jealouis

590 70 15
                                    

Harry çalıştığı fırın sayesinde evine yeteri sayılabilecek kadar para götürüyordu. En azından bir lise öğrencisine göre çok iyi bir para alıyordu. Havanın sürekli bozuk olması ve gökyüzünün sinirli şimşekleri ardında bıraktığı yağmur damlaları eski ve bir o kadar bakımsız olan evlerini bir kat daha eskitiyordu. Babası onları bırakıp gitmek yerine kalsaydı belki de bu küçük evi şirin bir yuvaya dönüştürebilirdi. Belki de evin bahçesinin çürümüş çitlerini onarıp güzel zamanlar geçirebilirdi fakat ne yazık ki hayalinde böyle olan bir adamın asla gelmeyeceğini, gelse dahi böyle olmayacağını biliyordu.

Evde iki kadınla büyümek biraz zordu Harry için. Annesi ve ablası her ne kadar "Evlendiğin kadına daha çok değer vereceksin, o zaman bunları anlayabilirsin." desede o asla bir kadınla evlenmeyeceksin. Asla göğüsler onun tercihi olmayacaktı. Ailesinin mutluluğu için bir nebzede olmasını dilerdi belki fakat bu ... imkansızdı. Onun duyguları erkekler için vardı, kalbi erkekler için atmaya hazırdı.

Ve şuan onun duyguları deniz mavisi gözlerin serinliğine kapılmış uzak diyarlara gidiyordu. Onun kalbi hayatında ilk kez aşık olduğu erkek için zilyon kez atıyordu.

"Okuldan sonra benimle gelmeni istiyorum, Hazza.."

Hazza. Ona böyle seslenen tek kişiydi.

"Fırında çalışmam gerekiyor. Para kazanmak zorundayım."

Her ne kadar kalbini ona teslim etmiş olsa bile kalbini teslim ettiği kişi bundan habersizdi. Okulda böyle bir şeyin duyulmasını istemiyordu. Zaten utangaç bir çocuktu ve böyle ortamlarda bilinmesinin onun aleyhine olacağını biliyordu.

"O zaman... hmm... haftasonu benimlesin."

Her zaman seninle olmak istiyorum, her zaman senin olmak istiyorum fakat...

"Ailem ile vakit geçiyorum, Lou. Üzgünüm.." 

Louis ile uzun bir süredir arkadaşlık yapıyordu ve bu sayede yıkılamayacak olan kıskançlık duvarından birkaç tuğla indirmişti.

Okula girdikleri sırada Louis durdu ve yönünü Harry'e çevirdi. Yavaş adımlarla ona yaklaştı ve yüzünü görebileceği en güzel noktada durdu.

"Ailenle tanışmak istiyorum o zaman, Haz..za.. Konu kapanmıştır."

Louis sanki bir savaşta galibiyet almışcasına sevindi ve gülümsemesi bütün yüzüne yayıldı. Gözlerinin etrafı şu yaşında bile kırışıyordu. Bu görüntüyü 5 sn daha görebilmesi için dokuz canı olsa dokuzunu da verebilirdi.

"Harry! Harry!"

Arkasından bir ses onun ismini çağırıyordu. Daha dönmeden o kişi önünde belirdi.

"Ahh, defter için teşekkür ederim kıvırcık. Bu sınavdan A almayı planlıyorum.."

Omzuna da dostane bir şekilde vurdu ve gözden kayboldu. Deniz mavisi gözlerin buz tutmuş halini hissedebiliyordu.

"Defter? Kıvırcık?"

Louis'nin limanına kıskançlık gemileri çoktan yanaşmıştı.

"Hmm evet. Tarih dersinde defterini tamamlayamamış ve bende defterimi verdim.."

Louis... onu kıskanmıştı. Ne kadar umursamıyor gibi yapsa da şuan içi içini yiyordu.

"Verme..defterini."

"Bunun için bir sebep yok ve o sonuçta benim sınıf arkadaşım. Hem-hem bu niçin seni ilgilendiriyor ki?"

Louis sadece baktı... Onun o zümrüt gözlerine ve biçimli dudaklarına sadece baktı.

---

"Harry, tatlım. İki dakikanı ayırıp gelir misin buraya?" Bayan Fırın Sahibi sildiği masaların sandalyelerini düzeltiyordu.

"Evet, Barbara..?"

Harry üstünde ki beyaz önlüğü üstünden sıyırdı.

"Malzeme almaya gitmen gerek. Yarına kadar halledilmesi lazım. Havalar daha çok soğumadan biz gerekli malzemeleri depomuzda fazla fazla bulunduralım."

"Pekala, birazdan çıkıyorum."

Kalın montunu üzerine geçirip otobüs durağına ilerledi.  Hava inanılmaz derece de soğuktu. Tükürse buz tutabilirdi.

"Ah, Harry! Seni burada görmek güzel."

Tarih sınavından A almak isteyen çocuk seni de burada görmek güzel diye içinden geçirdi Harry.

"Hey, Zayn.."

Esmerliğin en güzel haliydi. Normalde esmer erkeklere karşı her zaman eksi taraflı olan Harry için bu yüze, karaktere ve bedene karşı bir hayli istekliydi.

"Yine çarşıya mı gideceksin sende? Beraber gidebiliriz."

Gelen otobüse baktı ve ön tarafa ilerledi.

"O-olabilir, hadi."

İnsanın kemiğini dahi donduracak bu soğukta sıcak bir otobüs iyi gelmişti. Yirmi dakika sonrasında çarşıya ulaşmışlardı. Zayn de ailesinin işi için birkaç malzeme sipariş edecekti.

"Gerçekten çok soğuk. Gel de sıcak bir şeyler alalım..."

Zayn ileride duran sokak satıcısını gösterdi.

"Tamam, dostum ben ödeyeceğim. Hadi gel."

Zayn, Harry'i çocukmuş gibi o yöne çekti.

"İki tane lütfen.."

Sokak satıcısı bardakları sıcak içecekle doldururken diğer yandan da kendisini ısıtmakla uğraşıyordu.

"Bunu içtiğinde hasta olma ihtimalin yüzde eksi yüz.."

Satıcı elinde ki bardakları ikisine de uzattı. Zayn elinde ki parayı tezgahın üstüne koydu.

"Haha.. yüzde eksi yüz mü? Bu gerçekten ilginç."

Çok iğrenç bir espri(?) olmasına karşılık gülmesini durduramamıştı. Her zaman ilk şeylerini bu garip kasabada yaşıyordu. Sanki bir oyun gibi, sanki bir tiyatro da amaçsız bir karakterin aslında önemli bir karakter olması gibi...

"Zayn.. mmm benim işim ileride. Gelmene gerek yok. Görüşürüz sonra. Bu hasta olma ihtimali yüzde eksi yüz olan içecek içinde teşekkür ederim."

Sıcak bir gülümsemeyle işini bitirmişti.

"Görüşürüz Harry!"

Harry el salladı ve oradan uzaklaştı. Fırın için gerekli olan malzemeleri de alıp dışarı çıktığında kanının donma noktasına geldiğini hissetti. Elinde ağır poşetlerle otobüs durağına doğru hızlıca ilerlemeye başladı.

Şans bu ki otobüs o geldiğinde oradaydı ve otobüs kalkmadan hemen otobüse bindi. Parasını da ödedikten sonra bulduğu boş yere, arka sıranın bir önünde ki koltuğa oturdu.

"Merhaba, Hazza.. Zayn ile güzel zaman geçirdin mi?"




***

Yazmayalı neredeyse 5 ay olmuş ve bu gerçekten çok iğrenç bir durum :D Kendime gıcık oldum şuan :D Hikayeme sürekli gelen oylar sayesinden artık yeni bir bölüm yazmam gerektiğini anladım ve testlerin arasından çıkıp buraya geldim. Evet, bu sene üniversite sınavına hazırlanacağım ve boş bulduğum her anda yazmaya çalışacağım. Eğer coşan oylar ve yorumlar görürsem inanın bu motivasyonumu daha çok arttırır :D Hepinize teşekkür ediyor, OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM XX

different || larry stylinsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin