmanlık fayda vermez''
''ben seni çok seviyorum asya''
''bana eskileri hatırlatıyorsun, o gün de böyle başlamıştı ama merak etme öyle bitmez nede olsa etrafta seninle dalga geçecek seni küçümseyecek kimse yok''
Hiçbir şey söylemeden hatasını anlamış çocuk gibi başını yere eğdi. Sonra bana bakıp:
''sana kimin çarptığını biliyorum''
''ne olmuş biliyorsan, herhangi biri işte''
''uğruna her şeyden hatta arkadaşından bile vazgeçtiğin birisi şimdi nasıl herhangi biri oldu''
''herkes herhangi biri olabilir senin gibi''
''nasıl oldu bu olay''
''sanane ayrıca artık gitsen iyi olacak annemler seni görmesin''
''annenin haberi var zaten''
''hiç şaşırmadım''
''güzelliğinden hiçbir şey kaybetmemişsin''
''sende pişkinliğinden, hemen terk et burayı ''hiç şaşırmadım''
''güzelliğinden hiçbir şey kaybetmemişsin''
''sende pişkinliğinden, hemen terk et burayı seni görmek bile istemiyorum''
''kusura bakma Asya ama o pek mümkün değil işte''
''o ne demek''
''kaydımı sizin okula aldırdım''
''neee saçmalama, şaka yapıyorsun deyilmi''
''yoo gayet ciddiyim, seni tekrar geri kazanmak istiyorum''
''böyle bir şey mümkün olmadığına göre, bizim okula gelmene gerek yok''
''boşuna uğraşma Asya kararımdan vazgeçmiycem''
''buğra hayatımın içine etmekten bıkmadın mı hala? Eğer biraz adamlığın varsa gelme o okula''
''ozanda o okuldaymış duyduğuma göre yoksa aranızın bozulmasından mı korkuyorsun''
''saçmalama, hem sen nerden duydun bunu''
''bizim de bir çevremiz var unutma''
''neyse uzatma o okula gelmeyeceksin''
''bir dakika bir dakika yoksa ozan senin gerçekte kim olduğunu bilmiyor mu tabi ya o yüzden istemiyorsun o okula gelmemi. Anlasana Asya sen onun yüzünden bu hale geldin, şimdide seni tanıyamıyor bu nasıl aşk söylesene, insan sevdiğini nasıl tanımaz?''
''bunları en son söyleyecek kişi sensin buğra''
''ben seni ne olursa olsun tanırdım''
''umurumda değil anladın mı umurumda değil defol git yoksa çok kötü olacak''
''tamam gidiyorum , pazartesi okulda görüşürüz. Bakalım ozan her şeyi öğrendiğinde ne yapacak''

BENİ SEVMEYİ DENEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin