0.0

921 101 280
                                    

Harry kesinlikle çok sinirliydi, son anda vazgeçen insanlardan kesinlikle nefret ediyordu. Bir de üstüne üstlük boşu boşuna arabanın kilometre değeri düşüyordu.

Ormanlık alanda sinirli sinirli arabasını sürerken bir sigara yakmaya çalışıyordu, otoban zaten boş olduğu için sadece bir saniyeliğine direksiyonu bıraktı. Sigarasını yaktıktan sonra çakmağını geri torpidoya koymak için torpidoyu açmıştı ki önüne atlayan geyik bir anda ön cama yapıştı ve arka ayaklarından biri camdan içeri girdi. Harry arabanın bütün hakimiyetini yine bir anda kaybetti ve birden zikzaklar çizmeye başladı.

Bir dakika kadar zikzak çizdikleri sonra önünü göremediği için şarampolden aşağıya doğru yuvarlanmaya başlamıştı. Harry darbeleri hissediyordu ama canının yandığı pek söylenemezdi.

Araba nihayet ağaçlardan birine takılıp durduğunda Harry derin bir nefes almıştı ancak o zaman hissetmişti vücudunun her bir santiminin acıdığını. Ayrıca vücudunda ki sıcaklıktan da biliyordu ki vücudunun neredeyse her yeri kanıyordu.

"Hey Siri" diye seslendi yine de. Ağzının içi kan dolmuştu konuştuğunda.

"Sana nasıl yardımcı olabilirim Harry?" dedi mekanik ses.

"911 ara" ve Harry'nin son duyduğu şey, yine mekanik bir sesle gelen "911 aranıyor" sesiydi.

*

Draco steteskopunu omzuna attı ve gözlüğünü düzelterek asistan kızla birlikte yürümeye başladı. Bu sırada kafasında ki bandanasını bağlıyordu.

"Hasta erkek, yirmi altı yaşında. Arabasıyla birlikte uçurumdan aşağıya yuvarlanmış. Neredeyse bütün kemikleri kırık ve bilinci gidip geliyor. Hayati riski çok yüksek, ayrıca karnında yaklaşık on sekiz santim içeri girmiş bir cam mevcut" Draco son duyduğu detayla durdu.

"On sekiz santim mi?!" dedi şokla.

"Evet bir kısmı sırtından dışarı çıkmış ancak o kısmı kesmeyi başarabildik. Çok fazla hasarı yoktu, sıkıntılı kısmı girdiği kısım." dedi genç kız ve Draco hemen daha hızlı adımlarla yürümeye başladı.

"Acil ameliyathaneye aldınız değil mi?" dedi.

"Evet hocam, sizi bekliyor herkes" dedi genç kız ve bir daha konuşmadılar. Ameliyathanenin önüne geldiklerinde Draco, ağlayan Hermione ve onun omzunda yatan Ron'u görmeden hemen içeri girmişti. Gerçi onlarda giren doktorun o olduğunu fark etmemişlerdi.

Draco hemen üstüne yeşil önlüğünü giydi ve ellerini dirseklerine kadar saf suyla yıkadı. Asistani Veronica o işini bitirince eldivenlerini giymesine yardım etmişti. Veronica da üzerini çabucak giyindikten sonra birlikte ameliyathaneye girdiler.

"Durum nedir?" dedi Draco ama anestezist derin bir nefes aldı.

"Hocam hasta sizi görmeden ona narkoz vermemize izin vermiyor" dedi Steve, anlaşılan sabrı hayli sınanmıştı. Draco ise bu ilk defa olan bir şey olduğu için hayli şaşkın duruyordu.

"İyi de ned-" hastaya yüzünü döndüğü zaman, ona kal gelmişti. Kıpkırmızı da olsa kanlanmış da olsa o orman gözleri nerede görse tanırdı.

"Doktorlara güvenmiyormuş, yakını öyle söyledi" dedi Steve açıklama yapmak ister gibi. Draco girdiğini transtan ancak öyle çıkmıştı. Anlaşılan o yüzden ölüm tehlikesine rağmen buraya nakil ettirilmişti. Derin bir nefes aldı ve sadece onayladı.

"Biliyorum" diyerek, bunu söylerken hiç bir zaman unutmadığı yeşillere çevirmişti gözlerini. Harry sadece gözlerini bir defa kapatıp açmıştı. Böylece Draco, narkoz için talimatını verdi ve Harry uyuduktan sonra Draco için çok büyük bir işkence başladı.

To Myself | Drarry | AU | One Shot Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin