Kızlar şaşkınca birbirlerine baktılar Duygu kaşlarını çatarak:
-"Bu ne demek? Dedi. Sesi istemeden de olsa tuhaf çıkmıştı. Yaprak:
-"Nightmoon..." Diye tekrar etti. Yağmur tek kaşını kaldırarak:
-"Türkçesi 'gece ayı' bunun bir işaret olduğu belli ama neyin, kimin, niye bu işaret? " Dedi. Duygu düşünceli bir ifadeyle:
-"Ve neden üstü karalanmış?" Diye ekledi.
-"Bunun ne olduğunu tahmin edebiliriz. Yağmur'un da dediği gibi üstü karalanmış. İyi karşılanmadığı belli. " Yaprak bunları dedikten sonra kızlara mantıklı gelmişti. O sırada yanlarına bir kız geldi ve:
-"Bu konu hakkında çok konuşmayın. Herkes size bakıyor. Ama çok merak ediyorsanız evet biz onlara karşı savaşıyoruz. Bu kadar bilgi yetmeli." Dedi ve tekrar sırasına oturdu.
Kızlar kafalarını çevirip baktıklarında cidden bütün sınıf onlara bakıyordu. Sonra yutkunarak kendi sıralarına oturdular. Tesadüf oturdukları anda öğretmen geldi. Yaprak bakanın söylediği sözleri hatırladı.
'Sihir dünyasında hiçbir şey tesadüf değildir.' demişti. Bakan onlara her ne kadar soğuk ve sert bir şekilde yaklaşsa da Yaprak onu sevmişti. "Belki de kişiliği öyledir, sırf bizim için kişiliğini değiştirecek değil ya. Hem koskoca bu ülkenin başkanı!"
-"Yaprak, Yaprak Demiray." Öğretmenin sesiyle irkildi. Yaprak anlamaz bakışlarla öğretmene baktı.
-" Yaprak dersi dinliyor musun?" Yaprak yalan söylemenin anlamı olmayacağını düşünerek:
-"Dinlemiyordum." Dedi. Öğretmen gülümseyerek:
-"Dürüst olmana sevindim. Benim adımı da duymadın sanırım?" Diye sordu. Yaprak kafasını iki yana salladı.
-"Hayır."
-"Ben Profesör Will Bohn. Size nasıl sihir yapacağınızı öğreteceğim. Seni tanıyalım." Dedi ve ellerini göğsünde birleştirdi. Yaprak yutkundu.
-"Ben Yaprak Demiray." Dedi ve sustu. Başka ne diyebilirdi ki. Özgeçmişini sıralayacak hâli yoktu ya. Profesörün kızacağını düşünerek onun yüzüne baktığında profesör tam aksine memnun bir şekilde kafasını sallayarak derse geçti. Yaprak'ın ikinci kez kendini tanıtmasıydı bu. Ve ikisinde de aynı sorunu yaşamıştı. Daha doğrusu sorun yaşadığını düşünmüştü.
Yine tam düşüncelere dalacaktı ki dersi dinlemesi gerektiğini fark etti. Sonuçta bu sihir dersleri bizim derslere profesörleri öğretmenlere benzemiyordu.
...........
Zil çalmıştı. Hayret! Bu kadar tuhaflığın arasında zilin çalması normal kalmıştı.
Bu son dersin teneffüsüydü. Ve teneffüs süreleri de aynıydı. Dersler de aynı şekilde sıkıcıydı. Hemen sihir nasıl yapılır öğretmemişlerdi. Sihir nedir? Büyü nedir? Tarihi, nasıl bulunduğu falan... Bu kavramların üzerinde durmuştu profesörler.
Birkaç şey alıp rastgele boş bir yere oturduk. Buradaki yiyeceklerin avantajlarından birisi de bedava olmasıydı. İleride tam anlamıyla sihirist olduğunda ve para kazandığında hayat dünyadaki gibi normal bir şekilde devam ediyordu.
Birkaç dakika yediklerine odaklandılar ve hiçbir şey demediler. Uzun bir aradan sonra Duygu hafifçe öksürdü konuşmamız gerektiğini belli etmek için. Yaprak gözlerini Yağmur'a yöneltti. Yağmur gözlerini devirdi.
- Evet ne yapacağımızı bende bilmiyorum. Neden buradayız? Sihir ne? Hala anlayabilmiş değilim. Bir de bu karmaşanın içine nightmoon diye bir şey katıldı.
-Ama anlamamız gerekiyor. Anlamazsak hiçbir şey yapamayız. Bakın burada hayat çok farklı işliyor. İnsanların tek kaygısı okulu bitirip sihirist olmak. Tabi savaşta var tabii, ama savaş bitince hiçbir dertleri kalmayacak. Nightmoon'a gelirsek birkaç gün sonra başkana sorarız. Ama şimdi olmaz çok dikkat çekeriz.
Kızlar başıyla onayladı ve hepsi tekrar yemeğe gömüldü. O sırada kendilerine seslendiğini belli eden bir sesle başlarını kaldırdılar.
-Hey! N'aber.
Eveeeet arkadaşlaar... Uzun süredir yeni bölüm yazmıyordum. Hatta unutmuştum bile. Şimdi baştan sona bi okudum (niye böyle bir sey yaptım ben de bilmiyorum). Lafı uzatmayacağım yeni bölüm gelmeyecek. Normalde silecektim ama okunması fazla geldi gözüme bu yüzden silmeyeceğim. Küçükken büyük heveslerle yazmıştım ama şuan nasıl devam ettirmem gerektiğini bilmiyorum. Bu yüzden devam ettirmeyeceğim.
İyi günler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİHİR
AdventureYaprak ' ın yeni bir şehre, yeni bir okula ve yeni arkadaşlara alışması onu çok zorlamıştır. Yeni evdeki komşusu olan Duygu ile çok yakın bir arkadaş olmuş lardır. Duygu ile evlerinin karşı karşıya olması ve gittikleri okulun aynı olması onun için b...