3

19 1 0
                                    

Jimin
Açık kalan perdeden gözüme vuran rahatsız edici ışıkla uyandım. Dün akşam fazla kaçırdığım için başım çatlıyacak derece ağrıyordu ve Lara'yı izlerken uyuya kaldığım için kolum tutulmuştu. Harika.

Lara'yı uyandırmamaya çalışarak yataktan kalktım. Seri adımlarla banyoya girip kısa bir duş aldım. Karnım fena halde guruldarken üzerime rahat bir şeyler geçirdim.
Lara uyanacağa benzemiyordu bu yüzden kahvaltıyı odaya söylemeye karar verdim.
Elime komidine bırakılan menüyü alıp Lara'nın sevebileceği şeylere göz attım.Yemekleri söyledikten sonra balkona geçip biraz hava almaya karar verdim.

Odaya geri döndüğümde yatak boştu,aniden gelen acaba gitti mi hissiyle küçük bir kalp çarpıntısı geçirsemde banyodan gelen su sesi rahatlamamı sağladı. Yatağa oturup banyodan çıkmasını bekledim. İçimde garip bir heyecan vardı, dün o kadar güzel bir gece geçirmiştik ki hatırlamayacak olma ihtimalini düşünmek bile üzülmeme sebep oluyordu. Ben bunları düşünürken havluya sarılmış saçları ve vücudundan güzelce süzülen tişörtümle Lara karşımda belirdi. Tekrar ediyorum, benim tişörtümle.

"Günaydın." hafif çatallı sesiyle gülümsedi. Bende gülümsedim.
"Günaydın, iyi misin başın ağrıyor mu?"
Kafasını sallayarak yanıma çöktü.
"Hayır ama çok halsiz hissediyorum, dün yürümeyi teklif etmeseydim keşke." küçük kıkırtısı ve dün geceyi hatırlıyor olması beni o kadar mutlu etti ki, biran gülümsemekten ağzım yırtılacak sandım.
"Bir dahakine sana arabayla şehri gezdiririm o zaman?" lütfen kabul et lütfen olur de lütfen güzel fikir de...

Güzel dişleriyle gülümseyip bar kısmına doğru süzüldü"Kesinlikle mantıklı bir fikir."
Çekmeceleri karıştırıp bulduğu kahveyi yapmaya başladı."Kahve ister misin?"
İsterdim tabiki "Mükemmel olur."
"Şekersiz içtiğini tahmin ediyorum?" sanki şekerli içtiğimi söylersem her an çekip gidecekmiş gibi bir hali vardı, tanrıya şükür neyseki şekersiz içiyordum."Evet şekersiz içiyorum." Biliyordum der gibi zaferle gülümseyip kahve yapmaya geri döndü.
Bende çalan kapıya bakmak için ayaklandım.

Garson kahvaltılıklarla dolu tekerlekli masayı odanın geniş alanına bırakıp çıktı."Vay canına mükemmel görünüyor, nerden çıktı bu?" Lara gözlerinden çıkan kalpler ve açık ağzıyla arkamda belirdi. "Sen uyurken sipariş etmiştim, acıkmışsındır umarım?"
Sandalyesini çekip yerini aldı." Şaka mı yapıyorsun o kadar açım ki! Teşekkür ederim." Tepkisine gülerek karşısına oturdum. Vay canına gerçekten acıkmış görünüyordu. Dalıp gittiğimi özenle hazırladığı pankek dilimini ağzına götürürken göz göze geldiğimizde fark ettim.

"Bir sorum mu var?" Sorusuyla kendime geldim.
"Hayır hiçbir sorun yok devam et lütfen." Ellerimi iki yana sallayarak devam etmesini işaret ettim. O kadar güzel yiyordu ki daha fazla dayanamayıp yemeğe gömüldüm.
Hem açlığımızı giderip hem güzelce sohpet ettik, onunla yaptığım her şeyden bu denli keyif almamın tek bir sebebi olabilirdi(?).

Yemeğimizi bitirdikten sonra ayaklandık. O saçlarını kurutmak için banyodayken ben resepsiyona masayı toplayabileceklerini haber verdim. Geri döndüğünde dün geceki elbisesini tekrar giymiş, yeni kuruttuğu saçları odayı mis gibi kokutmuştu.
"Ben artık gitmeliyim sanırım. Her şey için teşekkür ederim, özellikle dün gece için." güzelce gülümseyip bana doğru yaklaştı.

"Asıl ben teşekkür ederim, ne yaptım ki sanki?" utangaçla gülümseyip yerdeki halıyı izlemeye başladım. Utangaç olmaktan nefret ediyordum.
"Ne yaptım ki mi? Sarhoş olduktan sonra sana çok sıkıntı yaşattığıma eminim, ayrıca beni odana almışsın üzerimi bile değiştirmişsin."

Yaptıklarımı tek tek sıralarken gözlerinin içine bakabilmiştim sonunda.Son cümlesinden sonra ellerimi iki yana sallamaya başladım telaşla, beni yanlış anlamış olamazdı değil mi? Telaştan ne diyeceğimi bilemedim, eğer yanlış anladıysa bu bizim için kötü bir başlangıç olurdu." Ben yanlış anlamanı asla istemem, dün gece rahat edemediğini hissettim.Özür dilerim gerçekten."
Telaşımdan sonra hayal kırıklığıyla suratına bakmaya başladım. Şok olmuş şekilde beni   dinlediğini yeni fark etmiştim.

"Ne alakası var tabikide yanlış anlamadım, ben böyle şeylerden utanan yada rahatsız olan bir insan değilim Jimin. Lütfen rahatla,bana böyle iyi bakmışken nasıl özür dilersin?"
Ne diyeceğimi bilemiyordum, resmen yüreğime su serpmişti, söylediği şeyler ayrıca zaman geçtikçe Lara'ya daha fazla tutulacağımı fark etmemi de sağlamıştı.

Ağzım açık ve etkilenmiş bir şekilde Lara'yı izlerken bir anda onu bana doğru gelirken buldum.Utangaçlığını üzerinden atmanın zamanı geldi Park Jimin.
"Lara ben seninle tekrar görüşmek istiyorum, hatta mümkünse hiç ayrılmamak istiyorum yanından."
Ben.Az.Önce.Ne.Dedim.

"Bende." Aniden gelen cevapla şok olmuş bir şekilde Lara'ya döndüm.
"Gerçekten mi? Gerçekten ister misin benimle olmayı?" Şefkatle gülümseyip cevap verdi.
"Bunu bana soruyor musun gerçekten? Seni öpen bendim unuttun mu?"

Aklıma gelen anla farkında olmadan gülümsedim."Unutmadım nasıl unutabilirim ki?"
Bir adım daha Lara'ya yaklaştım, aramızda 1 santim bile kalmamıştı artık. Utangaç Jimin nereye gitmişti acaba? Umarım geri gelmezdi.

Lara ona yaklaşmış olmama gülümseyip gözlerimin içine bakmaya başladı. Mis gibi kokusu burnuma daha net gelmeye başlayınca daha fazla dayanamayacağımı fark ettim.

Güzel dudaklarımı dudaklarımla buluşturdum. Bun hareketime şaşırmayıp aksine hemen karşılık vermeye dbaşladı. Elimi beline atıp onu iyice kendime çektim. Dün geceki kadar uzun sürmeyen öpücükten ilk Lara ayrıldı. Kızarmış dudaklarıyla konuşurken gözlerimi ondan alamıyordum.

"Artık gerçekten gitmeliyim sanırım. Hoşçakal Jimin."e
"Hoşçakal Lara." Öpücüğün ve güzel kokusunun etkisinden kapanının kapanma sesiyle uyandım.

AŞKOLAR GÜNEY KORE'DEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin