Polisten Kaçış 4

525 36 5
                                    

Bunlar aşk izi, günahımın ilk izi
Yazdım ikimizi, herkes bilsin bizi
Bunlar aşk izi, günahının ilk izi
Sevdik birbirimizi, herkes bilsin bizi

                        Aşk İzi/Uğur Akyürek


    Birden mutfağın ışığı açıldı. Kapıya döndüğümde şok oldum...
Kapıda bize sırıtarak bakan bir Yılmaz Kurtuluş gördüm. Allah aşkına bunlar abi kardeş yüreğime indireceklerdi. Yılmaz bize hala sırıtarak bakıyordu. "Ooo gençler napoyonuz burda yav. Liseli aşıklara dönmüşsünüz yeminle." dedi. Azere baktığımda Yılmaza hem sinirli hem de şaşkın bir şekilde bakıyordu çünkü bildiğim kadarıyla ilişkimizi Yılmaz bilmiyordu.
"Sen nerden biliyon lan" dedi Azer. Yılmaz bize doğru yaklaşıp "Eee abi sizi farketmeyen bence kördür. O kadar birbirinize bakıyorsunuz ki. Bakmakla da kalmıyorsunuz ha uzaktan seviyonuz." dedi Yılmaz sırıtıp. "Sus lan zevzek. Hadi kaybol." dedi Azer. Öpüşemediğimiz için baya sinirliydi.
"Tamam abim. Ama ilk önce ben Karaca'ya bir şeyler sormak istiyorum."dedi Yılmaz. Azer tam Yılmaza bağıracakken sözünü kestim " Söyle Yılmaz. Ne soracaksın bakalım?" dedim." Karaca sen bu abimi nasıl böyle romantik bir insan yaptın Allah aşkına." dedi Yılmaz. Şimdi bitmişti işte Yılmaz." Lan senin ben şimdi... "diyip kovalamaya başladı Yılmazı. Daha sonra bir şey hatırlayıp arkasına döndü. Ben ne yaptığına anlam vermezken bir anda gelip beni dudağımdan öptü."Azer. Napıyosun ya. Yılmaz burda." dedim koluna hafif kızgınca. "Napim kızım özledim diyorum. Hem Yılmaz tüydü çoktan" gülümsedim. Azerin önünden geçip odaya çıktım. İçeri girdiğim de Akın hala mışıl mışıl uyuyordu. Ben de yatağa gidip uykuya daldım.

