Birinin tamamen zıttı gibi görünüyordu bu ikili ama tanıdıklarında birbirlerini aslında ikiside aynıydı, ikiside maskelerin altına saklanmıştı. İkiside maske takmaya zorlanmıştı.
Minhyuk & Hyungwon
Minhyuk sinirle çektiği bavulunu odasına koyup kapının önünde dikilen babasına kısa bir bakış attıktan sonra kapıyı yüzüne kapadı, iki kişilik bir odaydı ve müdürün dediğine göre aynı onun gibi yeni gelen bir oda arkadaşı vardı ama bunlar çok umrunda olan şeyler değildi. Cama yakın kapıya en uzak tarafta olan yatağa ilerledi. Paralel konulmuş iki yatak, yatakların yanında birer komidin ve yatakların, karşısındaki duvara sabitlenmiş iki dolap vardı. Odanın iki ayrı ucunda çalışma masaları konmuştu, valizini dolabına boşaltıp arkadaşı Sana'nın onda hediye ettiği ve hangi bitki olduğu hakkında hiçbir bilgi sahibi olmadığı küçük saksıyı çalışma masanın üstüne koyup kendini yatağa attı.
Haksız yere birini dövdüğü iddia ediliyordu ama hiçte sebepsiz yere değildi o çocuk o dayağı hak etmişti hemde fazlaca ama işte sorun şuydu ki Minhyuk bunu kimseye anlatamıyordu, kendi kabullenemedigi bir şeyin gerçekliği yüzünden çocuğun tekini ağlayarak öldürürcesine dövmüştü ve sorulan sorulara cevap vermeyince okul idaresinin önerisi üzerine bu oldukça disiplinli olduğu söylenen yatılı okula ailesi tarafından kaydı aldırılmıştı. Ailesine ne kadar tavır alırsa alsın bir şey diyemiyordu da çünkü Minhyuk kendini savunuyordu ki. Susuyordu, her zaman konuşan Minhyuk tek kelime etmiyordu. Normalde Minhyuk hakkını sonuna kadar savunan ve kimseye laf bırakmayan biriydi ama şimdi susuyordu ve bu yüzden bu cezaya katlanmak zorundaydı.
Hyungwon okula tek başına gelmişti, babası tarafından önceki günlerde kaydı yapılmıştı zaten. Okulu babasıyla da gelip bakınmıştı ve kalacağı odayıda biliyordu,valinizi yanında sürükleyip asansöre bindi ve kat numarasını tuşlayıp kendi yatakanesinin olduğu kata ulaştı, kapıyı açıp içeri girdiğimde yataklardan birinde yatan bir çocuk dışında aynıydı zaten ne olmasını bekliyordu kendiside bilmiyordu. Çocuğu umursamadan valizini sürükledi ve ilk eşyalarını dolaba yerleştirip okul için yanına aldığı kalem kitap gibi şeyleri ise çalışma masasına indirdi. Tüm işleri bittiğinde yatağına yan bir şekilde oturup karşısındaki çocuğa baktı, oldukça huzurlu bir şekilde uyuyordu. Hyungwon onu tanımıyordu ama huzurlu duruşu onu kıskandırmıştı, o çocuk gibi huzurlu bir uyku çekmek istiyordu.
Çocuğun tekini merdivenden sanki kasıtlı olarak itmiş gibi gösterilmiştirti ve ne kadar inkar etse bile suçsuz olduğunu kanıtlayamamıştı. Hiç konuşmadığı kadar konuşmuş ve ben suçsuzum demişti, kameralarda o çocuğun yaptığı değil Hyungwon'un yaptığı gözükmüştü sadece ve şimdi buradaydı, kimse ona inanmamıştı. Bir nevi terk edilmiş gibi hissediyordu. Annesi zaten yıllar öncesinde terk etmişti ve şimdi yıllardır tek güvencesi olan babası da ona inanmayıp onu bu okula göndererek terk etmişti.
Bu da terk etmeye girmez miydi?
Minhyuk gözlerini açtığında gördüğü ilk şey karşı yatağında gözlerini kendine dikmiş bir şekilde duran çocuktu, gözlerini ovalayarak yatakta doğruldu çocuk ise hala boş boş ona bakıyordu. Minhyuk "selam" dediğinde çocuk bir şey demeden oturduğu yatakta ayağa kalktı, yemek saati eğer şimdi inmezsek aç kalırmışız" dediğinde Minhyuk onun ardından kalktı. Kapıya yönelen çocuğu gördüğünde panikledi.
"Şey ben okulda yeniyim, hiçbir yeri bilmiyorum beklesen olur mu?" Diye sorduğunda çocuk bir şey demeden kafa salladı, Minhyuk odanın lavabosunda elini yüzünü yıkayıp çocuğun yanına ilerledi.
"Ben Minhyuk, oda arkadaşıyız galiba" dediğinde yine bir cevap alamamıştı. "Hyungwon" dedi çocuk yemekhaneye girdiklerinde. Yemek alıp köşede bir yere yerleştiginde Minhyuk elinde tepsi ile öylece kalakalmıştı. Hyungwon denen çocuk pek arkadaş canlısı değildi belli ki.
"Selam, ablak balık gibi boş boş bakınmandan yeni olduğunu düşünüyorum" diyerek yanında beliren çocuk ile irkildi Minhyuk, turuncu saçlı ve kocaman gamzeleri olan biriydi. "Hadi bizimle otur" diyerek ilerleyen çocuğun peşine takıldı. Hyungwon'un oturduğu masanın baş kısımına oturdu gamzeli çocuk, Minhyuk tam karşısına oturdu bir kaç dakika sohbetten sonra adının Jooheon olduğunu öğrendiği çocuğun arkadaşları da gelmişti. Hepsi samimi kişilere benziyordu, aslında Hyungwon ile konuşmaya çalışsalarda Hyungwon pek oralı olmamıştı, sessiz ve soğuk biri olduğuna o an emin olmuştu Minhyuk ve oda arkadaşının böyle biri olduğu için pek mutlu olduğu söylenemezdi.
Minhyuk daha ilk günden bir kaç arkadaş edindiği için mutluydu.
Hyungwon ise kabuğundan çıkmadan ve önceden olduğu gibi kimseyle konuşmadan burdan gitmek istiyordu.
En çokta huzurlu bir uyku çeken oda arkadaşından bir an önce kurtulmak istiyordu.
- bu ficin finali için sadece dört bölüm yazmam falan lazım çünkü geri kalan tüm fici yazdım öyle cürüyordu taslakta
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.