Bu bölüm çiçeğime ithafen, leroswia 🤍
-
Cennet ile Cehennem'i bağlayan yol.
Yüreğimi çelen cezbedici her sıcak,
İblislerin yarattığı yanıltıcı bir tuzak, aşk.
Oysa göğüs kafesimi deliveren aşk,
Senin tümcelerinden ebedi ırak.
19 Aralık 2019
Lirlonfa Maluré: Güneş'in Kızı ve Kimsesiz Garip'in Biricik Aşkı
-
"Kendi sözlerine kulak asmayan pervasız kulu, Tanrı cehenneminde asla gerçekleşmeyecek bir masala kurulan eşsiz hayali ile sınadı. Verilen bu dersin ilk vakitlerinde yalnızca can alan kıvılcım, bir ateşe büründü ve gün geçtikçe ruha da sıçradı. Kondurduğu derin öpücüğün açtığı kapatılmaz yaralar sarkaç sallandıkça kanını kader denilen kanunun parmaklarına buladı. Ve o zavallı, bir daha hiç hayal kuramadı." Hatırlıyordum kelimesi kelimesine, yirmi yaşıma bastığım an on dokuzuma bıraktığım mektubun ilk paragrafını. Çünkü bir paragrafa sığdırmıştım boğazıma bir yumru gibi oturan, sırtımı kambur eden yaşantımı. Bir paragrafa sıkıştırmak zorunda bırakılmıştım belimi büken her bir hatıranın hissettirdiklerini.
Edebiyat bölümü seçmemin nedeni ise bu olabilirdi. Yazmayı, farklı türden kitaplar okumayı, okuduğum bu kitapların yazarlarını merak edip araştırmayı severdim. İngiliz Dili ve Edebiyat'ı okuyordum ancak dünya yazarlarının hemen hemen hepsine hakim olmak en büyük arzularımdan birisiydi. O destansı güzellikte eserlerin altında genellikle trajedik bir yaşantı gömülü olurdu, amansız bir hayal kırıklığı ile donatılmış, pişmanlıklarla süslenmiş vaziyette okşardık her bir yaprağı. Bazen aşkın en yalın ve saf durumu, bazen ise sevdanın hatalarla bezenmiş yazgısı sarardı sayfaları. Hatıralar, alınmış dersin ardından çıkarılan bir pay olurdu. Yaşanılan tüm bu tecrübeler mürekkebin bin bir halinde kağıda akıtıldığındaysa ortaya şaheser çıkması kaçınılmazdı.
Düşüncelerim yelkovanın sürüklenişi eşliğinde bir şerit misali yansıtılırken zihnimdeki perdeye, ansızın aklıma düşüverdi birkaç saat önce yaşanılanlar. Drama odasına saygısızca dalmamın ardından geçen zamanın sonrasında ekstrem olaylar yaşadığım söylenemezdi. Birkaç derse girmiş, aralarda kitap okuyup sıcak bir kahve içmeyi tercih etmiştim. Üniversitenin kampüsüne de içim ısındığından sıklıkla oraya inmiş, ders vakitlerine dek Güneş ışığı alan bir banka oturmuştum. Soğuk ile aram hiç iyi değildi. Büyük ihtimalle bu kansız biri olmamın doğurduğu sonuçlardan sadece biriydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cigarettes after u | rosékook
FanfictionDüşüncelerini sil at kafandan. Ölüm seni düştüğün dipsiz kuyudan kurtarır mı? Nefes aldığın sürece fırtınalarla dolu yaşantına sana Güneş'i hissettirir mi? Eğer yaşamak istiyorsan, Kendini kandırdığın, Var olduğuna inandığın her sanrıyı, Yelkovan on...