Ne demekti bu şimdi?

125 3 0
                                    

           Uçakta rahat bir yolculuk yapıyorum.Uçak inişe geçmekteydi.Derin bir soluk aldım,çünkü yeni bir hayata başlamanın ilk adımını atacaktım.uçaktan indim ve etrafıma baktıktan sonra köpeğim kıpırı yanıma alıp Amerika'ın New york şehrinde bir taksi beklemeye koyuldum.

          Yanıma benim yaşlarımda ağlamaklı halde bir kız geldi, taksi bekliyordu.Başı döndü sanırım yere yığıldı.Taksiye bindirdim gözlerini açtığında evinin adresini sordum yorgun bir halde tarif etti.Tesadüfmü bilmiyorum,aynı binada oturuyorduk ve karşı komşuyduk.

        

         Anahtarını çantasından çıkardım tam açacaktım ki kapıyı yirmili yaşlarda genç ve yakışıklı bir çocuk açtı.Şaşırdığımı fark edince "içeri girin lütfen ,dedi" kızı bir hamlede kaldırıp koltuğa yatırdı ateşi olduğunu anlayınca ıslak bir bezi anlının üzerine koydu.daha sonra anlına bir öpücük yerleştirdi evlerine girdiğimden beri sürekli çocuğu izledim,izlediğimi görünce "merhaba"deyiverdi.Elimi uzattım "saol"dedi içten bir tavırla.Tanıştık, hatta başka konular hakkında konuştuk.Akşam olduğunu fark ettim birden hafif bir sesle "abi üzgünüm" dedi, kız. "Kesha seni uyarmıştım.Yapma bir daha, bu son olsun orası güvenli bir yer değil". Ne olduğunu hala anlamaya çalışıyordum fakat derin bir sessizlik yaşandı "Ben gitmeliyim", dedim. "Otursaydınız bir kahve daha alırmısınız" ."Teşekkürler, dedim başka bir gün. Yeni taşındıkta  bir kaç eşya yerleştirmem lazım. Kıpır ile biraz oynadı, sonra çantamı alıp çıktım kapıya kadar uğurladı. Karşı evin kapısını açtığıma şaşırdı. Bir gülümsemeyle "burda oturuyorum da, dedim". "Bol bol görüşcez o zaman". "Görüşürüz jakson". "Görüşürüz yağmur". Evin içine çantamda olan bir kaç eşyayı yerleştirdim. Radyoyu açtım işte bir taylor swift şarkısı. Evin içini gezdim huzur kokuyordu ev...

        Şarkı söyleyerek yemek yapmaya başladım. Kıpırın mamasını kabına koyduktan sonra kapı çaldı. Kapının küçük deliğinden baktım bay Tom gelmişti . Alıştınmı buralara diye sordu. Uzun bir konuşma yaptık. Kesinlikle güvende olduğumu söyledi kimsenin zarar görmemesi için beni tembihledi insanlara zarar verebilirdim sonuçta. Bay Tom evden çıktı ve "kendine iyi bak", dedi.

         Akşam yemeğini yemek için salondaki 4 kişilik masaya oturdum.

Masanın yanındaki büyük pencereden bütün New York şehri görünüyordu. Güneş kendini karanlığa gömmüştü. Yemeği yiğip tabaklarıda kaldırdıktan sonra yatak odama geçtim, kapıyı iyice kilitledikten sonra bütün yorgunluğumu yatıştırmak için derin bir uykuya yattım...

