AŞKIN İLK NOTASI 29.BÖLÜM

13.7K 752 97
                                    

---Aynura---

''Bu ne saçmalık?'' diye gürledi Akif. ''İzin falan vermiyorum. Yaylan!''

''Zaten senden izin istemedim. Çoğunluk bizim grupta, sense tek kişisin. Bir seferliğe mahsus...''

Tuna'nın lafını hiddetle kesti. ''Umurumda değil. Bugün Aynura ile benim dersim var,'' dedi sertçe kendi göğsüne vurup ''benim'' kelimesine dikkat çekerek. ''Haftada yalnızca iki dersim var zaten, bir de senin grup saçmalıklarınla birini heba edemem.''

Tartışmalarını seyretmek tenis maçı izliyormuş hissi veriyordu. Bir sağa, bir solo bakıyordum.

''Yalnızca bu hafta için...''

''İzin vermiyorum!''

''Bırak da kararı Aynura versin.'' diyerek topu bana attı Tuna. İkisinin de bir anda bana dönünce irkilerek bir adım geriye kaçtım.

''Aynura... Zaten bu güne kadar Akif'le çalıştın ve yeterince ilerledin. Grupla çalışman daha mantıklı değil mi?''

Akif, kahverengi gözlerini ürkütücü bir şekilde büyüterek Tuna'ya döndü. Eğer biraz daha öyle bakmaya devam ederse bu somut nefret Tuna'nın evrendeki varlığını silecek, onu ortadan kaldıracaktı.

''Ne dedin sen,'' diye sesini yükseltti, Tuna insanlık suçu işlemiş gibi... ''Derslerime ne zaman son vereceğimi ben bilirim!''

Tuna gözlerini devirdi. ''Tamamen bıraksın demiyorum ama arada senin ders zamanında prova yapsak bir şey kaybetmez demek istiyorum. Sen de bir şey söylesene Aynura!''

İki kafa tekrar bana dönünce iç çektim. Tuna bugün, yani salı gününe grup provası koymuştu ve Akif bunu duyduğunda Tuna'yı ders zamanından çalmakla suçlayarak saldırıya geçmişti.

''Tabii ki benimle ders yapacak, değil mi Aynura?''

Boş gözlerle ona baktım. Kaçırılma olayının akşamında aldığım karara sadık kalarak Akif'e soğuk davranıyordum ve bu boş bakışlar, aramıza mesafe koymama yardım ediyordu.

Boğazımı temizledim, sırtımı dikleştirdim. Tercihimi söylemek için ihtiyacım olan cesareti uzun uğraşlar sonucu topladım ve umursamazca omuz silktim.

''Bugün grup ile çalışacağım.''

Akif gülüp başını sallarken beni onayladı. Zafer kazanmış bir edayla Tuna'ya döndü ve başıyla beni işaret etti.

''Duydun değil mi? Beni seç...''

Konuşmak için açtığı ağzını zorlukla kapattı, seslice yutkundu. Elleri belinde, öylece donmuş gibiydi.

Göğüs kafesimi delip dışarı fırlamak istercesine çarpan kalbimi yavaşlatmak için sol yanımı ovdum. Beni dinleyerek yavaşlamak yerine Akif donuk ifadesiyle bana döndüğünde daha fazla hızlanmıştı.

Sonunda ağır hareketlerle bana dönecek kadar toparladı kendini. ''Ne dedin sen?''

Kendinden emin maskesinin düşmesi, bu kadar afallaması kendimden nefret etmeme neden olsa da burnumu havaya kaldırdım. Cesur bir profil çiziyordum anca içimde büyük bir sıkıntı vardı. Ne zaman Akif'e soğuk davranmak istesem ve araya mesafe koysam; midemden başlayarak sol yanıma tırmanan, tüm vücuduma yayılan o tanıdık ağrıyı umursamamak için büyük çaba harcamam gerekiyordu.

''Seni seçeceğimden o kadar mı emindin,'' dedim, titrekliği fark edilmesin diye sesimi alçalttım. ''Hem Tuna haklı... Grup çalışmasına katılmazsam geri kalırım ancak senin bir dersini kaçırırsam diğer gün arayı kapatabilirim.''

AŞKIN İLK NOTASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin