different || larry stylinson

new school

Merhaba herkese :d 4 aydır bölüm yoktu, farkındayım fakat lise 3 öğrencisi olunca işler biraz zorlaşıyor. Tatil boyunca hikaye yazmaya devam edeceğim, umarım takip edersiniz :D

Bölüm ile ilgili yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. Okuyucu yavaş yavaş geliyor ve bildirimleri gördükçe yazma hevesimde geliyor. İlham meleklerim sizin oy ve yorumlarınız. Bunun için lüüütfen bunları yapın :D Sizleri seviyorum!

___________________________________________

"Anne ben çıktım, daha sonra fırına uğrayacağım. Geç kalırsam merak etme!" diye giriş kapısından annesine bağırdı Harry. Annesinin 'Tamam.' demesini bile beklemeden kapıyı çekti ve bahçeden hızlı adımlarla çıktı.

Bugün okulun ilk günü... diye düşündü. Geçen hafta yaşanan olayın etkisindeydi, hala. Fakat toparlanması gerekiyordu. Kendisi ve ailesi için.. Bunu yapabilirdi, yapmalıydı. 

Geniş caddelerin arasından, fark edebilecek güzellikte olan kıvırcık saçları rüzgarın etkisiyle bir sağa bir sola gidiyordu. Onlarla baş edemediği için ellerini montunun içinden hiç çıkarmıyordu. Okul ve evin arası en fazla yarım saatti. Bu yarım saat şuan Harry için düşünme süreciydi.

Okulda nasıl davranmalıydı? Arkadaş edinebilecek miydi? Gay olduğunu itiraf edeceği birileri olacak mıydı? Ya da okulda başka gay insanlar var mıydı? Bunları merak ediyordu ve bu meraklarının cevaplarını belki de yarım saat sonra öğrenecekti.

Okulun yakınına gelince üniformalı kızlar Harry'e bakıp sessizce mırıldanmaya başladılar. Aslında yine aynı konuydu. Saçlarım ve gözlerim. Bunlar hep konuşulurdu, fakat kızlar... onun için değildi.

Okulun bahçesini hızlı adımlarla geçti ve okula girdi. Herkes ona bakıyordu, o ise önüne bakıyordu. Elinde ki ders programına baktı. İlk ders, tarihti. Ah, her ne kadar tarih dersini sevsede şuan kaldıramayacak kadar düşünceliydi.

Tarih sınıfına geldiğinde hemen içeri geçti. Bütün sınıf ona bakıyordu. Heyecanla boş olan herhangi bir sıraya geçti. Ardından öğretmen geldi. Tam zamanında diye düşündü. Çünkü ilk dersine geç kalmak istemiyordu.

"Merhaba arkadaşlar. Beni zaten tanıyorsunuz fakat daha önce görmediğim simalar için kendimi tanıtayım. Ben tarih öğretmeniniz Ian Johnson.

Ian Johnson.

Deniz mavisi gözleriyle, dalgalı kumral saçlarıyla, orantılı vücuduyla hayal ürünü diye tabir ettiğimiz bir öğretmen modeliydi.

Bütün düşünceleri gitmişti. Böyle bir güzellikte olan adamın nasıl tarih öğretmeni olduğunu anlamıyordu. Bir an 'Burası mankenlik ajansı değil!" diye bağırmak istedi.

"Hey, sen!... Kıvırcık saçlı.. Bize kendini tanıtır mısın?" diye bağırdı öğretmen. Düşüncelerini daha sonra düşünmek üzere rafa kaldırdı.

"Ben-ben Harry Styles. Okulda yeniyim ve tarih dersini seviyorum." Bu kadar yeterdi.