          Alarm, başımın üstünde zangırdıyordu sanki ,yastığı aldım ve kafamın üzerine bastırarak uyumaya çalıştım. Göz kapaklarıma ihanet etmiş gibi hissediyordum kendimi, büyük bir sinirle kalktım yataktan. Köpeğime bişey yapmamak için başka bir odaya girdim sinirim yatıştıktan sonra kıyafetlerimi giydim. Kırmızı ruju fazla kaçırmamak için uğraştım. Lacivert bir elbise gıydim ardında beyaz vanslarıda giydikten sonra köpeğim kıpırı alıp sabah kahvaltısı yapmak için aşağıdakı cafeye girdim. Bir kenarda koyu bir sohbet varken ,diyer yanda kendini şaşırmış bir kaç erkek bozuntusu oturuyordu. Sanki ilginç biriymişim gibi hepsi bana bakıyordu. Bir masaya oturdum bir tost ve varsa bir çay istedim , sanırım benim soğuk çay istediğimi sanmıştı hiç istifimi bozmadam tostumu bitirdim. Yanıma benim yaşlarımda bir erkek geldi arkadaşlarına baktı gülerek adını söyledi , adımı sordu sanki yokmuş gibi davranıyordum. Biraz sinirlenmişti  anlaşılan, kıpırı alıp çıktım, bir kaç kişi ile peşimden geldiler ıssız bir sokağa girdim bana dokunmaya çalışan çocuğu arkamdan elini tuttum ve ani bir şekilde karnına dizlerimi geçirdim 10-11 kişilerdi üstüme gelmeye başladıklarında hepsine öyle bir baktımki hepsi derin bir acı çekiyordu boğazlarından damarlar çıkacak gibi olduğunda acı vermeyi kestim hepsi delirmişcesine sallanıyorlardı ve o ara sokaktan ayrılarak ana caddeye çıktım. Alışveriş yapmayı pek sevmememe rağmen üstüme bir şeyler almak için büyük bir mağazaya girdim elimde birkaç torbayla dışarı çıktım. Hala kafam Jakson'daydı. Hem Kesha'yı görmek bahanesiylede gidebilirdim. Bizim binaya girmeden önce kapının camında kendime şöyle bir baktım, güzeldim asansöre bindim indikten sonra derin bir nefes alıp zile bastım. Sıcak bir gülümsemeyle kapıyı yakışıklı bir durumda Jakson açtı. "Girebilirmiyim, dedim" elini girmemi söyler gibi gösterdi. Kesha "hoşgeldin" dedi. Kendimi yorulmuş gibi koltuğa attım dünkü olaylar hakkında konuştuk kesha borcunu nasıl ödeyebileceğini sordu sadece görevim, dedim. "O zaman bu gün bizde kal dedi hem abim karşıda oturduğunu söyledi eğer istersen tabi". Abisi ordan katıldı olabilir dedim. Fazla tanımadığım için her ihtimale karşı tembihli davrandım. Biraz daha rahatlamam için Jakson yanıma oturdu iyi olup olmadığımı sordu. İyiyim der gibi bir bakış attım peki deyip mutfağa gitti. Keshada mutfaktaydı. Su içmek için mutfağa doğru yürüdüm. Kesha abisine benim çok güzel bir kız olduğumu söylüyordu . abiside yemeğe çıkartsam kabul edermi diğe sordu yüzüme bir mutluluk girdi. Su almak için mutfağa daldığımda gelmiş olduğumu fark etmemiş olsa gerek kesha bardaklara temas etmeden hepsini havaya kaldırıyordu abisi onu dürttüğünde bütün bardakları yere düşürdü. Açıklayabilirim dedi çok fazla şaşırmamıştım bunu anlamışlardı koltuğa oturduk ve olup biten herşeyi bana anlattılar. Bende anlattım bay Tom'u tanıdıklarını söylediler. 2 yıldan beri burdalarmış . Jakson görünmez olabiliyormuş Kesha 'da nesneleri haraket ettirebiliyormuş. Benimde bir canlıya bakarak ona istediğim her şeyi yapabildiğimi ve isteklerimi yerine getirdiğini sôyledim. Demek sen o sun dediler. Ne demekti bu şimdi ?

          Evin içinde bir kaç tur attım ne demek istediklerini hala anlamaya çalışıyordum. Kesha'nın yanına gittim ve sordum."Demek sen osun dediğinizde ne demek istediniz?". Yağmur sana şu anda bunu anlatmam doğru olmayabilir,alışamıyabilirsin. İyice aklım karışmıştı ne demekti bu şimdi?. "Kesha ne demek istiyorsun",dedim. "Lütfen yağmur beni mecbur bırakma söyleyemem benim için iyi olmaz, zamanı geldiğine herşeyi öğreneceksin". "Pekala, nasıl istersen",dedim.

        

         

BEYAZ HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin