Jongin ve Kyungsoo okuldan çıkmış durağa yürüyorlardı. Kyungsoo tek koluna geçirdiği çantası yüzünden biraz eğilmiş okul tişörtünün üstüne geçirdiği önü açık gömleği hafif rüzgar yüzünden saklanıyordu. Jongin'in yüzünde havanın güzelliğinden tatlı bir gülümseme oluşmuştu. İki eli sırtındaki çantaya tutunuyordu. Yaya geçidine geldiklerinde kendi okullarından bir sürü öğrenci de onlarla beraber beklemeye başladı. Kyungsoo bulduğu bir animasyon filminden bahsediyor ve onu izlemek istediğini söylüyordu. Bir süre sohbet ederek yürüdüler.
Durağa geldiklerinde binecekleri otobüs de gelmişti. Otobüse binip arkadaki ikili koltuklardan birine geçtiler. Jongin cam kenarında Kyungsoo ise onun yanına geçmiş rahat oturmak için çantalarını öne almışlardı. Kyungsoo'nun uzamış saçları gözlerine giriyor ensesini gıdıklıyordu. Kafasını sağ tarafta Jongin'in çantasının üstünde birleştirdiği ellerine ordan da yüzüne çevirdi. "Saçlarımı kestirmeyi düşünüyorum. Çok fazla uzadılar." Sözleriyle Jongin de ona döndü. Karşısındaki oğlanın saçlarına bir göz attı. Dudakları bir şey söylemek ister gibi açıldığında bir elini kaldırarak Kyungsoo'nun saçlarını karıştırdı. Kyungsoo bakış açısını değiştirmeden onun dudaklarına bakmaya devam etti. "Böyle de yakışıyor ama... Kestirdiğinde ve havaya kaldırınca yakışıklı oluyorsun. Fotoğraf çekiminde öyleydi." Onun gülümseyen dudaklarından kısık gözlerine çevirdi bakışlarını. Kyungsoo da ona karşılık gülerek camdan dışarı döndü. Jongin'in omzuna kendi omzunu vurdu. "Yakışıklı olduğumu mu söylüyorsun?" Caddede yürüyen insanlar bir görünüp bir kayboluyordu. Jongin kıpırdanmaya başlayınca tekrar ona döndü. Telefonunu ve kulaklığını çıkarıyordu. "Hayır nereden çıkardın?" Genişçe gülen Jongin kulaklığın birini Kyungsoo'nun kulağına diğerini kendi kulağına taktı. "Gaipten sesler duyuyorsun herhalde." Kyungsoo ona sataşan oğlana onun gibi önde olan elini havaya kaldırıp yumruk yaptı. "Bunu görüyor musun?" İkisi birlikte otobüsteki diğer insanları rahatsız etmemek için sessiz kıkırtılarla gülüyordu. Jongin'in telefon ekranında bekleyen parmağına bakarak havadaki elini onun telefonuna indirdi. "Ne açıyorsun? Haydi aç artık birkaç şarkı dinleyelim." Jongin onaylayarak dediğini yaptı. Yirmi dakika kadar bir süre camdan dışarı bakarak geçti. Ve yirmi dakika boyunca iki oğlanın da düşüncelerinde birbirleri vardı.
Kyungsoo'nun evine geldiklerinde Jongin, oğlanın annesine ve küçük kardeşine selam verdi . Salondan geçerek Kyungsoo'nun odasına geldiler. Kyungsoo çantasını odanın girişinde olan çalışma masasının kenarına koydu. Jongin de onun hareketini takip ederek kendi çantasını onunkinin yanına bıraktı. Çok küçük olmayan kare bir odası vardı. Penceredeki beyaz tül perde, yanlara çekilmiş, dışarısı gözüküyordu. Duvarın köşe kısmında iki duvarı kapsayan L şeklinde bir masası vardı. Bir kısmında bilgisayarı diğer tarafta bir kaç kitap duruyordu. Masanın üstünde de kitaplığı vardı. Jongin ona verdiği mangaları görebiliyordu. Yatağı da karşıdaki pencerenin önünde genişçe odayı kaplıyordu.
"Üstünü değiştirmek ister misin?" İncelediği odadan gözlerini çekip ona seslenen oğlana döndü. Yatağının karşısındaki dolabın önünde giysilerini karıştırıyordu. "Gerek yok. Böyle dururum." Kyungsoo bir tişört çıkardı ve arkasını dönüp gösterdi. "Bunu veriyorum. Rahat edemezsin öyle. Giy bunu." Kyungsoo ayaktaki oğlana elindeki tişörtü fırlattı. Jongin kolunu kaldırıp havada uçan tişörtü tuttu. "Ya cidden fark etmez." Kyungsoo bakışlarıyla onu susturdu. Jongin de kabullenerek bir şey söylemedi.
İki oğlan giyindikten sonra karınlarını doyurmak için mutfağa gittiler. Yemek sırasında anne ve küçük kardeşle sohbet etmişlerdi. Kardeşi Kyungsoo'nun dediği kadar vardı. Yerinde durmuyordu. İkili tekrardan odaya gelmiş Kyungsoo'nun yatağının üstüne oturmuşlardı. Jongin Kyungsoo'nun gitarını şimdi görebilmişti. Gitar yatağın diğer tarafına konmuştu. Eğilip gitarı aldı ve kucağına koydu. Kyungsoo bu sırada bilgisayarı getirip yatağa bırakmıştı. Jongin elini tellerde gezdirip ses çıkartı. Tatlı tını odada dağılırken Kyungsoo bilgisayarı açtı. "Bir şeyler çalsana." Jongin gitarı onun koluna değdirdi. Yanındaki oğlan yeni öğrendiği şarkıyı çalabileceğini düşündü. Kendi kucağına yerleştirdi ve elini tellere koydu.
"Daha hepsini ezberleyemedim. Sadece bir kısmı çalabilirim."
"Sen yeter ki çal. Geçen çalıştığın mı yoksa?"
"Evet o. Bakalım güzel çalacak mıyım?"
Kyungsoo çalmaya başlamıştı. Biraz eğilmiş dikkatle tellere bakıyor hiç bir hata yapmadan ellerini oynatıyordu. Jongin güzel şarkıyla vücudunu sağa sola sallamaya başlamıştı. Hareket ettiği için Kyungsoo'nun eğik olmasıyla havada süzülen saçları da hareket ediyordu. Kyungsoo bir süre sonra şarkıyı mırıldanmaya başlamıştı. Zar zor da olsa duyuluyordu. Jongin daha sesli duymak istiyordu fakat onu fazla zorlamak istememişti. O istediği zaman kendisine çalmasını bekleyecekti. Şarkı bittiğinde Kyungsoo gitarı bıraktı ve Jongin'e uzattı. "Çok güzel çaldın Kyungsoo, harikaydı." Kyungsoo elmacık kemiklerine yayılan pembelikle teşekkür etti. "Tamamını ezberlediğim zaman sana tekrar çalacağım." Jongin gitarını yerine koydu ve oğlanın söyledikleriyle gülümsedi. "Bekleyeceğim." Eliyle Kyungsoo'nun omzunu patpatladı.
Kyungsoo filmi açtığında Jongin başlamadan önce lavaboya gitmek için odadan çıktı. Bu sırada Kyungsoo telefondaki mesajlara bakıyordu. Jongin tekrar geri döndüğünde gördüğü şeyi ona hemen söylemek için kendini kaldırdı. "Jongin,Jongin!" Jongin onun yanındaki yerine oturdu. Kyungsoo'nun baktığı yere baktı. "Projede eşleştiğimiz kişiler belli olmuş. Diğer sınıflardan da fazla kişi varmış. Beklemiyordum." Ekranda hızla isimlerini arıyordu. Bir aşağı bir yukarı mesajları kaydırırken Jongin'n ismini buldu. Yanında kendi ismini görüp güldü. "İşte beraberiz." Dörtlü gruplar halinde eşleştirilmişlerdi. Diğer kişilerinde ismini okudu. "Ve bizimle olan iki kişi daha var. Yixing ve Minhe diye birileri." Kyungsoo tekrar arkasına yaslanırken Jongin bu ismin tanıdık geldiğini düşündü.
"Hangi sınıftan acaba bunlar? Kızın adı tanıdık geldi. Yixing'i de sanırım tanıyorum. Üst sınıflardan galiba. Ama Minhe, hmm Minhe..." Düşünmeye devam ederken aklına Taemin'in bahçede söyledikleri geldi. Hatırlamasıyla eli havada gezindi. "Doğru ya. Hani şu kitapları almaya gittiğimiz zaman Taemin'in gösterdiği kız." Kyungsoo elindeki telefonu kapatıp düz bir ifadeyle kenarı koydu. "Ne? Şu senden hoşlanan kız mı?" Jongin başını salladı. "Evet. Garip olacak biraz. Neyse önemli değil." Jongin Kyungsoo gibi geriye yaslandı ve oğlanın filmi açmasını bekledi.
Kyungsoo içinde bir şeylerin hareketlendiğini, sinirlenen tarafının onu dürttüğünü hissediyordu. Eğilerek filmi açtı. Parmaklarını birbirine dolayarak ekrana bakmaya başladı. Jongin omzu Kyungsoo'nun omzuna değecek kadar yaklaşmıştı. İki oğlan, akşam olup da Jongin eve gidene kadar vakit geçirip sohbet ettiler. Gece, Kyungsoo yatağına girdiğinde gözlerini karanlığa dikmiş o kızı ve Jongin'i düşünüyordu. Fark etmeden eli yastığını sıkmış ve çoktan kalbiyle kavga etmeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana bir uğra
Roman pour AdolescentsSınıf başkanı Jongin sınıf arkadaşı Kyungsoo'dan hoşlanıyor. /texting/tamamlandı/