Harry, annesinin sözünü dinleyen nadir ergenlerden birisiydi. Herkesin örnek çocuk diye gösterdiği kişiydi. Çok çalışkan olmasa da okul da belirli bir seviyesi her zaman vardı.
Rocha kasabası; Harry, annesi ve ablası için yeni bir başlangıç yeriydi. Holmes Chapel'da yaşadıkları şeyi orada bırakmaya karar vermişlerdi. Gemma, Londra'da güzel bir üniversite kazanmıştı ve birkaç gün sonra kasabadan ayrılacaktı.
Harry; birkaç türlü kahvaltılık bulunan masaya oturdu. Paraya ihtiyaçları vardı.
"Günaydın anne ve bayan çok bilmiş..." Harry tabakta 3 tane bulunan zeytinden bir tanesini ağzına attı. Gemma onu duymamazlıktan geldi ve portakal suyundan yudumladı.
"Harry, tatlım. Biliyorsun, paraya ihtiyacımız var. Bugün iş aramaya koyulsan iyi edersin." Bayan Cox, kepekli ekmeğinden bir parça ısırdı.
"Biliyorum, anne. Fakat daha yeni geldik, buraları bilmiyorum?" Harry bu durumdan azıcık şikayetçiydi. O da cuma gecelerini barda geçirmek isterdi veya kız arkadaşıyla...düzeltiyorum... erkek arkadaşıyla takılmak isterdi.
Evet, Harry gaydi. Bunu sadece o ve günlüğü biliyordu. Annesine söylemeye çekiniyordu. Çünkü annesi her seferinde 'Evleneceğin kız şanslı bir eşe sahip olacak.' diyordu. O kızlardan da, büyük göğüslerden de hoşlanmıyordu.
"Yine bir fırında çalışabilirsin, eminim senin o leziz kap keklerini gördüklerine bayılacaklardır." Bu Harry için fena bir fikir sayılmazdı. Anne, Harry'nin gülümsemesini gördüğünde mutlu oldu.
"Leziz olabilir fakat şu kıvırcığın burnunu havaya kaldırma anne." Gemma kardeşini seviyordu fakat onunla eğlenmek güzeldi.
"Elbette kap keklerim leziz olacak, sen beceremiyorsun bile." Gemma sadece yerdi. Üniversite de ne yapacaktı o bile bilmiyordu. Pizzacıyla sevgili olabilirdi herhalde, ha?
"Tamam çocuklar, Harry sen iş aramaya ve Gemma sende bana yardıma geliyorsun."
Harry daha doymadan masadan kalktı ve düzenlenmemiş odasına gitti.
Harry'nin odasında küçük bir pencere, tek kişilik yatak, eskilerden kalma bir şifonyer ve onun takımı olan küçük bir dolap duruyordu.
Valinizinden bir kot pantolon ve beyaz bir tişört çıkardı. Eve geldiğinde toplardı veya annesi düzenleyebilirdi.
"Bayanlar, ben kaçtım. Kendinize iyi bakın." Harry beyaz converse'lerini ayağına geçirdi ve dışarı çıktı.
Evin dışında ki evlere göz gezdirdi, çoğu 2 katlıydı ve tek tük bir katlı ev bulunuyordu. Bazı evlerin boyasını gitmişti veya dökülmüştü. Pencere önlerini panjurlar ve renkli saksılar süslüyordu. Burayı sevebilirdi, bunu en azından annesi için yapmak zorundaydı.
Geniş bir yola girdi ve etrafına göz gezdirerek yürümeye başladı. Dar sokak aralarından birine bakarken bir grupla karşılaştı. Siyah pantolon & tişört giyinimli çocuklarla göz göze geldi.
Hemen gözlerini çevirdi, tehlike olabilirlerdi. Ellerinde sigara ve şişeler bulunuyordu. Adımlarını hızlandırdı ve geniş yoldan ilerlemeye başladı. Terleyen ellerini cebinden çıkardı. Gözleri köşede duran bir dükkanda takılı kaldı.
'Eleman aranıyor.' yazısını görünce gülümsedi. Hızlıca oraya doğru yürüdü ve bunun bir fırın olduğunu görünce daha çok mutlu oldu. Boynunda ki haç kolyesini öptü ve içeriye girdi.
Fırın küçüktü fakat sevimli duruyordu. Ekmek, pasta, kek kokuları burnuna doluyordu. Acıkmıştı, zaten pek fazla birşeyler yiyememişti.
Kasada duran orta yaşlı bir kadın vardı. Sevimli görünüyordu.
"Merhaba efendim. Ben iş başvurusu için gelmiştim."
İlk Larry hikayemi yayınlamış bulunmaktayım. Normal hikayelere göre yine farklı bir kurgusu olacak. Okul zamanında yayınlamak doğru mu bilemem tabi :D Ama beğeneceğinizi umuyor ve oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum :D
ŞİMDİ OKUDUĞUN
different || larry stylinson
Fiksi PenggemarHarry Styles. Annesinin sözünü dinleyen nadir ergenlerden bir tanesi. Louis Tomlinson. 'Kötü çocuk' kavramının daha farklı bir yönü.