Son bir haftada Minhyuk ve Hyungwon yakın arkadaş olmuştu, yani en azından Hyungwon daha insancıl davranıyor, Minhyuk rahat takılıyordu. Minhyuk her akşam Hyungwon uyuyana kadar ona kendi denediği yöntemleri denetiyordu ve Hyungwon biraz olsun uyumaya başlamıştı. Bugün hafta sonuydu Hyungwon bugün okulun hemeb aşağısındaki kafede babası ile buluşacaktı Minhyuk ise oradaki marketleri dolaşacaktı.
"Minhyuk baban eşcinsel olduğunu biliyor mu?" Diye sordu Hyungwon.
"Başını evet anlamına salladı, annem ortaokulda fark etmişti ve babama da anlatmıştı. Hiç konuşmadık ama bildiginin farkındayım" dedi Minhyuk telefonuyla ilgilenirken.
"Peki hiç tepkileri nasıldı?"
"Lisenin ilk yılı zorla terapiye gittim ama sonra bıraktım, konu üzerine konuşmaya caslıştıkarında kaçtım, onlarda bir süre sonra konuyu kapattı zaten. Yani bir nevi hastaymış muamelesi gördüm" Hyungwon başını anladım manasında salladı.
"Neyse görüşürüz" diyerek Minhyuk ile ayrıldılar, Min alışveriş merkezine ilerlerken Hyungwon kafeye ilerliyordu. Minhyuk ile konuştuğunda ve itiraf ettiğinde kendini iyi hissetmişti, babasına söylemek istiyordu ama nasıl ir tepki vereceğini kestiremiyordu, daha önce babası hiç böyle bir konu hakkında yorum yapmamıştı. Kafeye girerek babasının karşısına oturdu.
Babanesinden ve neler yaptıklarından konuştular, Hyungwon okulun nasıl olduğundan ve derslerinden bahsetti zaten konuşacak pek bir şeyleri yoktu. Birbirlerine baba-oğul dendiğinde ne kadar yakınmış gibi dursa da aksine çok uzaklardı.
"Baba bilmeni istediğim bir şey var" diyerek konuşmaya girdi Hyungwon, terleyen avuclarını pantolonuna siliyor ve zar zor konuşuyordu. Sonunda her şeyi anlattı ve babasından bir tepki bekledi ama beklediği şey bir tokat asla değildi.
"Bunu ne sen söyledin ne ben duydum Hyungwon" diyerek kafeden ayrıldı, insanların bakışları altında ezilmiş hisseden Hyungwon ceketini alarak hızla kafeden çıktı göz yaşları durmadan yanaklarını ıslatırken alt geçide kadar sessizce ağlayarak yürüdü.
"Baba sana bir şey itiraf etmem lazım" diyerek onun sesini taklit edene bir ses duyduğunda kafasını kaldırdı bunlar o kafedeki çocuklardı. Hyungwon onları takmadan geçmeye çalışsada pek başarılı olamamıştı. Orda alaya ve dayağa mağruz kalmış, gözyaşları içinde zar zor yurda varmıştı. Banyodan gelen sesle Minhyuk'un orda olduğunu anlayıp kendini yatağa atıp yüzünü gizleyecek şekilde uzanmıştı.
Minhyuk duştan çıktığında sürekli bir şeyler anlatıyordu ama Hyungwon'dan cevap alamıyordu. "İyi misin?"diye sordu kendine sırtı dönük yatan Hyungwon'a, başını sallayarak onaylasada Hyungwon, Minhyuk inanmadı ve yanına giderek zorla onu kendine çevirdi.
Hyungwon'un gözü morarmış, dudağı patlamış ve kaşından akan kan yanağında yol oluşturmuştu. "Kim yaptı sana bunu?" Diye sordu Minhyuk parmakları narince kaşından yaradan aşağı ilerlerken. Gözleri dolu doluydu ikisininde, Hyungwon'u böyle görmek kalbini acıtmıştı Minhyuk'un.
İlk yardım setini alıp narince yaralarını temizledi Hyungwon'un. Yüzündeki tüm yaraları kapattığıda Hyungwon'a sarıldı Minhyuk.
"İlk yardım yüzündeki yaralar içindi, bu sarılma ruhundaki yaralar için"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
behind the mask | hyungwon+minhyuk✓
FanfictionBirinin tamamen zıttı gibi görünüyordu bu ikili ama tanıdıklarında birbirlerini aslında ikiside aynıydı, ikiside maskelerin altına saklanmıştı. İkiside maske takmaya zorlanmıştı. Minhyuk & Hyungwon