Tell Me Pretty Lies • BrightWin

12'

"Bright sıçacağım ağzına,bana bak oğlum!"

"Siktir git Gun,senin yüzünden Win'le birbirimizin yüzüne bakamıyoruz resmen!"

"Ne var,öpüşmüşsünüz ve ben bunu millete duyurmak istedim!"

"Öpüşmedik geri zekalı,sabah uyandığımızda birbirimize sarılmıştık ve dudaklarımız birbirine değiyordu sadece!"

"Aynen kanka hiç öpüşmemişsinizdir inandık."

"Öpüşmedik diyorum!"

"Hassiktir,Jackson kaza yapmış!"

"Ne?"

"Ayağını kırmış geri zekalı,yürüyün hastaneye gidiyoruz."

"Of,hep böyle bir şeyler açılıyor başımıza!"

"Kes sesini de yürü Sana,Tae'yle Jungkook bugün Kore'den gelecekler,Tanrım!"

"Yürüyün hadi de Jackson'un yanına gidelim artık,çocuğun canı yanıyordur!"

Söylediklerimle önümden ilerlemeye başlayan arkadaşlarımla birlikte hızla arabama bindim.

Diğer kapının açılmasıyla Mike'ın,arka kapının açılmasıyla da Sana'nın geldiğini anlamıştım.

"Neyi bekliyorsun,Bright! İlerlesene!"

Arabayı sürmeye başladığımda,çalan telefonumu cebimden çıkardım ve arayan kişiye baktım.

Bir dakika,Win arıyordu!

Parmağımı hızla onay tuşunda kaydırıp telefonu kulağıma götürdüm.

"Efendim,Win?"

"Şey,Bright...Ben dün olan şeyler için öz-"

"Win,inan bana şu an bunları düşünmeye dakikam dahi yok.Araba sürüyorum ve hastaneye gitmemiz gerekiyor."

"Hey,ne oldu sana?! Sana mı bir şey oldu başka birine mi?! İyi misin Bright?!"

"Jackson kaza yapmış,ayağını kırmış geri zekalı.Tanrı bilir yine kiminle yarışa girmişti!"

"Hangi hastane? Söyle ben de geleyim."

"Konum olarak atarım."

"Tamam."

"Hoşçakal."

"Görüşürüz."

Çağrıyı kapatıp hemen konumu attım ve telefonu torpido gözüne koydum.

"Kaç kez söyledim,motoru hızlı sürüp birileriyle yarışa girmemesini! Dinleyen yok ki?!"

"Tamam Sana,sakin ol.Gidiyoruz işte."

"Olamam sakin! Ya ondan hoşlandığımı söylemeden ölseydi?!"

"Ne?"

"Ne?"

Ben ve Mike şokla arka koltukta oturan Sana'ya baktığımızda,kız resmen oturduğu yerde küçülmüştü.