N❣️

95 12 11
                                    

Keyifli Okumalar 🐈

Sehun alacaklarını bitirip kasaya doğru ilerleyerek tek poşetlik malzemelerini tek tek bandın üzerine bırakmaya başladı. Neredeyse her gün geldiği marketin kasiyeri onu tanıyıp ufak bir selam verdikten sonra malzemeleri bir bir geçirirken küçük kediye de sevimli bakışlar atmaktan geri kalmıyordu genç kız. Sehun minik Miumiu'sunun gördüğü ilgiye alışkın olduğundan bir şey söylemeden kasanın sonuna geçerek aldıklarını poşetledi ve cebindeki kartını çıkarıp genç kızın ödemeyi almasını bekledi.

O sırada az önce tanıştığı çocuk da malzemelerini bandın üzerine bırakmış kasiyerin işini bitirmesini beklemeye başlamıştı. Kafasını kaldırıp Sehun'u ve Miumiu'sunu gördüğünde sıcak bir gülümseme yayıldı yeniden yüzüne. Bu sevimli kediyi ve en az kedisi kadar sevimli sahibini oldukça sevmişe benziyordu genç itfaiyeci. Demin hafiften gergin anlar yaşamış olsa da tatlı bir karşılaşmanın devamındaymış gibi samimi bir gülümsemesi vardı.

Kasiyerin ödemeyi alıp kartı sahibine verdiğini gördüğünde kafasını hafifçe eğerek çıkmak üzere olan çocuğa bir selam verdi. Ondan da aynı karşılığı alırken şaşırmış yüz ifadesine şahit olmak keyif vermişti Luhan'a.

"Miumiu hoşçakal"

Kediden bir cevap beklermiş gibi seslenmesi Sehun'u duraksatırken kararsız bakışlarla Luhan'a sonra Miumiu'ya baktı ve anlık bir gülümseme verip önüne döndü yavaşça. Luhan onun bu ne yapacağını bilmez hallerini izlerken eğleniyor gibiydi. Mimiklerini kontrolü dışında hareketlendiren çocuğu sadece 2 defa görmüş olmasına rağmen endişesini, mutluluğunu, kızgınlığını, huysuzluğu ve şaşkınlığını çok yakından görme imkanı olmuştu ve verdiği tepkiler Luhan'ı güldürüyordu.

Sehun marketten çıkıp evine doğru ilerlemeye başladığında dışarı çıktıkları için uyanmış etrafı izleyen kedisini biraz daha göğsüne doğru çekti. Geçen günkü gibi bir vaka yaşayıp Miumiu'sunu elinden kaçırmayı istemiyordu kesinlikle. Diğer elindeki poşeti parmakları arasında oynatıp daha sıkı tutarak bir an için arkaya çevirdi bakışlarını kaçamak bir şekilde. Birkaç adım atıp omzunun üzerinden baktığı sırada demin tanıştığı ve adının Luhan olduğunu öğrendiği çocuk da marketten çıkıyordu. Saniyelik olarak gözgöze gelseler de kafasını hemen önüne çevirmişti Sehun. Bu esnada Luhan'ın kendisine sunduğu güzel gülümsemeden habersizdi.

Market ile evi arasında beş altı blokluk bir mesafe vardı. Sıra sıra dizilmiş tanıdık apartmanların önünden geçip gitmeye devam ederken kafasını tedirgin bir tavırla yeniden arkasına çevirmişti ancak bu kez önüne döndüğünde kaşları şüpheyle çatılmıştı. Yaklaşık sekiz adım arkasından gelen Luhan ile aynı istikamette gidiyor olmak tuhafına gitmişti. Bir ara sokağa açılan ara yoldan karşı karşıya geçeceği zaman çocuğun o yöne doğru gidebileceği yönünde bir düşünce geliştirmişti kendince ancak yolun karşısına geçip yeniden şüpheyle arkasına baktığında Luhan'ın da karşıdan karşıya geçtiğini gördü.

"Bizi mi takip ediyor o?"

Etrafını seyreden kedisi ona bir miyavlama verse de çok da ilgi dolu bir miyavlama sayılmazdı bu. Çaktırmadan tekrar arkasına döndüğü sırada yeniden Luhan ile gözgöze geldi ve şüpheleri artık hat safhaya ulaşınca adımlarını sıklaştırdı. Bir an için kafasının içinden onlarca senaryo üretip arkasındaki çocuğun herhangi bir hareketine ne şekilde karşılık verebileceğini düşündü. 2 seferdir karşılaştığı çocuğu sürekli samimi gülümsemeleri ile yakalıyor olsa da şu an resmen takip ediliyordu.

"Herkese mavi boncuk dağıtırsan böyle peşimize takılırlar Miumiu. Her gördüğün insana sokulma demiyor muyum ben sana?"

Miumiu'nun ikidir çocuğa sırnaşıp durmasını kıskandığı için bunu şu an bu şekilde dışarı vurmaktan ve her şeyden habersiz kediyi azarlamaktan geri durmamıştı. Emindi ki Miumiu bu kadar sevimli olmasaydı Luhan denilen çocuk da peşlerine takılmayacaktı. Düşündükçe Luhan'ın kendilerini takip etmelerinin tek sebebi Miumiu olabilirdi ve çocuk kesinlikle Miumiu'nun peşindeydi şu an.

"Ya şimdi seni alıp kaçırırsa Miumiu? Görüyor musun ne yaptığını. Kedi hırsızları peşimizde sayende"

Bu düşüncesini dehşete düşmüş bir sesle Miumiu'dan ciddi bir cevap bekleyerek söylemiş olsa da koşar ayak iki blok ötedeki evine ilerlemeye devam etti. Öyle sanıyordu ki böyle hızlı davranırsa hemen arkasındaki bedene dümdüz ilerleyen yolda izini kaybettirebilir, Luhan denilen güzel çocuk da Miumiu'su ve kendisine dokunamazdı.

Acele adımları nihayet apartmanına ulaşıp apartman kapısını ardından sıkı sıkı kapatırken birkaç saniye sonra kapıya dayanacağını düşündüğü çocuğu beklemeye başladı nefes nefese. Elindeki poşeti kenara bırakıp Miumiu'yu biraz daha kavradı ve telefonunu eline alarak dışarıyı görebildiği, ancak dışarıdakilerin içeriyi göremediği cam kapının önünde çömeldi. Planı, Luhan denilen çocuk kapıyı zorlayacak olursa hazır ettiği polisin numarasını aramak ve kedi hırsızı çocuğu yakalatmak şeklindeydi. Ancak kendisinden saniyeler sonra bu kapının önünde olması gereken çocuk beklediğinin aksine kapıya dayanmamış, bunun aksine yolun karşı tarafına geçerek hemen karşısındaki apartmana doğru ilerlemeye başlamıştı.

Bir eli kotunun cebinde, diğerinde küçük poşetiyle hiç de Sehun'un oturduğu apartmana dönecekmiş gibi görünmüyordu. Üstüne cebinden çıkardığı anahtarla geldiği apartman kapısını açıp içeri bile girmişti. Bunu yaparken kısa bir an kedili çocuğun girdiği apartmana kısa bir bakış atmış olsa da kapıyı kapatıp gözden kaybolması zaman almamıştı.

Sehun şaşkınlıkla çocuğun arkasından bakarken dudaklarını büzerek bakışlarını kedisine çevirdi.

"Bizim peşimizde değil miydi yani?"

Miumiu tatlı bir miyavlama ile minik pembe dilini çıkarıp uzun adamın çenesini yalamaya başlarken Sehun bir süre daha emin olmak için gözlerini karşı apartmanın kapısında gezdirmiş, sonra da poşetini alarak üst kattaki evine çıkmak için asansöre doğru ilerlemeye başlamıştı.

"Bundan sonra kimseye kendini sevdirmek yok Miumiu. Anladın mı beni? Birisi seni sevince tırmala onları, küçük dişlerini göstererek hırlamayı unutma ki senin kötü bir kedi olduğunu düşünsünler. Ne yapacakmışsın bakayım?"

"Ağh! Beni değil Miumiu! Başkalarını tırmalayacaksın! AAĞH! Tamam tamam! Kötü kız seni!"

Minik kedinin hırçın tırnaklarının acısını dudaklarını büzerek karşılarken, sahibinin ağlamak üzere olduğunu fark eden kedisi tırnaklarını geri çekip hiçbir şey yapmamış gibi kafasını geniş göğüse yasladı ve sürtünerek tatlı bir miyavlama verdi Sehun'a. Bu hareketi bile ağlamak üzere olan bedenin hemencecik gülümsemesi için yeterli gelmişti.

"Aferin benim kızıma. Aynen böyle saldır tamam mı? Etrafımızda kedi hırsızları dolanıyor olabilir Miumiu. Dikkatli olmalıyız"

"Sana 'Gel hadi sana mama vereceğim' diyen amcalara gitmeyeceksin tamam mı? Yabancılara hemen sevimlilik yapıyorsun ama seni kaçırırlarsa görürsün o zaman. Ne yapmayacakmışsın bakayım?"

"Miyaav"

"Her güzel söze kanıyorsun ama sen de. Bundan sonra yapmak yok anlaşıldı mı? Eğer tanımadığın birileri ile karşılaşırsan yüksek sesle miyavla. Babacık seni kurtarmaya gelecek. Tamam mı bebeğim?"

Miumiu'ya nasihat vere vere evine çıkıp içeri girdi. Kapıyı açtığı an kendisini kucağından yere atan kedinin ise onu taktığını söylemek pek de mümkün değildi.

Luhan ise anlamadığı bir tedirginlikle kendisine bakıp duran çocuğa anlam vermeye çalışarak geçirmişti tüm yolu. Daha dakikalar öncesinde dostça bir selamlaşma ile ayrılmışlardı marketten. Ancak çocuk tuhaf hareketlerle kendisinin fark etmediğini düşündüğü ancak oldukça belli olan bakışlarını kendisine çeviriyor, sonra da dönüp kedisi ile konuşuyordu. Davranışlarını garipsese de haline gülmekten kendisini alamamıştı o anlarda. Çocuğun ne yaptığını anlamamış olsa da olaylara verdiği tepkiler Luhan'ın hoşuna gidiyordu bir şekilde. Çocuğun girdiği apartmanı gördüğünde ise gülümsemesi iyice büyümüştü. Belli ki bu tuhaf ama tatlı çocuk ve kedisi ile karşılıklı oturmaya başlayacaktı artık.

--

#hunhanmonth

Bir Küçük Miumiu MeselesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin