Doğan
Kalbim acıyla kıvranırken yine de kendimi onun yanında güclü göstermeye özen gösteriyordum. Yanına gelmiştim, yanı başındaydım ama ne tepki vereceğimi hala bilmiyordum. Bana sarılı olan kolları bir zindanmış gibi içimi sıkarken, burnuma dolan kokusu ciğerlerimi deşecek derecede güzeldi.
"Gel, içerde konuşalım."
Benden ayrılıp elimden tuttuğunda ağlamaktan kızarmış gözlerine diktim bakışlarımı.
"Oğlum, ben sana yeni kovuşmuşken seni kaybetmeye dayanamam. Ölürüm lan ben."
İçimden kendini dışarı atan sözcüklerle yine doldurmuştu gözlerini. Mahçup bir şekilde gözlerini benden ayırıp yukarı kaldırdığında onu kendime çekip sıkıca sarıldım titreyen vücuduna.
"Seni çok seviyorum, Çetin. Dayanamam gibi geliyor bana. Nefesim şimdiden kesiliyorsa, seni kaybettiğim anda neler olur hayal dahi edemiyorum."
Farkında olduğum gerçekle kalbim cayır cayır yanıyordu resmen. Onu kaybetmek istemiyordum. Beni bıraksın, gitsin istemiyordum. Ben onsuz ne yapacaktım ki, şu siktiğim dünyada?
"Özür dilerim, Doğan. Sana en başından her şeyi anlatmam gerekiyordu. Ama yapamadım. Normal insanlar gibi bir ilişki yaşamak istedim. Tek suçum bu."
Ağlayarak konuşan boğuk sesinden bile öpmek istiyordum resmen. Her hücresini sevmek, ezberlemek istiyordum. Beni bırakıp gittikten sonra hayaline sığınmam için her hareketini, her lafını aklıma kazımak zorundaydım. Yüzündeki görmeye dayanamadığım bu acı dolu ifadeyi bile zihnime kazımak hayatın bana sunduğu en kalleşçe şeydi işte.
"Seni çok seviyorum, Çetin. Hayatımın sonuna kadar kalbimde olacaksın. Ne olursa olsun hep aklımda olacaksın. Her hareketini, her mimiğini aklımda tutacağım. Yanında hissettiğim sıçaklıksa..."
Elini ellerimin arasına alıp göğsüme bastırdım.
"Her zaman kalbimin tam ortasında hissedeceğim güzel çocuk. Yaktığın aşk alevi kalbimin merkezinde yakılı duracak. Hayatımın sonuna kadar o ateşle kavrulacağım."
Aynı onun gibi ağlayarak konuşmamın ardından ıslak dudaklarımızı birleştirdi. Acı içinde kıvranırken sanki vedalaşıyor gibiydik. Birbirmize aşkımızı haykıran dudaklarımız şu an ayrılık konuşması yapıyordu.
"Beni sakın unutma, Doğan."
"Seni asla unutmayacağım. Seni hep seveceğim, sevgilim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen misin?
Short StoryDoğan: Senin soyadın Yıldız mı? Çetin: Pardon? Doğan: Sen Çetin Yıldız mısın? Çetin: Evet ama sen kimsin? Doğan: Ben Doğan