Sabah uyandığımda direk Akına baktım uyanmış mı diye. Ama lavabodan su sesi geldiğinde orda olduğunu anladım. Ben de kalktım yataktan o sırada kapı çaldı. Baktığım da gelen Ceylandı. "Günaydın Karaca. Annem kahvaltıya çağrıyordu sizi."dedi."Günaydın Ceylan. Valla yorgunluktan daha yeni uyandık. Kusura bakma yardım da edemedik" dedim. "Ne kusuru. Başımızın üstünde yerin var senin" dedi. "Sağol Ceylan." dedim. O sırada Akın da lavabodan çıktı. Ceylan o tarafa dönünce uzunca bakıştılar. Galiba dön gerilimden farketmediler.
"Akın bu Azerin kardeşi Ceylan." deyip tanıştırdım. Akın Ceylan'a baktı. Yine bir bakıştılar. Bunlar yoksa...
"Memnun oldum Ceylan. Ben de Akın gerçi ismimi biliyorsun" dedi Akın. Allah aşkına bu çoçuğa bir anda naziklik mi gelmişti. "Memnun oldum Akın. Evet ismini evde duymuştum özellikle abim sinirlenirken."dedi Ceylan. Akın içinden bir şeyler mırıldandı." Tamam Ceylancım biz birazdan aşağı ineriz. Sağol haber verdiği için" dedim konuyu değiştirip. Ceylan gülümseyip gitti. "Ooo Akın bey sizi böyle görecekmiydik. Bugünde nazikliğin üstünde." dedim. Hafif dalga geçmiştim. Akın bana sinirli bir şekilde bakarken ben direk lavaboya kaçtım. Elimi yüzümü yıkayıp dünkü üstlerimi giydim. Lavabodan çıktıktan sonra Akın la birlikte aşağı indik.
" Günaydınn! "dedim. Akın bana tip tip baktı yine. Napim özlemiştim bu sofrada oturmayı. Kurtuluş kardeşler bayağı eğlenceliydi. Fadik Teyze bana dönüp" Günaydın kızım. Valla seni burda görmeyi özlemişim. " dedi. Ben de gülümsedim. Azere baktığım da yine bana göz kırpmıştı. Bu adam gerçekten beni bir gün kalpten götürecekti. Ben yerime oturduğumda Akın ayakta kalmıştı. Fadik Teyze" Oğlum sende geçsene kardeşinin yanına. "demişti. Akın gülümseyip benim yanıma oturdu. Kahvaltıya başlarken Yılmazla her zaman ki rutinimiz yumurta kırma." Valla Karaca sen yokken kimse benle oynamıyor. Ceylan ı her zaman yeniyorum. Abim desen başka alemde." dedi Yılmaz." Ben de özledim Yılmaz hadi bakalım bir iki üç..." dedim ve vurdum. "Ben yendim yine ve yeniden" dedim sevinçle. "Karaca yeniden ha seni 3 kere yendiğimi unuttun galiba" dedi Yılmaz. O böyle deyince yerime sindim. Akın bize dönüp "Allah neşenizi arttırsın. Maşallah." dedi. Yüzünde ki ifadeye baktığımda bir kıskançlık sezdim. Yılmaz "Sağol Akıncım. Seninde" dedi. Akın beni ciddi ciddi Yılmaz dan kıskanmıştı. Gülümseyip yerime döndüm. Azere baktığımda bana bakıyordu. Bu sefer ben ona göz kırpmıştı. O da ağzı açık bana bakakaldı. Kıkırdadım. Akın bana dönüp "Ooo Karaca hanım sizi böyle görürmüydük yav." dedi. Odada yaptığım gibi benle dalga geçmişti. Gülümsemiştim çünkü taklidi mi yapmıştı. Sonra o da gülmeye başlayınca birlikte kahkaha atmıştık. Tabi sofradakiler bizim deli olduğumuzu düşünüyordu ama sonra onlarda gülmeye başladılar. Kendimi şu an dünyanın en mutlu insanı hissediyordum. Kahkahalarla kahvaltı yapmak musmutlu bir şeydi. Belki insanlar için basit ama benim için dünyanın en güzel şeyiydi.
Kahvaltı yaptıktan sonra artık bizim kalkma vakti gelmiş gibiydi. "Her şey için sağol Fadik Teyze. Evini açtın, yemek verdin kesene bereket. Artık kalkalım biz." dedi Akın. Ama eğer ben Fadik teyzeyi tanıyorsam bize kahve içirmeden bırakmazdı. Cidden bu Koçovalı ve Kurtuluşların tek benzer özelliği misafirlere kahve içirmeden bırakmamaktı. Kendi içimden bu duruma güldüm." Olur mu öyle şey oğlum. Kahve içirmeden bırakmam. Ceylan kalk kızım bize kahve yap." İşte tahminim tutmuştu. Akın bu duruma gülümsemekle yetindi. Ceylanda mutfağa doğru yürüdü. Biz de sofrayı toplamaya başladık. Buraya geldiğimde ilk şaşırdığım bu olmuştu çünkü Azer ve Yılmaz her sofradan sonra masayı toplamaya yardım ediyorlardı. Hatta bulaşık makinesine bile koyuyorlardı. Akına döndüm bir şeyler kaldırmaya başlamıştı. Ağzım açık onu izledim. Akının bu hayatta bir şey kaldırdığını görmemiştim. Ben ona şaşkına bakarken o bana dönüp "Aaa canım kardeşim niye öyle bakıyorsun. Bilirsin beni her zaman yardım ederim." dedi. Bunun derdi neydi. Bende bozuntuya vermeden geçiştirdim onu. Tabaklarımı alıp mutfağa gittim. Orda Ceylan a ne kadar kahve konusunda yardım etmek istesem de beni kesinlikle mutfaktan reddetmişti. Bulaşığa yöneldiğim de Yılmaz ve Akını gördüm. Hadi Yılmazı biliyordum da bu Akına ne oluyordu. Aaa Ceylan vardı dimi...
Mutfakta bir iş bulamayınca Azeri aramaya başladım. Ama görünürde yoktu. Üst kata çıktım. Odasına doğru giderken belimden tutulmasıyla birisi beni lavaboya attı. Baktığımda Azerdi.
Yüzüne baktım çok özlemiştim onu cidden yanında olup dokunamamak çok kötü bir duyguydu. "Sonunda be yalnız kalabildik." dedi. Güldüm. "Bakıyorum da şikayetçisiniz bu durum dan Azer bey". Ben de yalnız kalmak istiyordum ne yalan söylim. Onunlayken hayat bambaşka. "Karaca sen benim böyle evimde dur yanımda otur. Ben hiç şikayet etmem ki. Valla evden çıkmam." diyince. Sırıtıp kocaman sarıldım ona. O da beni belimden sarılıp saçlarımdan öptü.

•VAVEYLA•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin