BEKLENMEYEN MİSAFİR

556 8 0
                                    

        Aradan bir kaç hafta geçmişti. Üniversiteyi okuyacağımız şehre gelip Canan’ın kayıtını yaptırmıştık daha sonra ise ona kalacağı bi yer ayarlayıp ilk günü böylece bitirmiştik. Ertesi sabah Canan’ın ailesini otogardan İzmite yolcu ettik bu Canan için biraz zordu tabi eee ne de olsa ilk ayrılığıydı onun ailesinden, biraz ağlayıp biraz zırlamasından daha normal ne olabilir ki. Ailesini yolcu ettikten sonra bende Canan’ı alıp kaldığı yere doğru yürümeye bdi aşlamıştık. Canan bir türlü susmak bilmiyordu bense ona bakıp hafiften gülümsüyor, “harap ettin kendini Canan, yeter artık bu kadar üzülme bak ben nasıl alıştıysam sende alışırsın.” Dedim. Canan bana vurmaya başlamıştı; “Dalga geçip durma Can” diyordu ağlayarak. Yumrukları canımı yakmaya başlamıştı ki birden sarıldım ona, oda orada öyle kaldı. Onu hemen kaldığı yere bırakmak o an kötü bi fikir olurdu çünkü en çok sevdiğiniz insanlardan birini bu halde bırakmak bana olduğu gibi kimseye de yakışmazdı. Güzel bir Eylül akşamında bir kafede oturup ona şehirde nerelere dikkat etmesi gerektiğini anlatırken, kafe de oturan bir kız çok dikkatimi çekmişti. Bu kız yeni gördüğüm bir kız değildi ama burada ilk kez görmüştüm. Evet o da izmitten gelmişti. Sanırım Canan mezun olduğu liseden yalnız gelmemişti. Ben  sadece Aleyna’nın geldiğini düşünürken bir kişi daha vardı. Onu nerede olsa tanırdım çünkü kendini o denli belli ediyordu ki;

Siyah uzun saçları, kar gibi bembeyaz teni ilk bakışta dikkatli üzerine çekmesini sağlıyordu. Zayıf ve uzun boylu olması adeta ben buradayım diyordu. İnce çerçeveli gözükleri arkasından bakan o yemyeşil kocaman gözleriyse adeta gülerken oluşan gamzelerinin yansımasıydı. Evet o Ela’ydı. Eski sevgilimdi ilk bakışta o olmayacağını düşünmüştüm ama oydu sanırım burada bir beklenmeyen bi misafirimiz daha vardı. Açıkcası çok şaşırmıştım bizden iki masada ilerde ailesiyle oturuyordu emin olmak için Canan’a dönüp;

“Canan çaktırmadan arkadan ikinci masaya orada oturan da sence Ela değil mi ? “ Canan arkasını dönüp baktığında;

“İnanmıyorum Can gerçekten o. Peki ya burada ne işi var acaba?”

“Hiç akıl karı değil İzmitten buraya gelmek kesinlikle bi nedeni olmalı.”

“Bence de ya. Can acaba o da bizle aynı okulu mu kaz....”

“Hayır Canan. Eminim başka bi nedeni vardır ailecek tatile falan gelmişlerdir ne bileyim. Olamaz ya ihtimal vermiyorum.”

“Bence büyük konuşma Can doğru olabilir her şey bi hayır vardır.”

“Valla var mıdır yok mudur bilemicem de kalk gidelim kuzu gözükmeyelim şimdi”

“Huhhhuuuu şu delikanlıya bakın utandı sanırım.”

“Canan dalga geçme kafanı kırarım yürü hadi.” Canan bana gülerek kafeden kalkmıştık. Beni sinir etmeyi çok severdi Canan, en büyük uğraşı bendim sanırım. Okulların açılmasına bi kaç gün kalmıştı içten içe acaba Canan’ın “Aynı okulda olabiliriz” sözünü düşünmüyor değildim ama bunu neden bu kadar takıyordum ki öyle değil mi ? Benim için zamanında yaşanıp bitmiş bişey neden aklıma takılmıştı ki ? Bazen kendimden nefret edebiliyorum çok kuruntulu bi tipim aslında, bu tarz şeyleri kafama takıp bazen geceleri uyuyamıyordum. 

                                                               ***

      Okulların açıldığı ilk gündü. Canan heyecandan erkenden hazırlanıp okula gitmişti bense tabi ki 2. Sınıflığın verdiği coollukla yavaş yavaş okulun yolunu tutmuştum normal de ilk haftadan okula gitme huyum yoktur ama Canan’ın ilk günüydü o yüzden onun yanında olmalıydım ayrıca Aleyna benimle aynı okuldaydı fark bölümlerde olsakta Canan gibi onun da 1. senesiydi. Üniversitenin içeri giriş sistemi normal üniversitelerde olduğu gibi kart gösterme değil de parmak izi tanıtarak içeri girişti. Okula yeni başlayan her 1.sınıf öğrencisi ilk denemelerinde kesinle geçemezlerdi illa ki birinden yardım alırlar ya da bilmem kaçıncı denemeden sonra anca girerlerdi. Tam evden çıkmıştım ki Canan’dan beklediğim telefon o an geldi;

“Alo. Can Nerdesin ya ?!”

“Ovvv bugün solumuzdan kalktık sanırım Canancım hayırdır ne oldu ?”

“Ya bu makinelerden geçemiyoruz Aleyna ile kaldık burda rezil oluyoruz milette kimseyi de tanımıyoruz güvenlikte yok yardımda isteyemiyoruz gelsene hadi nerdesin hala?”

“Hahahah. Tamam tamam geliyorum şimdi merak etmeyin çözmeler hep yaşar böyle durumları.”

“Ha ha ha çok komik Can hadi çabuk.”

“Tamam Canan okulda görüşürüz. 5 dk ya oradayım.”

“Görüşürüz Can.”

Aradan 5 dakika geçtikten sonra okula gitmiştim ama Canan ve Aleyna yalnız değildi. Ela onların yanındaydı ilk önce anlam veremedim ama sonuçta Canan’la Aleyna beni bekliyorlardı mecbur yanlarına gitmek zorundaydım;

“Günaydın Canan, Günaydın Aleyna.” Kızlar daha konuşamadan Ela;

“Günaydın Can.”

“Sanada Günaydın Ela.” İçimden “Günüm çok aydınlık oldu sağol.”  Yüzümü tam ekşitmiştim ki Aleyna;

“Ya Can şu lanet şeylere parmak izimizi nasıl tanıtıp geçeceğiz bi göster Allah’ını seversen.”

“Tamam Aleyna hepiniz sakin olun.” Dedikten sonra onlara nasıl yapacaklarını gösterdim. Aleyna ve Canan kayıt yapıp turnikelerden geçmişlerdi bende tam geçecekken Ela;

“Ya Can ben bi türlü geçemiyorum. Yardım eder misin?”

“Parmağını doğru basmıyorsun sanırım dikkatli bas biraz daha.” Bi kaç kez daha denedikten sonra;

“Olmuyor Can, sen hizalayabilir misin peki ?” Ela beni bildiğin ikilemde bırakmıştı. Aleyna ve Canan’sa bizden uzaktalardı onları da çağıramazdım sonra mecburen Elaa’nın elini tutup parmağını turnikeye uygun şekilde bastırdım ve sonunda o yeşil tiki görüp Ela da turnikeden geçmişti ve bende rahat bir nefes almıştım;

“Teşekkür ederim Can.” Dedi gülümseyerek.

“Bişey değil Ela.” Dedim sert bir ses tonuyla ve hızlı hızlı yürüyüp Canan’la Aleyna’yı sınıflarına bırakıp kendi sınıf arkadaşlarımın yanına giderek sohbete başladım. Böylece ilk günden böyle ufak aksiyonlar yaşamış olup ileride az çok neler olabileceğini kestiriyordum.

                                                       ***

Aşkın tanımıydı belki de; "Canan"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin