30, je vais bien comme ça

5.1K 509 164
                                    

Chaeyoung;

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Chaeyoung;

Elinin arasında çevirdiği telefonu sertçe masanın üzerine bırakıp sinirle arkasına yaslanan Jungkook'un yanındaydım. Min Yura yanlış bir zamanı seçerek Jungkook yanımdayken mesaj atmıştı zaten onun mesaj attığını görüp gözlerimi devirmemin ardından Jungkook saniyeler içinde telefonumu alıp bizzat kendisi konuşmuştu.

Ne konuştuklarını bilmiyordum, göstermemişti fakat sinirli gözüküyordu. Tanrı aşkına ne kadar saçmalamıştı acaba?

Okulda onunla ilk defa yan yana olmak beni geriyorken bir de sinirli olması ayrı geriyordu beni. Tüm gözler üzerimizdeyken ben onun gibi rahatça arkama yaslanamıyordum maalesef.

Karşımda oturan Jimin bu halimi fark etmiş olacak ki, "Chaeyoung az sakin ol ya, kendini sıkmaktan bembeyaz oldun." demişti. O söyleyene kadar yumruklarımı ve dişlerimi sıktığımı farkında değildim. Neden bu kadar gerilmiştim ki?

Göz önünde olmak, tüm dikkatlerin üzerimde olmasına alışkın değildim sanırım bu yüzdendi.

Jungkook saniyeler içinde bana döndü ve gözlerini dikkatle üzerimde gezdirdi. Dün ona Taehyung'dan bahsedip canını sıkmışken bir de bu çıkmıştı. Aman ne güzel!

"Artık vakti geldi." diyerek ayaklanmasıyla kaşlarım çatılmıştı. Neyin vakti geldi? Yüzüme bakarak elimi tuttu ve beni de kaldırdı. "Herkesin seninle bir ilişkide olduğumu ve yaptıkları şeylere son vermeleri gerektiğini bilmesi lazım."

Parmaklarını parmaklarım arasında geçirdi ve elimden çekerek bedenimizin arasında ki mesafeyi azalttı. Herkesin gözlerinin üzerimizde olduğunu hissediyordum. Jungkook da bunu fark ederek daha fazla herkesin gözüne sokmak ister gibi elimi sıkıca kavrayıp okul bahçesinde ilerlemeye başladı.

Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki, heyecan ve gerginliğim o kadar çoktu ki... Ayakta kalmamı sağlayan tek şey ellerimden tutarak bana güç veren erkek arkadaşımdı.

Tüm gözler üzerimizdeyken bahçede ki tüm gürültü kesilmiş ve sadece fısıldaşmalar duyuluyordu. Tam okul kapısının yanında duran Lalisa'yı gördüm. Yüzünde ki zafer dolu gülümseme ile bize bakan kızları süzüyordu. Benden daha mutlu olduğu kesindi.

Jungkook durmadan devam etti ve beraber okulun içine girdik. Benim dersimin olduğu sınıfın katına çıkmıştık. Öğlen arasında olduğumuz için teneffüs saati uzundu ve sınıflarda neredeyse kimse yoktu. Bizim sınıfa girdiğimizde ise sadece sırada oturup konuşan iki kız vardı, Jungkook onları takmadan tuttuğu elimle beni bir sıraya çekti ve kendi ayakta kalırken beni oturttu.

İster istemez gözüm sınıftaki diğer iki kıza kayarken bir tanesinin bize bakarak diğerinin kulağına bir şeyler söylediğini fark ettim. Çok sürmeden Jungkook da onlara dönmüştü ve bu sefer saniyeler içinde sınıfta yalnız kalmıştık.

Jungkook elimi bırakıp sınıfın kapısını kapattı ve tekrar yanıma geldi. Bu sefer yanımda ki boşluğa oturmuştu. "Artık hiçbir şey yapamazlar." dedi ilk olarak.

Başımı salladım. "O çok belli. Seni görünce hepsinin sesi içine kaçıyor."

Gergince saçlarını karıştırdı. "Anlamıyorum ben bu insanları, sevdiğim insanla bir arada olmamın nesi batıyor onlara? Herkes hayatına baksın işte."

Sessizce nefesimi verip sırada ona iyice yaklaştım. "Çok mu canını sıktı bu olanlar?"

"Evet." diyerek mırıldanırken gözleri bir noktada sabitken aynı anda ayağını bir ritimle sürekli sallıyordu. Sanırım biraz aklını dağıtmam gerekiyordu.

Kafamı eğerek dudaklarına küçük bir öpücük bırakıp geri çekildim. Bunu beklemediği o kadar belliydi ilk birkaç saniye öylece durmuştu. Sonra bana döndü, tüm bedeniyle.

"Bu nereden çıktı?"

Omuz silktim. "Canım seni öpmek istemiş olamaz mı?" Dudaklarına muzip bir gülümseme yayılırken aynı anda yüzünü bana yaklaştırıyordu. "Canın beni bu kadar kısa öpmek istiyor olamaz bence..."

Burunlarımız birbirine değerken nefesi artık dudaklarımın üzerindeydi. Şu an oturuyorken bile ayaklarımın yerden kesildiğini, midemde bir şeylerin harekete geçtiğini hissediyordum.

Dudaklarımızın arasında santimler varken derin bir nefes alıp geri çekildim. "Jungkook okuldayız."

"Ne önemi var Chaeyoung?" Elimi ellerinin arasına almış okşarken işimi daha zorlaştırıyordu. Şu kapıyı açıp biri içeri girse ne yapacaktık? Tamam sevgiliydik de bir yere kadar, şu an okuldaydık ve bizde birer öğrenciydik.

"Ben seni iyice bozdum ya, nerede o disiplin sahibi iyi öğrenci Jungkook?" Gülerek başını geriye attı. Çok güzelsin, böyle gülme ne olur...

"Evet beni bozan sensin ama halimden çok memnunum."

"O belli zaten." dediğim gibi yine dibime girmiş dudakları dudaklarımı bulmuştu. O kadar hızlıydı ki ona engel olmaya fırsat bırakmamıştı bile. Eğer beni öpmek istiyorsa öperdi yer ve zamanın asla önemi yoktu.

Tabii bu sırada kapıyı açan biricik arkadaşım Lalisa bu ana şahit olmuş, Jungkook sayesinde onun da diline düşmüştüm.

amoleur Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin