Tünel , geçmişin içinden zamanın aktığı bir damar gibi önümde uzanırken metro istasyonunun tavanından sarkan saate baygın baygın boş gözlerle baktım bir süre öyle dalmışım ve birinin bana çarpmasıyla kendime geldim , omzum acımıştı
"Ah afedersiniz hanımefendi " dedi bana çarpan 20'li yaşlarında birisi
"Sorun değil" diyerek yoluma devam ettim ...
İstanbul' da neredeyse hava kararmak üzereydi yaza az kalmasına rağmen hava soğuktu ve hafif rüzgarlıydı . Kıvırcık saçlarımı saldım rimel sürdüm ve dışarı çıktım . Biraz yürüdüm ve sadece eskiyi düşündüm , ne yapmıştım da başıma bu kadar şey geliyordu ?
Ne önemi vardı ki diğer insanların dediklerinin , niye her şeyi bu kadar kafaya takıyordum bilmiyorum , neyse ne önemi var ki ?
Telefonuma baktığımda saat 22.53 ü gösteriyordu ve telefon sessizde olduğu için birsürü cevapsız bıraktığım aramalara baktım . Hepsi annemdendi geri aramadım , eve gittiğimde demediği laf kalmadı her zamanki gibi azarlamalar tehditler boş laflar... sanki akıllanacakmışım gibi . Beni ne kadar çok sıkarlarsa o kadar uzaklaşıyordum onlardan ve farkında bile değillerdi , sadece bir an önce liseyi bitirip buradan uzak bir yerlere gitmek istemiştim ta ki birisiyle tanışana kadar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Mezarlığı
Novela JuvenilBir yaz gecesiydi , yazdan kalma bir enkazdı bedenim.Dolanıyordum öyle başıboş , Ne olacağını bilmeden umursamaz tavırlar Ve doymak bilmez bir sevgisizlikle Yaz tüm ümitleriyle devam ederken Ben arıyordum geçmiş kışlardan Birinde kaybettiğim benl...