Cinq Et Finale

218 21 16
                                    


*________________________*


Birbirine aşık olan iki genç, Jungkook ve Taehyung, aşklarını diğerlerinden daha fazla saklayamamış ve öğrenilmişlerdi.

Taehyung' un annesi bu durumu nasıl düzelteceğini bilmiyordu. Çözümü, oğlunu ikna etmekte arıyordu fakat oğlu bir türlü ona aşık olduğunu söylemekten vazgeçmiyordu. 

Güzel fakat zalim olan kadın onu her gün dışarıdaki ağaca kollarından bağlıyor ve kalın iple defalarca sırtına vuruyordu. Sonlara doğru bayılacak gibi oluyordu Taehyung.. Acısını aklına Jungkook' u getirerek dindiriyordu. Akşam saatlerine kadar dışarıda işkenceye dayanıyor, köle olup hakaret ve farklı şiddetlere maruz kalıyordu. 

Jungkook da ondan farksızdı.. Güzel yüzünü mahvetmişlerdi. Onu da köle olarak çalıştırıyor, kaçma girişimlerine karşın ona türlü işkenceler yapıyorlardı. Onu çıplak bir şekilde sıcak kapalı bir kutuya koyuyorlardı. Kutudaki sıcaklık bedenini çokça acıtacak ama yakmayacak derecedeydi. Cezası bittiğinde ise bir kova soğuk suyu üzerine dökerek onu uyandırıyorlardı. Bedeni ağır şoka dayanamıyordu ve ölüymüş gibi çöküyordu. 

Bu işkencelere katlanıyorlardı. Çünkü seviyorlardı..

Fakat işler değişmeye başlamıştı. Taehyung günden güne daha da güçleniyor, hem kalbinin hem bedeninin acısından artık bir çözüm yolu bulmak istiyordu. Kaçmak için fırsat kolluyordu. 

Bir gece yine onu kapının önündeki küçük odaya bağlayarak kilitlemişlerdi. Uyumamıştı, elindeki ipleri açmak için sürünerek masanın kenarına doğru ilerledi. İpleri masanın keskin olan tarafına hızlıca sürttü. Uzun saatler sonucunda her ne kadar kolları kopuyor gibi hissetse de sonunda ipler açılmıştı. Ayaklarındaki ipleri de çözerek çıktı oradan. 

Aşağılardan bir ata binip uzaklaştı büyük evden. 

Jungkook' u da kaçırarak onu bu işkencelerden, acılardan kurtarmak istiyordu. 

Sabaha doğru Jungkook' un bulunduğu eve varmıştı. Gizlice onu sakladıkları odaya girdi. 

" Bebeğim ? "

Sevdiği adamı gören Jungkook minik bir çığlıktan sonra boynuna sıkıca sarılmış ve gözyaşları ile karışık dudaklarını onun dudaklarına bastırmıştı. 

" Ailem olmadığı için beni köle yaptılar sevgilim. Ama her şeye dayandım biliyor musun ?.. Seni çok özledim çünkü. Benim için gelmeni bekledim hep. "

" Ssh ağlama bebeğim. Senin ailen benim. Benim ailem sensin. " 

" Seni özledim, seni çok özledim. Sana çok aşığım, canım yanıyor.. Seni özledim. "

" Yaralarını bir bir öpmek istiyorum. " 

Taehyung ellerini Jungkook' un sıcak kutuda kalmaktan kızarmış teninde gezdirdi. Onu gözyaşlarından öperek yatağa yatırdı. Jungkook onun sırtının üstüne yatmasına izin vermemişti. Çünkü sırtının yaralarını görmüştü ve her birini özür dileyerek öpmüştü. 

O gün ikisi de odadan çıkmamıştı. Ses çıkarmadan birbirlerini sarmalamış, öpmüş, gözlerinin içinde kaybolmuştu. 

Ertesi günün erken saatlerinde, Jungkook' un efendisi idam için Giyotin' i hazırlatmıştı ve adamlarına genç köleyi getirmelerini söylemişti. Taehyung' un annesi ise onun kaçtığını öğrenir öğrenmez nereye gitmiş olacağını tahmin ederek emrindeki adamlarıyla o büyük eve gelmişti. Taehyung atını evden uzak bir yere bıraktığı için, güzel kadın ilk önce yanıldığını düşünmüştü. 

Fakat her ihtimali değerlendirmek adına içeri girdi. 

Evin sahibi ve efendisi olan kişiyle bir sohbet başlattı. 

" Bakıyorum da tüm hazırlıklarını yapmışsın. "

" Oğluna işkence edip üstüne de idam edecek olan bir anne(!)ye göre çok daha heyecanlıyım. "

" Kapat çeneni. Kaçmış, onu bulmaya geldim. " 

Jungkook' un kaldığı odadan bağırarak çıkan adama dönmüştü herkes. 

" Efendim, ikisi de buradalar ! "

" Bak sen, ahmaklar.. " 

" Kimi idam edeceğiz ? "

" Hahahah.. Senin oğlunu da diğer ucubeyi de. "

Taehyung kapıyı kilitlemiş ve Jungkookla son konuşmalarını yapmıştı. 

" Ah.. Taehyung! Hyung! Gitme lütfen, bırakma beni. "

" Ssh hayır bebeğim. Seni bırakmıyorum. Sadece başımızı bu beladan kurtarmak için bunu yapmam gerekiyor. "

" Sen bir kölesin. Ben de öyle.. Bizi bulurlar Taehyung. Seni seviyorum, ayrılmak istemiyorum. "

" Seni böyle acılar içinde bırakmaktansa bulunup öldürülmeyi tercih ederim. "

" Hyung! Biz bir yasağı çiğniyoruz. Zaten yeterince acı çektim. Bir de seni kaybedemem. Annemden babamdan kardeşimden sonra... Sensiz yaşayamam. Bu lanet şehrin lanet kuralları önce annemi babamı elimden aldı sonra beni köle yaptı. Benim bir diğer yarım olan sana acı çektirdi. Eğer öleceksek beraber ölelim. "

" Seni seviyorum, Jungkook. "

" Ölmene izin vermeyeceğim. " 

" Yapamazsın sevgilim.. " 

Son kez öptü sevdiği adamı Jungkook. Taehyung da onun elini bastırdı dudaklarına. 

" Seni seviyorum Taehyung. " 

Jungkook hızlıca Taehyung' u orada bırakmış ve kilitli kapıyı açıp tekrar arkadan kilitlemişti. 

" Jungkook! Aç kapıyı! Aç şunu. " 

" Seni seviyorum. " 

" Hayır Jungkook! Sensiz yaşayamam. Yapma bunu bana.. "

Jungkook sevdiği adamın bağırışlarının acısını kalbine gömerek Giyotine doğru ilerledi. 

" İşte buradayım. İdamı kendim istiyorum. Bu durumda Taehyung' u öldüremezsiniz. Köle de olamaz. "

Başını bıçağın altına yasladı. 

Taehyung parmaklarını kıracak sertlikte kapıya vuruyordu. Sonunda tahta kapı kırıldığında Taehyung kendini yerde bulmuştu. Kanlar içindeki elleriyle yerden destek almaya çalışarak kalktı ve Jungkook' a doğru koştu. 

Yetişemedi.

Bıçak Tam Taehyung' un önünde sevgilisinin boynuna düşmüştü. Yüzüne sıçrayan kanla yere çöktü. 

Son duyulan ses ise Taehyung' un bağırmaları ve ağlamaları oldu. 








İlk defa bir kurguda ağladım. Üstelik kendi kurgum olmasına rağmen.. Belki de içimden bir şeyler bırakmışımdır..

Eʀᴏꜱ Aɴᴅ Pꜱʏᴄʜᴇ/ TaeKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin