AŞKIN İLK NOTASI 26.BÖLÜM

13.4K 753 110
                                    

---Aynura---

''Beni kaçırmak istemezsiniz, emin olun. Annem saat dörtte evde olmazsam tüm ülkeyi ayağa kaldırır!''

''Merak etme, biraz eğleneceğiz sadece...''

Sözleri içimi hiç rahatlatmadı, hatta daha çok gerilmeme sebep oluyordu.

''Ayrıca,'' diyerek yeniden onları ikna etmeye çabaladım. ''Ben çok tuz tüketirim, bu yüzden böbreklerim işinizi görmez. Hatta bende böbrek yetmezliği var. Kalbim de hasta benim. İşinize yarayacak organım yok. Hadi bırakın beni, kimseye bir şey söylemem. Valla bak!''

Arabayı kullanan ve diğerlerine göre daha büyük olan oğlan kıkırdadı. ''Nereden buldunuz oğlum bu kızı?''

Dudaklarımı dişleyerek çenemin titremesine engel olmaya çalıştım. Aklıma türlü senaryolar geliyordu ve hepsi de korkunç bir şekilde sonlanıyordu. Çöp tenekesinde, kullanılmayan bir fabrikada, ormanda... Mekan değişiyordu, olayların gelişmesi farklı oluyordu ancak hepsi de aynı şekilde bitiyordu: geberip gidiyordum!

''Biz zengin de değiliz,'' diyerek şansımı bir kez daha denedim. ''Fidye falan ödeyemeyiz. Annem hemşire, yani maaşı pek yok. Normal, orta halli bir aileyiz. Anneannemin Yazma Altı Banka'sındaki parayı da alsanız fidyeyi karşılamaz.''

Sol tarafımda oturan, yüzü morluklarla dolu olan çocuk ofladı. ''Kapat şu lanet çeneni.''

Korkuyla yerimde büzüşsem de pes etmedim. ''Beni bırakırsanız çenemi çekmek zorunda kalmaz...''

Çocuk bir anda bana dönünce sıçradım ve söyleyeceklerimi yuttum.

''Kes sesini,'' dedi tane tane. Ellerimi kucağımda birleştirdim ve başımı da eğerek iyice küçüldüm. Çocuk, benden en fazla iki yaş büyük olmalıydı. Ela gözleri öldürücü bakışlar atıyordu ve bir gözünün mor olması, bakışlarını daha korkutucu hale getiriyordu. Kaşının kenarına yapıştırdığı yara bandı ise ondan daha güçlü birilerinin olduğunu ve feci dayak yediğini gösteriyordu.

Bakışlarımı ondan kaçırıp ön koltukta oturan çocuğa diktim. Bir yerlerden tanıdık geliyordu ancak ismi tam olarak...

Çocuk bana döndü ve ela gözlerini gözlerimde sabitledi. Kahverengi saçlarını iki yanından kısaltmıştı ve saçlarının önünü havaya kaldırmıştı. O an beynimde şimşekler çaktı ve hatırladım.

''Batuhan!''

Güldü. ''Merhaba Aynura.''

Beni nereden tanıdığını sormak için doğrulduğumda Rabia'nın sesi yankılandı kafamda. Akif'le düşmandı Batuhan, onun yanındakilerden de haberi olabilir miydi?

Sorumun cevabını almak istesem de mor gözlü çocuğun bakışları altında buna cesaret edemedim ve birkaç saniye sustum.

''Merhaba Batuhan,'' dedim rahat görünmeye çalışarak. Bana selam vermek için kaçırmış olamazdı herhalde. En azından organlarım güvendeydi, bana zarar da vermezdi herhalde. Buna güvenerek bedenimi gevşettim ve iyimserce gülümsedim. ''Beni müsait bir yerde indirir misiniz? Evime kadar bırakmanıza gerek yok. Ben şuradan otobüse biner...'' İşaret ettiğim durağı geçtiğimizde boğazımı temizleyerek kendi kendime sakin olmam gerektiğini telkin ettim. ''Geri dönmenize gerek yok. Durağın önünde olmasa da burada indirseniz de yürürüm ben. Hem bana da spor olmuş olur. Kortizon tedavisi kilo al...''

''Allah aşkına, hiç susmaz mısın sen?!''

İrkilerek sol tarafımdaki çocukla arama mesafe koydum. Bunu yapabilmek için sağ tarafımdaki oğlanla yakınlaşmam gerekmişti ancak en azından o daha insancıl duruyordu.

AŞKIN İLK NOTASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin