"Abel emin misin?"
Kafasını sallayınca odadan çıkıp mutfağa indim.Çekmeceleri tek tek karıştırırken sonunda aradığımı bulmuştum.Elimi bıçağın üzerine gezdirdim.
"Gerard, ne yapıyorsun bu saatte? Aman Tanrım! Bırak o bıçağı hemen."
Sesle arkamı döndüm.Gözlerimi kapattım birkaç saniye bekledim.
"Ha? Şey.. bu bıçak.."
Omuzlarımdan tuttu ve elimden bıçağı aldı. "Tatlım, bu bıçakla ne yapıyordun?"
Ellerim kafama giderken beynimi düşünmesi için zorladım.
"Şey.. ben..bilmiyorum.Hatırlayamıyorum."
"Tamam, odana çıkalım.Uyumaya ne dersin?"
Kafamı salladım ve yavaşça merdivenleri çıktık.Annem üzerimi örttükten sonra kapıyı kapatarak odadan çıktı.
Tavana bakarken Abel yanımda belirdi.
"Neden yapmadın?" Yüzüne baktım ve birkaç saniye sonra uykuya dalmıştım.
Ertesi Gün Akşama Doğru
Odamın kapısını açmamla annem üzerime düştü.Hızlıca onu ittirerek ayağa kalktım.
"Beni gizlice dinlemekten ne zaman vazgeçeceksin? Yater artık!"
İkişer ikişer merdivenlerden indim ve ceketimi alarak evden ayrıldım.Havaya kararmaya başlamıştı.Nereye gittiğimi bilmeden yürümeye başladım.
"Hey, Gerard, ne kadar da korkaksın?"
"Ne?!" Hızla arkamı döndüm ve etrafımı kontrol ettim.
"Küçük Gee, ne kadar da kızgın!"
Etrafa bakınırken olduğum yerde kaldım.
"Yoksa ailen seni sevmiyor mu?"
"Aş bunları, Gerard."
" Küçük korkak, küçük korkak"
Ses şarkı söylemeye devam ederken kulaklarımı tıkadım.Hızla yürümeye devam ettim.Bu ses de neydi? Tanrım, Tanrım.
"Burdayım, Gee.Arkana bak."
Arkamı döndüm. "Abel?"
"Korkak, Gerard!"
Görüntü titrerken, sesi kalınlaşmaya başladı.Gözleri tamamen siyahlaşırken benim iki-üç katım olmuştu.
"Korkak, Gerard!"
Gözlerim dolmaya başlarken daha fazla dayanamadım ve dizlerimin üzerine düştüm.
"Yeter!" Çığlığım tüm sokağı inletiyordu.
Gözlerimi sımsıkı kapadım ve duvarın köşesine sindim.Ses yoktu, bekledim.
"Hey, sen iyi misin?"
Ellerimi kafamdan çektim ve yanıma çömelmiş olan oğlana baktım.