Odama girip aceleyle kapıyı kapatırken aynı zamanda da tişörtümü çıkardım. Hermes peşimde miyavlayarak gezinirken çalışma masamdaki tütsü ve gül kokulu mumları kucaklayarak balkona doğru adımladım. Hermes'in ses tonu gittikçe yükselirken burnumdan sert bir nefes verdim." Suyunu hazırlayacağım, sessiz ol. "
Kapı kendiliğinden açılırken elimdekileri yerleştirmeye başladım, aklımdansa küvetin suyla dolduğunu canlandırmamla musluktan akan suyun sesi ortamı doldurmuştu. Gülümseyerek elimi mumların üzerinden geçirdim, yanan mumların tatlı kokusu odayı sararken tütsüleri birer birer tutuşturup kenara bıraktım.
Yatağımın altından adamotunu çıkarıp hızla kalktığım yere geri dönerken elimin tek şıklamasıyla musluğu durdurdum. Hermes'in mutlu mırıltıları kulaklarımı doldururken mumların ortasına yerleşerek bağdaş kurdum. Kapalı gözlerimin önüne kendi vücudum gelirken et ve kemik ruhumdan ayrıldı, ruh ve büyü fizikselleşip zihnimde somutlaşıp karşıma kuruldu. Beyazlığın üzerindeki siyah noktalara diktim gözlerimi.
Derin bir nefesle birlikte kollarımı yavaş yavaş açarak başımın üzerine kadar kaldırdım; nefesi tutarak avuçlarımı birbirine yasladım ve yavaşça ellerimi ayırark kucağıma indirdim. Birbirine değen parmak uçlarımla derin bir mefes alarak bunu tekrarlamaya devam ettim.
Beyazlığın üzerindeki siyah noktalar hareketlenip her onları iki yana açışımda parmak uçlarımdan uçarken rahatlıyordum. Varlığımdaki ağırlık beni terk etmeye başlarken karartıdan tamamen kurtulana dek buna devam ettim. Ruhumdaki bana ait ve dışarıdan koyulmuş her bir olumsuzluk, beni aşağı çeken kötülük adamotuna giderken gözlerimi yorgunlukla açtım. Adamotunu elime alarak bedenimi yatağıma sürükledim, ruhuma yapışmıs zifti atmak beni yorgun düşürmüştü.
Ruhum şuan kirletilmeye müsait bembeyaz bir sayfaydı, koruyucu iksir içmeyi aklımın bir köşesine yazdım.
Gözlerim kapanmak üzereyken penceremin önünde duran siyah bülbüle takıldı bakışlarım. Zorlukla kaşlarımı çatarken adamotunu yatağın altına attım, kuş onun nereye gittiğini görmek ister gibi olabildiğince eğilip camın önünde kıvranırken gözlerim huzursuzlukla kapandı.
Taehyung'un bana pahalı mücevherler aldığı rüyamdan garip bir huzursuzlukla uyandım. Kulağım çınlıyordu, birisi bir yerde benim hakkımda kötü planlar yapıyordu. Kaşlarım çatık halde yatağımdan doğrularak elimi yüzümü yıkadım, annemle babamın yirmilerinin sonunda sıkışmış bedenleri sarılarak onlarla kahvaltı yaptım. Annemin sarıya kaçan çekik ela gözleri ve babamın yumuşak gülüşü altında dinlendim. Odama geri çıkarken Hermes bana bir şey hatırlatmak istercesine miyavlayıp duruyordu ama eh, pek başarılı değildi bu yüzden de tek yaptığı başımı şişirmekti.
Kısa kollu siyah bir tişörtün altına aynı renk bir kot geçirdim ve saçlarımı alttan gevşek bir at kuyruğu yaptım. İçinde birkaç defter olan çantam ve telefonumla otobüse ilerleyerek tekli koltuğa oturdum.
Telefonu elime aldığımda bildirimlerden gözüken mavi tikli hesapla gözlerim kısılırken hızla bildirimlere girdim, kısık gözlerim hızla irileşirken dudaklarımdaki gülüşe engel olamadım. İşte bu!
k.taehyung✓ bir gönderinizi beğendi!
Alt dudağımı ısırarak iyice kızartırken bir süre ne yapacağımı bilemeden bocaladım, telefonu kapatıp çantaya atıp camdan dışarı baktım. Kirli camda yarım yamalak gözüken yansımamın parlak gözlerine baktım durdum, ineceğim durak gelene kadar sadece bunu yaptım.
Aceleci adımlarla üniversite bahçesine girip Hoseok'u aramaya başladım, burada bir yerlerde olduğuna emindim. Bahçenin içine yavaş yavaş ilerleyip etrafıma bakınırken kısıkça mırıldandım. " Ostende te. " Göster kendini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOVE SPELL | taekook
Fanficgenç büyücü jungkook, hayatına biraz renk katmak istiyordu. couple!taekook warlock!jungkook | SLOW UPDATE |