45.bölüm

683 50 26
                                    

   Karşımda oturan iki adam aslında ikiside beş yaşında bir çocuktan farksızlar şuan karşımda kafaları önünde egilmiş arada kafalarını kaldırıp kaçamak bakışlar atıyorlardı sabrımın sınırında gezdiğim için bu hallerine artık tahammül edemiyorum derin bir nefes alıp karşılarında ki sandalyeye oturdum

Karaca = ee kim başlıcak

Akın = olması gereken oldu Karaca uzatmadan mevzuyu kapatsak

Karaca = haa yok öyle kaçmak ben kendi yöntemlerin ile ögrenmeden siz anlatın

Azer = sonra...

Karaca = yeter azer sonra Karaca, mutluluğumuz bozulmasın Karaca hep sonra dedin tamam dedim ama sonraların zamanı hiç gelmedi şimdi anlatın burda ne işiniz var

Akın =  anlatıyorum ben o zaman

   Akın azer'e bakıp bakışları ile onay istemişti aileden gelen yalan söyleme potansiyelini göz önünde bulundurup gözlerimi ayırmadan karşımda ki ikiliye odaklandım

Akın = nasıl başlamam gerek ben aslında bilmiyorum

Karaca = en başından anlat mesela akın siz nereden tanışıyorsunuz?

Akın = ben cezaevindeyken azerle çok yakındık bilmezsin sen yalnızdım orda sonra azer gelince yanıma yoldaş buldum dedim oda benim gibi ailesi için direniyor diye düşürdüm ama yanılmışım

Azer= yanılan sen miydin ben miydim

Akın = ulan her şey senin beni sattığını gösteriyordu ne yapsaydım

Azer = kardeşim demiştim lan ben sana gelip sorsaydın sen gelseydin karşıma itlerini yollamasaydın

Akın = ben kimseyi yanına yollamadım ben seni öldürmeye çalışmadım

Azer = hah dogru ya sen benim aile olabilme imkanımı elimden almak istedin

Akın = ben degildim diyorum sana

Azer = neyine inanıcam senin o Kutay piçini salmadın mı üstüme hayallerimi aldınız sandım lan elimden yıllarca kendime gelemedim

Karaca = Kutay kim?

Azer = bunun beni sattığı adam

Akın = beni satan sendin içeride arkamda durmayan sendin

Karaca = ben sizi akıllı sanırdım
Bakmayın öyle şaşkın şaşkın oturup hırslarınızı bir kenara bırakıp konuşamadınız mı

Azer = biz

Karaca = ne siz ya akın o zaman bizimkilere öfkeliydi  güya yalnızdı bizim ailede kimse bilmez ya yalnızlığı tek oydu yalnız kalan eyvallah sen zor zamanlar geçiriyordun birbirinize destek olmuşsunuz belli ki ama ben hayal meyal hatırlıyorum o Kutay 'ı hiç mi aklınıza gelmedi onun kıskançlık yapıp aranızı bozmaya çalışacağı

Akın = kıskançlık mı?

Karaca = evet akın hatırla ben neler yaptım size ya sırf akşınla seni kıskandığım için

Akın = ama o zaman küçüktük yani içeride olmaz ki öyle saçma çok saçma

Karaca = akın sen içeri girdiğinde çocuktun kabullen kendini ispat etmek ugruna boktan bir şekilde seni piyon yaptılar sende bunu ben büyüdüm olarak algıladın

Azer = bu Kutay ben her dayak yediğimde uzaktan izliyordu piç

Akın = banada senin yaptıklarını o gösterdi

Karaca = alkışlıyorum sizi ufacık bir mevzu yüzünden yıllarca acı çekmişsiniz ama hayata bak yine karşı karşıya geldiniz şans işte

    Azer'in dolan gözleri çöken omuzları ile aklıma hiç getirmedigim şey bir şimşek gibi çaktı beynimin tam ortasına hayat bizi denk getirmemişti ki her şey planlıydı ben akın 'a piyonsun derken kendim piyon olmuştum kabul  etmek istemesem de dudaklarımdan çıkan sözlere engel olamadım

Karaca = hayat denk getirmedi dimi bizi? Sen..... Sen beni sevmedin sadece akın' ı incitmek istedin için bana yakınlaştın

   Gittikçe kısılan sesim sanki kabul etmek istemiyor gibiydi bir şey desin istiyordum beni karanlıkta bırakmasın ama azer'in sadece dolan gözlerinden bir damla yaş aktı işte şimdi anlaşılıyordu bir anda sevmelerin nedeni sahteydi herkes gibi her şey gibi sahteydi daha fazla burda kalmak istemiyordum önlerinde gözyaşı dökemezdim ben güçlüyüm! öyleyim dimi?

Karaca = vay be, ben de salakmışım demek ki çok güzel inandırdın beni sevdiğine kurtuluş tebrik ederim ama artık numara yapmak zorunda degilsin aldın intikamını senin hayallerini bir Koçavalı elinden almıştı sen de bir Koçavalıya hayaller kurdurttup onları elinden aldın tebrik ederim

    Aldığım oksijen yetmiyordu bana Azerin hala bir şey demesini bekliyordum agzından çıkıcak herhangi bir söz bir hareket beni inandırmaya yeterdi ama yoktu bir rüya gördün Karaca şimdi uyanma vakti hızla ayağa kalkıp klinikten çıktım gözyaşı akıtmak haramdı bana aglamak yoktu aynı mutluluk gibi oda yasaklıydı arabaya atlayıp nereye gittiğimi bilmeden sürdüm sanki hızlı gidersem unuturum gibi gelmişti gök delinir gibi yağmur yağıyordu Karadeniz bile acımıştı halime ama gözümden damla yaş akmıyordu ıslak yolda acı bir lastik sesi duyuldu sadece sonra arabamın önünü kesen gri range rover onunlada ne çok anımız vardı dimi içinden çıkan heybetli vucut sanki dünyadan soyutlamama nedendi yağmurun altında sırılsıklam olmuş sadece gözlerime bakıyordu ben de arabadan inip onun gibi tam karşısında durdum ama onun gibi güçlü degildim karşısında dururken esen rüzgar Her an beni alıp uçurabllir gibiydi sahi mümkün müydü bu rüzgarın beni alıp götürmesi ne güzel olurdu şimdi özgürlüğünden bir parça hak görse bana ama mümkün degildi dimi her şey gibi buda sadece hayal olarak kalıcaktı

Azer = nereye beni bırakıp dinlemeden nereye

Karaca = sonra demedin mi hep nedeni belli oldu şimdi azer tek bir şey sorucam hakkım vardır bu kadarına dimi sevmedin mi hiç beni bakma öyle dur yaklaşma alıştım ben bu duruma buda benim lanetim herhalde kabul ama gözlerin o kadar sıcak bakıyordu ki bana yani rol müydü hepsi

Azer = degildi yemin ederim sana degildi ben konuşamadım o an kabullenmek istedim belki de yıllarca olan olayların boşuna olmasını ama sevgim aşkım onlar gerçekti Karaca sen gerçektin

Karaca = inanmak istiyorum sadece sana inanmak istiyorum ama korkuyorum yere çakılırsam kalkamam ben bir daha

Azer = ben tutarım seni kanadın olurum sırtlanırım bunun yükünü

Karaca = sö... Söz mü

Azer = söz güzelim söz

   Bedenime sarılı olan kollara karşılık vermek istiyordum ama kolumu dahi kıpırdatamıyordum   sanki hissizdim gözlerinde gördügüm sevgi gerçekti Azerin buna emindim ama bir şey vardı hala içimde igne ucu kadar bile olsa şüphe vardı içimde ya giderse ya oyunsa rahat degildi ruhum sımsıkı saran kollarında etkisiyle isyan etmişti adeta benden izinsiz bir kaç damla gözyaşım onun göğsünde kalmıştı

Karaca = ben biraz aglasam güçsüz olur muyum?

Azer = aglayalım hayalim aglayalım beraber yağmur yüreklim bak kimse yok burda kapa gözlerini duy sesleri hisset kalbimin ritmini agla ki rahatla agla ki Yagan yağmurla beraber akıp gitsin her şey sadece biz kalalım

   Gelen bir kaç damla sonrası bu zamana kadar tuttuğum bütün gözyaşları aktı Yagan yağmur belli etmiyordu gözümden akan yaşları belki ama yüreğimden anlıyorum ben nasıl rahatladıgımı  ihtiyacım olan şey tam olarak buydu sessiz bir haykırış ama ona bile izin vermiyorlardı ki yolun sonundan gelen hızlı arabalar etrafımızı sarmaları kaç saniye sürmüştü üstümüze sıkılan kurşunlar kadar hızlıydı mermiler azer'in heybetli vucudu kollarım arasında kalmıştı o koca adam kırmızıya boyandı sadece bir kaç saniye içinde yağmurla beraber kanı aktı yeryüzüne hayalimin omzumun biraz aşşagısında göğsümün orda hissettiğim yanma hissi azer'i tutmaya çalıştığım kollarımın gücünü daha fazla alıyordu onu tutmak zaten zordu bu acıyla imkansız hale geliyordu dizlerimin üstünde öylece duruyordum gözlerini açsın yeterdi sevgisiyle bana güç versin ama açılmıyordu gözleri gücüm iyice tükendiğin de başım yere çarptı sonrası koca bir karanlık gelen fren sesleri üstümüze Yagan yağmur taneleri ve benim azer'e hayalime kavuşma istegim

****************************

İyi okumalar ecgir & azkar fandom

(hala varız dimi :/)

sessiz haykırış Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin