chapter two

406 41 57
                                    

Steve en başta kurtulmak istedi ama sonra içine tuhaf bir his doldu, tehlikeli sularda yüzüp yakalanmamanın verdiği o hazzı hissetti içinde yeniden. Tony buraya gelemezdi, gizli şeyler yapacak ve eşi fark etmeyecekti, dahası Tony onu umursamamaya devam ederken Steve bunun kendince intikamını almış olacaktı.

Bu yüzden karşılık verdi ona, dengesiz davranışlarına bir yenisini daha eklemişti sadece. Sırf içine dolan o haz yüzünden yenilmişti etik duygularına.

Biri kapıyı sertçe açana kadar.

×

BİR GÜN ÖNCE

Steve evin oldukça rahat, ve geniş koltuklarından birinde otururken düşündü, beş ay olmuştu. Tony'yi aldatıyor olduğu beş ay.

Nefret etmişti bunun kulağa verdiği duygudan. Steve eşini aldatmak istememişti aslında, sadece yaşadığı bunalımdan kurtulmak istemişti.

Depresiflik değildi bu, sadece içinde ölmüş olan duygularını diriltmek isterken yaşadığı bir sıkıntı, bunaltıydı.

Şimdiyse evinin büyük salonunda yalnız, biraz da bıkkın, oturuyordu. Ondan ayrılmıştı, bu içini rahatlatıyordu, soğumuştu artık. İlişkilerinin bir bataklıktan ibaret olduğunu görmüştü. Onu sevmiyordu da zaten. Steve şimdi kendi kendine düşününce ondan nefret bile ediyordu.

Yanında duran şarap kadehine baktı.

Steve kırmızı şaraptan nefret ederdi, bundan dolayı beyaz içerdi. Bugün de bir şişeyi bitirmiş, ikincisini de bu kadehi bitirirse neredeyse yarılamış olacaktı.

Neden bu kadar içtim, dedi Steve kendi kendine. Gerek yoktu ama kendime engel olamadım.

Ben yalnız mıyım?

Başını koltuğun üstüne kıvırdı kolunun üzerine koydu, midesi berbattı ama kusmayacaktı, en azından bu kısımda içmeyi bitirirse.

Başı uyuşmuştu ama onun haricindeki tüm hücreleri çok hassastı, bu Steve'e komik geldi, tüm tüyleri diken diken olmuştu.

"Eşiniz geldi." dedi en başta nereden geldiğini anlamadığı bir ses.

Steve en başta umursamadı, başında çok fazla ses vardı, yanlış duyduğunu sandı.

"Bay Stark," dedi aynı ses bir kez daha dikkat çekmek istercesine. Sesi bir tık sertleşmiş hatta yükselmişti, "Eşiniz geldi."

Steve karşısında duran kıza baktı, biraz sinirlenmişti ama ona kızmak yerine yanda duran nane şekerini ağzına aldı, "İyi. Gidebilirsin."

Genç kız tuhaf bir havayla gitmeye başladığında Steve biraz sinirlenmişti ama bir şey demedi. Suskunluğu tercih etti, belki de Tony birazdan buraya geleceğinden uzatmak istemedi.

Tony bundan oldukça kısa bir zaman sonra odaya girdiğinde Steve kendini toparlamak istedi, pek başarılı değildi ama kendisi de pek ayılmaya çalışmıyordu, "Hoşgeldin."

Tony'nin yüzünden ciddiyeti silinmedi, Steve gülümsememişti, dolayısıyla o da gülmüyordu, sadece başını salladı. Ardından da gözü, bu hiç sekmezdi, şarap kadehine takıldı.

𝘢𝘧𝘵𝘦𝘳𝘨𝘭𝘰𝘸 ∝ 𝘴𝘵𝘰𝘯𝘺Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin