Son

20 2 1
                                    

Polisler olay yerine geldiğinde hepimizi gözaltı yaptılar. Polisler evden birkaç parça bir şeyler getirdiler. Polisler bizi sorguladılar.

Polis:

"Arkadaşın Ezgi neden intihar etti biliyor musun?" dedi.

Ben:

"Evet biliyorum." dedim ve bildiğim her şeyi anlattım. Polis memuru not aldı ve odadan çıktı ve takım elbiseli Bir adam ile geri döndü. Adam kendini tanıttı.

ADAM:

"Ben Sarıkaya ailesinin avukatıyım ve sizin için buradayım çocuklar, Yani daha doğrusu Berke Bey için." dedi Hepimiz çok şaşırmıştık. Adam kendi laptopunu açtı ve bize çevirdi. Bir video açtı adam bize.

Ezgi:

"Ben Ezgi Sarıkaya şuanda söyleyeceklerimin hepsi kendi hür iradem ile yapılmaktadır. Ben BERKE CAN ÖZBEK ile sevgili iken ŞERİF ALDEMİR adlı ... ne nin gayri meşru çocuğu benim annem öldüğünde bana destek olduğunu sanıyordum. Fakat bana tecavüz etti ve bana şantaj yaptı. Beni gerçek sevgilim Berke den ayırdı. Beni hamile bıraktı ve kaçtı. Artık bana yol gösterebilecek ne bir ailem var nede yanımda destek olacak bir arkadaşım. İstesem Berke bana hala destek olur ama. (ağlamaya başlar) çok yoruldum bu hayattan kısa bir sürede yaşadığım acılara dayanamıyorum artık. Berke evlenme teklifini kabul edecektim ama tecavüze uğramış bir kızı ailene nasıl kabul ettire bilirdin ki. Sen benim ilk ve tek aşkım olarak kaldın. Şimdi Akraba fertlerimden hiçbirisine miras hakkı verilmesin. BENİM TÜM MAL VARLIKLARIMI BERKE CAN ÖZBEĞE bırakıyorum. Bu arada Berke muhakkak bu mutlak karanlığın sonunda bir gün aydınlığa ulaşacağız ve Ben seni orada bekliyor olacağım. dedi. Ve kendini astı." Avukat önüme kağıt destesi uzattı ve :

"Lütfen merhumun son isteğini yerine getirin." dedi. Ben ağlamaya başladım.

Ben:

" O şerefsizi dövmeyi erken bırakıp koşsak o hala hayatta olurdu. Onu ve çocuğunu kabullenip evlenmek istiyordum Ben. Kim birini bu kadar sever abi ya!  " dedim. Ağlayarak kağıtları imzaladım. Ama o an aklımda sadece intikam vardı.

Melih:

"Şerif Aldemir'i araştırın? nerede ne yapıyor ?" dedi yan masadaki memurlara.

Avukat bizi oradan çıkarttı ve Ben morg kapısının önünde beklemeye durdum.

 28.04.2019

Bugün dünyanın en karanlık günü. Sevdiğim kadının az önce cenaze namazını kıldım. Onun intihar etmesine neden olan iki kişide dışardaydı. Ben onunla ilgili anılarım geliyordu aklıma. Ne ara buraya gelmiştik biz. O tabutta ben ise hemen yanındaydım. Ailem yanımda olsalardı bana az da olsa destek çıkardı. Ama ben onları yanımda istemedim. Olayları anlatıp tekrar üzülüp herkesin ortasında ağlamak istemedim. Yanımda üniversiteden arkadaşlarım vardı ve onlarda ailem gibi bana destek oldular. Ezginin tabuta omuz attık ve mezarlığa doğru götürmeye başladık. Ben kimseye bırakmıyordum. Mezarlığa geldiğimizde Ezgiyi mezara yerleştirirlerken içimde kopan fırtınaları bu günlüğe sığdıramazdım. Ezginin her toprak attıklarında ben hissediyordum. Sanki Ezgi yerine beni gömmüşlerdi. Nasıl ağlıyordum? İnsanın sevdiği birisini kaybetmektense ölmek daha iyi olurdu. Kalabalık yavaş yavaş dağılmaya başladı. Ufak bir kitle hariç. Hepsi bana doğru yürümeye başladı. Ben tedirgin oldum ve Mezarın başına geçtim. Meğer benim için gelmemişlerdi. Arkamda avukat varmış meğer. Onunla biraz konuşup tartıştılar. Avukat bana sonradan söyledi onlar Ezginin akrabağları imiş. Miras için gelmişler akbaba sürüsü. Avukat beni göstermiş ve tüm mal varlığı onun merhumun vasiyeti üzerine demiş. En son Avukat bana bir flash bellek uzattı.

Avukat:

"Ezgi Hanımın odasından çıktı. İçinde fazladan bir video var ve size özel?" dedi ve çekip gitti. Ben ise flash ı cebime koydum ve Ezginin mezarının yanında günlüğümü yazıyorum. Arada bir ona anılarımı hatırlatmaya çalışıyorum. Sanki bana cevap veriyormuş gibi konuşuyordum. En son ağlayarak:

"Ezgi! Eğer o salağın yanından daha hızlı ayrılıp yanına gelseydim sen şuan yaşıyor  olacaktın. Hepsi benim suçum! Ben o orospu çocuğunun elindeki tüm videoları ve yedekleri sildim. Yanına bu müjdeli haberi vermeye gelecektim. Çocuğunu kabullenip seninle evlenecektim." dedim ve ayağa kalktım. " Yarın gene gelirim" dedim ve mezarının yanından ayrıldım. Ezginin evine gittim. Ezginin yatağına gidip yastığına sarıldım. Yastığını alıp yatakta döndüm ve bir şey beni rahatsız ettti. Elimi cebime attığımda cebimde avukatın verdiği flash bellek vardı. Ezginin bilgisayarını açtım. Flash ta iki tane video vardı:

1. vasiyetim

2.Berkeme özel. Videoyu açtım.

Ezgi:

"Berke olanların hiçbirisini istemedim. Hepsi bana zorlatıldı. Sen bunların hiçbirisini hak edecek birisi değilsin. Bana evlilik teklifi ettiğin günü çok iyi hatırlıyorum. Sana Hayır derken sanki içimde zebaniler işkence ediyordu. Gerçi kısa bir süre sonra onlara katılacağım ama olsun. Sana hayır dedikten sonra yüzüne bakacak bir mecalim bile kalmadı. Hele birde bugün Şerife söylediklerimi sen Teknik servis odasından duyunca o bana daha fazla koydu. Evet senin orada olduğunu anladım. Fakat sen Şerifi öldürüp hayatını boşa harcama diye Şerif gidene kadar bekleyip öyle gittim. Sen benim tek aşkım oldun ve hep te öyle kaldın Elveda." dedi ve video durdu. Ezginin yastığına kafamı gömdüm ve ağlayarak uyudum.

GÜNLÜĞÜMÜN SONU

Ezgi öleli bir hafta oldu. Rüyalarımda Ezgi hep beni suçluyordu bide Şerif mahkeme tarafından tutuksuz yargılandı. Uyuyamıyordum. Şirketten aldığım araba ile Ezgiyle hep gitmek istediğim şehre doğru yola çıktım. Yola çıkmadan önce her şeyi hallettim. Şimdi arabayla gezerken en tenha yeri buldum ve çektiğim videoyu aileme yolladım. Şimdi sıra geldi son üç şeye:

1. Vasiyetimi çoktan aileme yolladım.

2. Ezgiye kavuşmak için hazırım.

3. ve son olarak yanımda götüreceğim kişiye. 


Melih oturduğu yerden doğruldu.


Şerifin o kadar kolay kurtulabileceğini mi sandınız. Şerifin kaçmasına asla izin VERMEYECEĞİM! Hesabıma geçen para ile kiralık katil tuttum ve ona o piç kurusunu bir an önce yanımıza göndermesi için yüklü miktarda para verdim. Yani siz bu satırları okurken.


Polis memuru koşarak geldi.

"Komiserim Şerif ALDEMİR. O"


ÖLDÜ.

İntihar AşıklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin