6

368 34 39
                                    

"Draco hemen geri d-"

Lucius sözünü bitiremeden kapı çarpılmıştı.

"Nişan yoksa anlaşma da yok Lucius."

"Ve anlaşma yoksa para da yok."

Diye mırıldandı Bay Malfoy. Sonra yüzüne sahte bir tebessüm koydu ve ekledi:

"Bana iki gün verin onu ikna edeceğim."

"Sadece iki gün. Hadi hanımlar kalkalım."

Malfoy'lar misafirlerini uğurladı. Lucius ise kara kara oğlunu ikna etmenin yollarını düşünüyordu.

Kovukta ise yemekler yenmiş, çaylar içilmiş, uyku vakti gelmişti.

Kızlar biraz dedikodu yaptıktan sonra uyumuştu ama Hannah'ı uyku tutmamıştı. Bahçeye inmek için Harry ve Ron'un kaldığı odanın önünden geçmesi gerekiyordu. İçeriden sesler gelince merakın yenik düştü ve dinlemeye başladı.

"Sana söylüyorum Ron, Ateş Oku en iyi süpürge!"

"Ya ya öyle."

Evet, her zamanki gibi Quidditch konuşuyorlardı. Hannah onların bu haline gülümsedi ve sessiz adımlarla aşağı indi.

Bahçeye çıktığında evin önünden geçen kişi onu korkutmuştu.

"Lumos."

Etrafını asası ile aydınlattı. Önünde kimse yoktu. Yavaşça arkasını döndü. Arkasındaki kişiyi görür görmez çığlık atacaktı ama o kişinin büyük elleri buna engel oldu.

"Şşt! Herkesi uyandıracaksın!"

"M-Malfoy, senin burda ne işin var!"

"Öncelikle şu asanın ışığını bir kapat."

Malfoy'un dediği şey üzerine asasındaki ışığı yok etti.

"Nox."

"Şimdi söyle, burda ne işin var?"

Draco derin bir nefes almak istedi ama çok yakınlardı. Bu Draco'nun akıl sağlığı için pek iyi değildi açıkcası.

Kızdan biraz uzaklaştı ve derin bir nefes aldı.

"Babam, tartıştık."

"Anladım."

Kız yakındaki bir ağaca sırtını verip oturdu.

"Peki buraya gelme sebebin ne?"

Draco cevap vermeden önce kızın yanına gitti ve kafasını kızın dizlerine koydu.

"Rastgele yürüyordum. Kasıtlı bir sebep yok."

Ellerini saçlarına geçirdi ve dağıttı. Merlin şahit yakışıklıydı. Ama Hannah'ın kalbi Harry için atıyordu.

Kız bir şey demedi ama kızın iç sesi asla susmuyordu.

"Lütfen saçlarıyla oyna!"

"Hayır."

"Dediğimi yapmazsan seni asla rahat bırakmam anladın mı beni?! O saçların dokusunu öğrenmeden ölürsem gözüm açık giderim!"

"Sadece sus. Lütfen!"

"Yapacak mısın?"

"Sadece susman için!"

"Oyyyşş yerim, hadi kısa kes ve oyna."

Kız ürkek bir şekilde elini Malfoy'un saçlarına daldırdı. Draco bu hareketi beklemiyor olacak ki nefesi kesildi. Kız kendini Harry'ye ihanet ediyormuş gibi hissediyordu. Ama Harry onun hakkında pek iç açıcı konuşmuyordu.

"O kızı gerçekten seviyor musun Harry?"

"Hangi kız?"

"Hannah."

"Aah Ron lütfen. O kız benim tipim bile değil. Hem ben hala Cho'ya aşığım."

"Şu sadece iki hafta çıktığın esmer kız mı?"

"İki hafta çıkmış olabiliriz. Bu bir şeyi değiştirmez."

"Peki o kıza neden yakın davranıyorsun? Üç yıldır seni sevdiğini biliyorsun."

"Malfoy da o kızı seviyormuş, o kızla çıkıp yılların intikamını alacağım. İki hafta sonra ayrılırım. Hem hevesini almış olur hem de peşimi bırakır."

Ron kafasını sağa sola sallayarak onaylamadığını belli etti ve yatağının içine girdi.

Tekrar bahçeye dönersek, Hannah Draco'nun saçlarını ile yavaş bir şekilde okşuyordu. İç sesine kulak verdiği için mutlu olmuştu. Çünkü bu saçları ellemek çok güzel bir histi.

"Umarım Harry'nin saçlarıyla da böyle oynayabilirim."

Diye düşündü. İç sesi sinirle atıldı:

"Merlin! Bir kez olsun Harry'i düşünmeyi bırakıp ana odaklanamaz mısın?!"

"Üzgünüm elimde değil."

"Sen iflah olmazsın!"

Draco'ya gelirsek, o kadar mutluydu ki Voldemort gelse takmazdı. Kız farkında olmasa bile şarkı mırıldanıyordu, zaten saçıyla oynandığı için mayışan Draco'nun bu kadife sesle iyice uykusu gelmişti.

Harry ise onları pencereden izliyor, içindeki anlamlandıramadığı duygulara hakim olmaya çalıyordu.

-------------

Abo şrfsz

Still Love You //Harry×Reader//(Türkçe)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin