●Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı. Yer boştu, yeryüzü şekilleri yoktu; engin karanlıklarla kaplıydı. (Yaratılış 1:1-7)
●Evren bundan yaklaşık 13.8 milyar yıl önce aşırı yoğun ve sıcak bir noktadan meydana geldi. (Kozmolojik Model)
Aslında her iki modele de baktığımızda birbirine zıt iki uç nokta görüyoruz. Yaratılış teorisi daha çok evrenin düzeni üzerine kurulu. Her şeyin bir amaç için yaratıldığı ve muazzam bir dengenin varsayımı. Bilim ise raslantısallığın hakim olduğu evrende, herhangi mantıksal kombinasyon uyumunun olmadığını ve evrenin müthiş bir kaosun içerisinde yer aldığını bizlere gösteriyor. Her gün binlerce yıldız yok oluyor, gezegenler göktaşı saldırılarına maruz kalıyor... Bizler ise bu iki uç nokta arasında arafta kalmış biyolojik varlıklarız aslında. Kaostan bağımsız olmadığımızın bilincinde olmayıp adalet olgusuna tutunmaya çalışıyoruz. Kendi yarattığımız dinler ve sistemler bizlere sürekli bir düzende olduğumuzu pompalıyor. Dinler bu evrendeki adaletsizliğin bizlerin birer sınavı olduğunu ve ideal düzene cennette ulaşacağımızı söylüyor. Sistemler ise ne kadar çalışırsak o kadar varlıklı olacağımızı ve varlığımız arttıkça istediğimiz düzene kavuşacağımızı belirtiyor. Çünkü onlara enerjisi ve motivesi yüksek insanlar lazım. Kandırılmaya karşı tok bir insanı daha fazla sömüremezsin. Bana insanı hiçliğe hazırlayan bir tek din ve sistem gösterebilir misin?
Sonra gözle göremeyeceğimiz kadar küçük ve basit bir virüs çıkıyor karşımıza ve tüm sistemlerimizi altüst ediyor. Afallıyoruz. Bırakın geleceği, yarını, an'ın bile telaşını yaşıyoruz şu an. Bu muydu binlerce yıldır uğruna savaştığımız, kan döktüğümüz düzenimiz? Soruyorum sizlere, bozulmasından korktuğunuz bir düzeniniz var mı gerçekten? Bir evimizin ve soframızın olmasını mı düzen sanıyoruz yoksa? Düzen, insanın kendini ve sevdiklerini güvende hissetmesi olmalıdır. Bizler hep bir kaygı içerisindeyiz; çocuklarımız, arabamız, işimiz, geleceğimiz... Endişelerimiz benliğimizi yitirmemize sebep olan buhranlarımıza dönüşmüş durumda. Oysaki bu tam bir düzensizliktir. Her şey kaostur, kaos da her şey!
