AŞKIN KATİLİ

Yeni Arkadaş

- Evet Beste , soruya cevap verir misin ?

Birden duyduğum bu soruyla kafamı defterden kaldırıp boş boş baktım hocaya.

- Efendim ?

- Soruya cevap ver diyorum.

- Soru neydi ?

- Serveti fünun edebiyatını açıklar mısın ?

- Bilmiyorum.

- Resim çizmeyi bırakıp biraz dersle ilgilensen bilirsin.

- Özür dilerim ama ders ilgimi çekmiyor efendim. Edebiyatı sevmem.

Bunun üstüne hoca hiç bir şey demedi ve ders anlatmaya devam etti ben de resmime geri döndüm. Ders bitince tepemde Tuna 'nın sevgilisi olan çirkin kız belirdi.

- Çekilirsen sevgilimin yanına geçeceğim.

- Al meraklısı değilim senin sevimsiz sevgilinin.

Sıradan kalktım ve Yavuz 'un yanına oturdum. Arka sırada oturan bir çocuk muhabbete katıldı.

- Selam , nasılsın ?

- İyiyim sen ?

- Ben de. Bu arada ismim Erdem.

- Tanıştığıma memnun oldum.

- Ben de. Akşam işin yoksa yemeğe gidelim mi ?

Bu sözlerin üzerine Yavuz ona öyle kötü bakmıştı ki.

- Maalesef. Sonra ayarlayalım olmaz mı ?

- Tamam. Haber bekliyorum.

- Tamam.

- Evet arkadaşlar bu kadar muhabbet yeter. Geçin yerinize.

Hoca gelmişti. Sırama geçtim. Tuna 'nın sevgilisi yine bana öldürecek gibi bakıyordu. Tuna bana soru sorunca çok şaşırdım çünkü benimle konuşmasını beklemiyordum.

- Benim gibi bir yakışıklıya nasıl sevimsiz diyebiliyorsun ya ?

- Sevimsiz olduğun için demek hiç de zor olmuyor canım.

- Öyle miyim gerçekten ?

Düşünceli görünüyordu. Sanırım sözlerimi çok ciddiye almıştı.

- Evet şu kız sende ne buluyor hala anlayamadım.

- Onun bir adı var. Ayrıca ne demek bende ne bulduğunu anlamadın. Yakışıklılığım yeter kızım.

- Adı neymiş ?

- Asya.

Tam cevap verecektim ki hoca bana seslendi.

- Yeni kız şu soruyu çözer misin ?

Yeni kız mı ?

- Tabi ki. dedim ve tahtaya çıkıp soruyu çözdüm. Tüm sınıf bana şaşkın bir ifadeyle bakıyordu.

- Ne bakıyorsunuz ya ?

- Sınıfta kimsenin çözemediği logaritma sorusunu çözdün. Bununla sarışınların aptal olduğu tezini çürüttün.

Hoca bu sözleri söyleyince suratıma kocaman bir gülümseme yapıştırdım ve sırama oturdum. Tuna hayretle bana bakıyordu.

- Sandığım kadar aptal değilmişsin. Bütün derslerde resim çizen kız nasıl olur da matematikle ilgilenir ?

- Seviyorum matematiği. Ayrıca kapa çeneni dersi dinleyemiyorum senin yüzünden.

- Tamam.

Diğer dersler standarttı benim için. Resim çizerek vakit geçirdim. Akşam olduğunda eski okulumdan en yakın arkadaşım olan Tuğçe ile buluşacaktım. Akşam çıkış vakti geldiğinde Tuğçe 'yi aradım.

- Beste , sana bir şey söylemem lazım. Biliyorum beni öldüreceksin ama maalesef buluşmayı iptal etmemiz lazım.

- Neden ? Dur tahmin edeyim. Emre yine ne yapıp edip kendini affettirdi ve baş başa bir yemek yiyeceksiniz.

- Doğru tahmin.

- Ah Tuğçe ne zaman akıllanacaksın sen bilmem ki. Neyse size iyi eğlenceler.

Telefonu kapattım ve arabama bindim. Eve gitmek istemiyordum. Bende Erdeme mesaj atmaya karar verdim. Aslında Erdem fena çocuk değildi ama bir Tuna da olamazdı. Off Tuna nereden çıktı şimdi nereden aklıma geldiki daha doğrusu neden onu düşünüyorum ? Neyse sinir bozuculuğu takılmıştır aklıma.

Kime: Erdem

Selam programımda bi değişme oldu hala işin yoksa yemek yiyebiliriz.

Cevap yaklaşık beş dakika sonra geldi. Geç cevap veren insanlara daima gıcık olmuşumdur. Gerçi benimde mesajlara erken cevap verdiğim söylenemez ama olsun bunu sadece ben yapabilirim.

Kimden: Erdem

Kusura bakma Besteciğim sen gelmeyeceğini söyleyince ben de başkasına söz verdim. Başka zaman yapalım unutma.

Aman bende sana çok meraklıydım. Off şimdi napıcam hiç eve gidesim yok. En iyisi Yavuz 'a mesaj atıyım.

Kime: Tonton

İşin yoksa buluşalım mı? O soğuk espirilerine hasret kaldım.

Yavuza tonton diyordum. Aslında şişman değildi ama nedense içimden hep tonton demek geliyordu. Anında cevap geldi. Hah işte hepiniz böyle olun bak çocuk hemen cevap verdi.

Kimden: Tonton

Bilmem ki buluşsam mı ki sonuçta çok hayranım var tek sen değilsin peşimde koşan.

Kime: Tonton

Yavuz beni deli etme bak gelcenmi gelmiycen mi?

Kimden: Tonton

Tamam tamam okulun oradaki kafede buluşalım sarışın.

Yavuzu seviyordum. O iyi bir arkadaştı. Okula alışmamı sağlıyordu, her zaman yanımdaydı. Kafede yarım saat bekledikten sonra Yavuz bey teşrif etti.

-Nerde kaldın ya öküz bir insan bu kadar bekletilir mi?

-Ne yapıyım sarı bu yakışıklılıkla baş etmek zor, seninle takıldığım için şükretmelisin.

-Ego yığınından başka bişey değilsin tonton.

-Benim nerem tonton pis sarı.

-Ben ve pislik.

...

Bir üç saat daha böyle saçmaladıktan sonra Yavuz beni eve bıraktı. İçeri adımımı atar atmaz annem söylenmeye başladı. Hiç kale almadan odama çıktım. Evet odam üst katta ve kendime ait banyom var çok şanslıyım. Kendimi direk yatağa attım, kulaklıklarımı taktım. Müzik ve rahat yatak uykumu getirdi. Kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Multimedia : Beste