2. Bölüm

2.8K 453 256
                                    


Calluvian cinselliği, insanlardan çok farklıydı. Aklına gelebilecek en yakın insan cinselliği biseksüellikti ve bu bile tamamen doğru değildi. Tae'nin nişanlısıyla olan bağı iki yıl içinde, yani yirmi beş yaşına geldiğinde evlilik bağı haline gelene kadar, cinsel dürtüsü hiç olmayacaktı, hatta o zaman bile sadece bağ eşine karşı çekim hissedebilecekti. Bazılarının bağları dışında başka kişilerle seks yaptıklarına dair fısıltılar vardı, ama Tae bunun mantıksız olduğunu düşünüyordu. Herkes bağ arkadaşının onu tamamladığını ve telepatik bağlantının seksi mükemmel hale getirdiğini biliyordu. Calluvianlar binlerce yıldır evlilik bağı yapıyorlardı. Her Calluvian çocuğu telepatik olarak diğerine bağlıydı ve çok erken yaşlardan itibaren bağ arkadaşlarını bilerek büyüyorlardı.



////****////



Tae, Jungkook'a gerçeği söylemişti. Biri ona sarılmayalı yıllar olmuştu. Küçükken kucaklandığını hatırlıyordu ama büyüdükçe gezegenindeki bütün aileler gibi kendi ailesi de aralarına fiziksel mesafe koymaya başlamıştı. Gezegeninde sarılma gibi eylemler kişinin mahremiyetinin ihlali olarak görülüyordu çünkü fiziksel dokunuş, telepatik aktarım şansını artırıyordu.



Bunun ne kadar iyi hissettirdiğini gerçekten unutmuştu ve şimdi onun için dünyadaki en iyi şey haline gelmişti. Arsızlığı yüzünden biraz utanıyordu ama Jungkook devamlı olarak yakınlık kurmasını ve kucaklaşmayı dert ediyormuş gibi görünmüyordu. İlk başta sarılmak, ailesiyle ve bağ eşiyle olan telepatik bağlarının göze batan yokluğunun yerini almıştı, ama bir noktada bağımlı olmaktan çok korkuyordu. Jungkook inanılmaz güzel kucaklayıcıydı. Güçlü bedeniyle ona sarıldığında korunduğunu ve değer verildiğini hissediyordu. Gerçekten, basit bir kucaklamanın kendisini bu kadar iyi hissetmesini sağlaması şaşırtıcıydı. Tek dezavantajı, zihinsel kalkanlarını güçlendirmek için çok çalışmak zorunda kalmasıydı, böylece izni olmadan Jungkook'un zihnini okumayacaktı. Buna dikkat etmeliydi çünkü dürüst olmak gerekirse, doğal olarak çok meraklı bir yapısı vardı. Jungkook'un onun hakkında ne düşündüğünü gerçekten çok merak ediyordu, ama zayıflığından da yararlanmak istemiyordu. Jungkook bunu hak etmiyordu.



" Erkek arkadaşın bugün geliyor mu? " diye sordu Suzy onu düşüncelerinden kopararak.


Tae kaşlarını çatarak iş arkadaşına baktı. " Ne? "


Suzy ona sırıttı. " Hadi ama Tete! Ben aptal değilim, rol yapmana gerek yok. "


Tae yavaşça, " Anlamıyorum. " dedi. " Neden bahsediyorsun? "


Suzy gözlerini devirdi. " Uzun boylu, kaslı ve yakışıklı, her gün saat gibi mi geliyor? Zihninde zilleri çaldırdı mı? "


Tae güldü. " Jungkook? Saçmalama, o benim erkek arkadaşım değil! O sadece bir arkadaş. "


Suzy bir kaşını kaldırarak ona baktı. " Bacağımı mı çekiyorsun? "



Tae kafa karışıklığını bir kenara bıraktı. Suzy'nin bacağını çekmenin konuşmayla ne ilgisi olduğunu anlamamıştı ama çeşit deyim olduğu oldukça açıktı, bu yüzden sormadı. " Hayır, ciddiyim. Jungkook sadece benim en iyi arkadaşım. Evde beni bekleyen bir nişanlım var. " Calluvian'ların erkek ya da kız arkadaşları olmadığından bahsetmiyordu bile. Sadece bağ eşleri vardı ve açıkça Jungkook onun baş eşi değildi.

Hello My Alien - Taekook ( Uzaylı Prensler Serisi 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin