Bir Gıcık Daha

66 12 0
                                    

Bugün okulu kırmıştım ve deniz kenarında bir kafede manzaranın tadını çıkarıyordum. Siparişimi almak için gelen garsona baktığımda öfkeyle doldum. Karşımda en nefret ettiğim ve eski okuldan kovulmama sebep olan kız - Nilsu olacak orospu- duruyordu.

- Ne işin var senin burada ?

- Görüyorum da zekanı hala geliştirememişsin.  Garsonum görmüyor musun ? Evet ne istemiştiniz ?

- Türk kahvesi alayım.

- Tamam. dedi ve yanımdan aceleyle uzaklaştı.

Hayır şimdi ne güzel keyfim yerindeyken ne oldu da bu orospuyu gördüm. Tüm keyfim kaçtı işte.

- Aa bizim çirkin de buradaymış.

Kafamı kaldırdığımda karşımda -muhteşem yaratık- Tuna 'yı ve onun çirkin sevgilisi Asya 'yı gördüm. Sahi ben Asya'ya neden bu kadar gıcık oluyordum ? Hayır bir mekana iki gıcıkta fazla zaten. Veee Nilsu gerzeği kahveyi getiriyor. Getirirken üstüme dökmeyi planladığını anlamıştım ve karşı bir hamleyle kahveyi Asya gıcığının üzerine dökmesini sağladım. Ekşını seviyorum napıyım. Asya cırtlak sesiyle yırtınıyordu. Bende Nilsu'ya ölümcül bakışlar atıyordum. Sahi bu kız neden benle bu kadar uğraşıyodu. Nedeni belli gerçi mükemmelim ve beni çekemiyor. Ama yaptıklarıda akıl karı değil yani hayır soruları çalıp ben çalmışım gibi göstermek nedir abi ya zaten vukuatlı bir öğrenciyim bide sen uğraş bak sinirlendim yine eski okulumu seviyordum acayip taş çocuklar vardı ve hepsinin gözü benim üzerimdeydi. Olanları hatırlayınca Nilsu'nun saçına yapıştım. Bahane olarakta Asya kaltağını kullandım.

-Sen benim sıra arkadaşımın sevgilisinin üstüne nasıl kahve dökersin!! (Evet bende sorun var Asya demek yerine sıra arkadaşımın sevgilisi demeyi tercih ediyorum aslında onu da etmiyorum amaç bahanem olsun.)

-Beste tamam bir sakin ol alt tarafı kahve biz hallederiz birazdan.

-Sen karışma bi Tuna maydanozları hiç sevmem.

Sanırım Asya'yı da gaza getirmiştim. Nereden mi anladım çünkü Asya'da Nilsu'nun saçına yapışmış vaziyette. Bende fırsattan istifade çaktırmadan Asya'ya da geçiriyorum tabi. Tam kavganın en hararetli yerinde cafenin müdürü geldi ve bizi ayırdı.

- Nilsu burada neler oluyor ?

- Şey efendim....

- Sizin bu beceriksiz çalışanınız benim arkadaşımın sevgilisinin üstüne kahve döktü.

- Sana böyle sakarlıklar olmayacak dememiş miydim ?

- Efendim...

- Kovuldun. Çık dışarı.

Nilsu ağlayarak terk etti cafeyi. Zafer kazanmanın verdiği sevinçle sırıttım. Tuna bana ters ters bakıyordu.

- Ne var , ne bakıyorsun ?

- O kızı işinden ettin ve seviniyorsun.

- O kız benim düşmanım. Sevmediğim birinin en ufak bir üzüntüsü bile benim için çok iyi bir şeydir.

- Neden ki ? Ne düşmanlığın var ona ?

- Geçen yıl okuldan atılmama neden oldu.

- İyi olmuş bak yeni bir arkadaş  edindim onun sayesinde.  dedi ve gülümseyerek elimi tuttu.

Hem çirkin hem salak. Şuna bak benimle arkadaş olduğunu sanıyor.

Ben de ona gülümsedim. Bir kaç saat onlarla takıldıktan - Tunayı izleyip ona olan hayranlığımı bir kat daha arttırdıktan- sonra onlar veda edip eve geldim. Annem evde yoktu. Rahat rahat yayılabilirdim. Televizyonu açtım en sevdiğim moda programını buldum. Bir kaç paket abur cuburu önümdeki sehpaya yaydım ve gönlümce vakit geçirdim.

Multimedia : Tuna

AŞKIN  KATİLİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin