beş

44 6 0
                                    

İkili okulun çatısında kenara oturmuş ayaklarını sallandırıyorlardı. İkiside yorgun hissediyorlardı ama bu fiziksel degildi bu içlerindeki yorgunlunktu aslında. Ruhları yorgundu, kalpleri yorgundu. İkiside oldukları gibi sevilmek istiyordu, değişmeden kendi benlikleriyle sevilmek istiyorlardı ama dünya adil birisini kendi olduğu halinde sevmezdi.Günahsız iki çocuktu onlar sadece, sevimnek isteyen. Hafif bir meltem saçlarını havalandırarak süzülüp giderken hiç konuşmadan durdular öyle, saatler geçti belki de ama ikiside tek ses etmedi.

Sonunda konuşan Hyungwon olmuştu "neden burdasın?" Diye sordu bakışlarını Minhyuk'a çevirmeden. Minhyuk ona bir bakış attı sonrasında geri önüne döndü "birini dövdüm ama biraz aşırıya kaçtım bunu yaparken çocuk hastanelik olup aileside şikayetçi oldu. Müdürde babamın arkadaşı okuldan atmadi babamın hatrına şutladım buraya işte"

"Çocuğun biri vardı, yönelimi biliyordu ve sürekli bu yönden üzerime geliyordu. Bir gün merdivenlerde yine üzerime gelmeye başladı, korku ve refleks olarak onu ittim. Kimseye inanmazdı bana, aslında çok anlatmaya çalıştım ama dinlemediler" güldü Hyungwon. " Suçlu olan oydu,her gün okulun arka bahçesinde beni döven oydu, sadece yönelimim yüzünden bana zorbalık yapan oydu ama sadece bana yapıştırılan etiketler yüzünden, sosyopattım insanların gözünde. Sessiz ve yalnız bir sosyopat!" derin bir nefes verdi Hyungwon zor zamanlardı, yaşadıkları unutmayacak türdendi.

"Öfke sorunlarımı kimse bilmezdi ailem dışında, çünkü dışarıya sadece oldukça eğlenceli olan kişiliğimi gösterirdim. Evde çok farklı bir ben vardı, içindeki kendi benliği ile kavga eden Minhyuk. Bir gün okuldaki o çocuk öğrendi her şeyi, beni ve içimde sakladığım cinsel kimligimi. Hep saklamak zorunda hissetmiştim kendimi ailem dışındaki herkes-ki ailemede ben söylemiştim orası ayrı- neyse öğrendi. Başta umursamadım ne yapabilir ki diye düşündüm, sadece söylenti yayabilirdi en fazla ama bir gün tuvaletteydim.." titrek bir nefes aldı Minhyuk. "Üzerime geldi, sakin kişiliğe sahip gözüktüğüm için pek korkmazdı kimse benden." Göz yaşları yanaklarını ıslattı.

Hyungwon, Minhyuk'un elini tuttu güç vermek istercesine "Minhyuk, anlatmak zorunda değilsin"

"Birine anlatmalıyım..." Derin bir nefes alıp devam etti " bana taciz etmeye çalıştı, sakin kalıp ona engel olmaya çalıştım ama ben sakin kaldıkça o daha fazla ileri gitmeye çalışıyordu. Bir süre sonra artık sinirden gözüm karardı sonrası zaten çocuğun hastanelik oluşu, benim tek kelime bile edip kendimi savunmamam ve kendimi burda bulmamla sonuçlandı" elleriyle yanaklarında ki yaşları sildi Minhyuk. Onun için zordu bunları anlatmak ama yinede anlatabilmiş olmak kendini güçlü hisstemesini sağlamıştı.

İkili bir kaç saat daha orada oturduktan sonra odalarına döndüler Minhyuk kendini yatağına atarken Hyungwon'un gözü Minhyuk'un manasında ki çiçeğe takılmıştı, bir tane çiçeği açmış ve mavi mavi parildiyordu. Hyungwon bu çiçeği çok iyi biliyordu delhinium çiçeği, zehirli bir çiçekti olmasını istemeyeceğiniz şeylere yol açardı.

Minhyuk uyuyakaldiktan kısa bir süre sonra Hyungwon çiçeğe yaklaşarak kopardı. Elleri titrerken düşündü, böyle bir dünyada yaşamak ister miydi? Babası onu sevmezken kabul etmezken ister miydi?

 Elleri titrerken düşündü, böyle bir dünyada yaşamak ister miydi? Babası onu sevmezken kabul etmezken ister miydi?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
behind the mask | hyungwon+minhyuk✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin