4. Bölüm

3K 416 209
                                    

" Gülünç olma. Jungkook benim arkadaşım, onu asla o şekilde düşünmedim." Evlilik bağı dışında fiziksel yakınlık düşüncesi bile kızarmasına neden oluyordu. İnsanların sekse karşı gelişigüzel tavrı onu hala şaşırtıyordu. Gezegeninde çoğu insan yirmi beş yaşına girdiklerinde yapılan bağlanma töreninden önce seks yapmamıştı. Bir bağın dışında seks, gezegeninde öyle bir tabuydu ki, bunu düşünürken bile utanıyordu. Calluvialılar seks konusunda geri kafalı değillerdi. Sadece... birleşme törenine kadar, Calluvialıların seksle ilgilenmemesi gerekiyordu.



Bağlanma konusunda halka açık çok az bilgi vardı. Anlayamadığı şey, bağ insanların cazibe hissetmesini neden engelliyordu? Neden bazı bağlı insanlar cinsel çekicilik hissederken, diğerleri bağlanma törenine kadar hiçbir şey hissetmiyorlardı? Bağ kurma töreni sırasında ne oluyordu? Çocukluk bağı nasıl evlilik bağı haline geliyordu? Tae kardeşine bir kez sormuştu ama Suga, gerçekten bilmek istemediğini söyleyerek geçiştirmişti. Annesine sorduğunda, ona tuhaf bir bakış atmış ve konuyu değiştirmişti.Çok tuhaftı. Neden bu kadar sıkı davranıyorlardı? Ne saklıyorlardı? Neden?



**************************



Tae vardiyası bittikten sonra Jungkook'un arabasına binerken Suzy'nin sözleri hala aklındaydı. Jungkook " Hey~" diyerek ona gülümsedi. Her zamankinden daha yorgun görünüyordu. Tae başını çevirdi, parmaklarını kucağında kıvırdı ve Jungkook'u yanağından öpme dürtüsüne direndi. İlginç şekilde Jungkook'la ne kadar uzun süre fiziksel temas kurmazsa, böyle dürtüleri bastırmak o kadar zorlaşmaya başlamıştı. " Selam! " dedi neşeli görünmeye çalışarak. Jungkook'un hatrı için, aralarındaki mesafe onu rahatsız etmiyormuş gibi davranmaya çalışıyordu. İnandırıcı olduğunu umuyordu ama emin değildi.



" Günün nasıldı? " diye sordu Jungkook park yerinden arabayı çıkarırken.



Tae kaşlarını çattı. Burada aslında " Günün nasıldı bebeğim? "  demesi gerekiyordu. Genellikle de parmaklarını saçları arasında gezdirirken ya da ensesini okşarken. " İyi. " diye cevapladı avuçlarını bacaklarına sürterek. Jungkook'a dokunamamaktan nefret ediyordu. " Seninki nasıldı? " Jungkook belli belirsiz bir şeyler mırıldandı, gözleri trafiğe bakıyordu. Yolculuğun geri kalanı boyunca aralarında garip bir sessizlik oldu. Tae her saniyesinden nefret ediyordu.



" Konuşabilir miyiz? " diye sordu Jungkook'a eve geldiklerinde.


Jungkook ceketini çıkarıp asarken " Ne hakkında? " dedi, yüzü hiçbir duygu ifadesi göstermiyordu.



Şimdi benden nefret mi ediyorsun?



Tae ağzını açtı ama hiçbir ses çıkmadı. Yavaşça sinirleri dağılıyormuş gibi hissediyordu. Bu soru dilinin ucuna kadar gelmesine rağmen soramadı. Sormaya korkuyordu. Gerçekten bilmek isteyip istemediğinden emin değildi. Aslında kolayca öğrenebilirdi. Ama hayatı boyunca telepatisini kullanmaktan hiç bu kadar korkmamıştı. Yavaşça dudaklarını yaladı.

Hello My Alien - Taekook ( Uzaylı Prensler Serisi 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin