‘’Arya uyan haydi!’’
‘’Arya! Kime diyorum ben, kızım uyan haydi!’’
‘’Arya? 5 dakika çoktan doldu!’’
‘’Aryaaaa! Eylül geldi haydi ama kalk kızım!’’
‘’Ben onu uyandırmasını bilirim Fatoş Teyzem, sen yorma boşuna ağzını.’’ dedi Eylül ve odama geldi. Aslında uyanmıştım, ama hala gözlerimi açamıyordum. Odamdaki ayak seslerini duyuyordum, muhtemelen annem beni ayaklarımdan sürükleyerek uyandıracaktı. Bu sabahta bunu yaşamamak için ayak sesleri daha da yaklaşınca havaya tepik atmaya başladım.
‘’Hiiiiiiiiiiiiiiiihhh! Kızııııım! Ne yaptın ya! Senin bu sakarlıkların nereye kadar sürecek. Sakar ya! Yemin ederim Sakarya’sın.’’ Elindeki su dolu bardakla, tepiğim sonucu yere düşmüş ve ıslanmış olan bir adet Eylül’ü karşımda görünce önce şaşırdım, ama kahkahalarım bu şaşkınlığımı kısa sürdürmüştü.
‘’Ay…Eylül sen miydin ya…Bende annem sandım valla kanka. Pardon çok...’’ dedim Eylül’e. Gülmemden artık ne kadarını anladıysa tabii.
‘’Kaldır beni Sakarya. Neyse, alıştım artık sana. Hadi hazırlan da çıkalım artık bir an önce.’’
Başımı yukarı aşağı sallarken hala daha gülmemi durduramamıştım. Giysi dolabımın karşısına geçip, iğrenç okul formalarımızı giydim. Saçlarımı ellerimle düzelttim. Makyaj mı? Tabiikide hayır. Okula makyajla gideni müdür yardımcısı Habip haşlardı vallaha. Gerçi…Ben yine bir sakarlık yapar, yırtabilirdim ama…Riske atmaya gerek yoktu. Giyindikten sonra tavana bakıp ‘’Yaa ben ne unuttum?’’ derken kendime çelme taktım. Yere düşmemin mi etkisidir nedir, kafamda bir ampul parladı ve banyoya koştum. Yüzümü yıkamayı unutmuştum sahi. Hemen yüzümüde yıkayıp kahvaltı masasına koşturdum. -2 kez yere düştüğümü belirtmeme gerek yok sanırım?-
Kahvaltı masasında Eylül sürekli kaş göz işaretleri yapıp, ‘’Haydi çıkalım.’’ Demek istiyordu. Ama o da bilirdi ki yemek benim her şeyimdi. Ne öğün olursa olsun, hayvanca yerdim. Doyar gibi olduğumda –ben hiç doymam, doyar gibi olurum- kahvaltı masasından kalkıp annemin yanağına sulu bir öpücük kondurdum. Eylül tavana bakıp ‘’Şükür Ya Rab!’’ çektikten sonra okul yolunu tuttuk.
‘°ºø•❤•.¸✿¸.•❤•.❀•.
‘’Okul çıkışı D ler toplanıyormuş Sakaryacık, gelsene sende be karşiiiiiiim?’’ dedi Mıstık. Ah bu çocuğun sululuğuyla benim sakarlığımı yarıştırsak!
‘’Yok Mıstık, performans ödevi vardı onu yapacağım.’’
‘’Yine mi performans ödevi kızım, nedense hep senin performans ödevlerin oluyor arkadaş! Benim neden olmuyor? Zaten olsada yapmam da… Başka bahanele-‘’
‘’Mıstık, kız gelmek istemiyor zorlama, uza.’’ Dedi Eylül’üm! Canım BeFeFem be!
Mıstık ağzına kilit vurma işareti yapıp, gülümseyerek yanımızdan uzaklaştı. Sululukta mastır yemin ederim.
‘’Yine mi parka gideceksin?’’ dedi Eylül.
‘’Evet BeFeFem.’’
Havalar iyi olduğu sürece hep parka giderdim. Bir ağaç evim vardı, zamanımı orada geçirip çocukları izlerdim. Bunu sadece Eylül bilirdi. Nedenini sorgulamazdı. İşte benim BeFeFem! (♥‿♥)
Çıkışı iple çektiğim sıradan bir gün daha son ders ziliyle bitmişti. Eylül’e havadan bir öpücük atıp, onun gülümsemesini aldıktan sonra hızlı adımlarımla okuldan çıktım. Okul kalabalığına fark atınca kulaklığımı takıp John Legend-All Of Me şarkısını açtım. Gülümsemem hafiften yüzüme yayılırken yavaş adımlarla parkın kapısından içeri girdim. Çocuk sesleri şarkımın son seste olmasına rağmen, şarkımı bastırıyordu. İşte bunu seviyordum. Kapıdan girip etraftaki çocukları süzerken bir çift gözle göz göze geldim. Umursamadan -i don’t give a fuck anam (˘‿˘ʃƪ) :ddd- ağaç evime doğru yürümeye koyuldum.
.:**:.☆*.:。.✿
‘’Uyanıyor.’’ Dedi tanımadığım bir ses. Gözlerim 6. Sınıftaykenki karneme ağlayarak baktığım andaki gibiydi… Buğulu *-* . Gözlerimi kırpıştırıp nerede olduğumu anlamaya çalıştım, ama bu odanın kokusu gözlerimden önce davrandı. Hastane odası. İğrenç. Gözlerim normal halini aldığında karşımda parktaki bir çift gözle, göz göze geleceğim aklıma gelmediğinden o bir çift gözle yine göz göze gelince gözlerimi kırpıştırarak bir daha gözle ilgili bu kadar uzun cümle kurmayacağım diye kendime göz devirdikten sonra… ‘’Sen mi getirdin beni buraya?’’ dedim. Bunu derken yatağın yanında bulunan komidine kolumun çarpması sonucunda çiçekli vazoyu devirdim, yine muhteşemdim. Karşımdaki benden 3-4 yaş büyük gibi olan çocuk başını yukarı aşağı bıkkınlıkla sallarken, bir cesaret patlaması yaşadım ve ‘’Adın ne kahramanım?’’ dedim. Bunu ben dedim. Beceriksiz olan bir ben.
‘’Baran.’’ Dedi soğuk sesiyle. Yüzü de soğuktu, sanki aramızda duvar var gibiydi. Yinede gülümsememi düşürmedim. ‘’Teşekkür ederim Baran.’’ Dedim. Dudaklarını tek çizgi haline getirip tekrar aynı bıkkınlıkla kafasını yukarı aşağı sallayarak çekip gitmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sakar Bela (◑‿◐)
Teen FictionSakarlıklarıyla nam salmış bir kız, Arya. ˙·٠•●♥ Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒ ♥●•٠·˙ Arya'nın, başına bela olduğuna inanan bir erkek, Baran. ˙·٠•●♥ Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒ ♥●•٠·˙