Taehyung'dan
"Neden ağlıyorsun? Sorun ne? Ailen ne diyor?" dedi Tae kızdan ayrılarak.
" Bebeği aldırmamı ya da düşürmemi. Tae bebeği öldürmemi istiyorlar. Evet biliyorum zorla oldu her şey. Bebek de her şeye dahil. Ama bebeğe zarar veremem. Ailem anlamıyor, bu yüzden uzak durmak daha iyi olur bence".
Biliyordum ailesinin ona zarar verdiğini. Doğru söylüyordu evliliğimiz zorla oldu. Bebeğin olmasında ikimizinde sarhoş olması yüzünden oldu. O gece düğünden sonraki gece ne olduysa oldu. Ve pişman değilim, bence oda değil. Pişman olmasıda umrumda değil, bebeğe iyi baksın yeter bana bu.
"Tae?!" bana seslenmesi ile onu dinlemeye başladım
" Eve ne zaman gideceğim? Burda olmak istemiyorum. Burada boğuluyorum, ölec-
Sözünü kesen dudaklarım olmuşdu. Ölmesini ya da ölmek gibi kelimeler söylemesini istemiyordum.
Ondan ayrılarak yüzüne bakmaya başladım, utandığı ve şaşırdığı çok belliydi. Bu haline gülmek istedim ama kendimi zorla tuttum. Onun yanında umursamaz hiç gülmeyen biriydim. Galiba bir defa gülmüşdüm o da bebeğimizin olacağını duyduğumda. Ama o günden sonra aynı yüz, aynı haraketler. Hiç umursamadım onu, canı çıkacak gibi banyoda kusduğu zamanlar, önemli olan aylarında yanında olmadım çünki olamazdım. Ondan bebeğimin olmasını istiyorum, ama ona aşık olmak istemiyordum.
Gece yarısı olmuşdu, So Bin mışıl-mışıl uyuyordu, ben ise sadece onu izliyordum. Neden izliyordum kendim de bilmiyordum. Onu umursamayan ben, onu önemli zamanlarındada yalnız bırakan ben şimdi onu izliyordum. Belkide ona acıyorum diye böyleyim çünki sevmiyordum. Ona karşı hiç bir ilgim bile yokdu. Çok karışık şeyler yaşıyorum, doğduğumdan bu yana her şeyim çok karışık ve bokdan bir hayatım var.
So Bin'in bağırmasıyla oturduğum yerden kalkarak yanına gittim. Kabus görüyordu galiba ya da babasıgilin yapdıkları onu kötü yapmış ola bilir. Onu uyandırmaya çalışsamda uyanmıyordu ve ağlamaya başlamışdı, ne yapacağımı bilmiyordum bile. Yine onu uyandırmaya çalışdım sonunda gözlerini açmışdı ve bana sıkıca sarılarak ağlamaya başladı. Bende ona karşılık verdim biliyordum buna ihtiyacı vardı.
" Sakinleş So Bin. Sadece bir kabusdu ve geçdi her şey" diyerek dahada sıkıca sarıldım
Ama bir sorun vardı So Bin hiç bir cevab vermiyordu. Onu kendimden ayırarak yüzüne bakdım, uyanıkdı ama konuşmuyordu. Yüzüme bakarak bir şeyler söylemek istiyordu ama konuşamıyordu, çok korkmuşdu. Sadece gözlerinden yaşlar intihar edercesine yanağından süzülüyordu. Ne yapacağımı bile bilmiyordum. Sadece yüzüne bakmaya başladım.
" Sakinleş lütfen. Her şey iyi olacak. Ne kabus gördüysen unut, sadece uyumaya odaklan. Ve bir kaç hafta sonra bebeğinin erkek mi yoksa kız mı olacağını düşün. Bu huzur verir belki, bilemem..."
"Teşekkürler... Özür dilerim...İyi geceler" diyerek yeniden yatağa uzandı. Gözlerini kapatarak sessizce ağlamaya başladı. Ne kabus gördüğüne sorsam belki söylermiydi acaba. Hiç düşünmese daha iyi bence yoksa sorunlar ola bilirdi.
Sonunda eve gelmişdik So Bin odamıza gitmişdi. Bende Hoseok'u yanıma çağırarak ben olmadığım sürece onun yanında olmasını, ona dikkat etmesini söyledim. O ise onaylayarak işine geri dönmüşdü.
Dün geceden bu yana hiç uyuyamamışdım, başımda çok kötü ağrılar vardı. Çalışanların birinden ağrı kesici isteyerek odama çıkdım. Kapıyı açdığımda karşımda yarı çıplak So Bin hiç beklemiyordum. Beni gördüğü an 'Seni sapık' diyerek elindeki tarağı kapıya fırlatmışdı. Ben sapıklık yaparak ne yapmışdım acaba çok merak ediyorum. Sadece odama girmek ve huzurlu(!) bir uyku istiyordum. Kapıyı çalmadan yine içeri geçdim, iyi ki kiyafetini giymişdi.
" İnsan bir kapı çalar. Belki müsait değilim!" diyerek yine saçlarını taramaya başlamışdı.
"Sanki hiç görmemişim" dediğimde şaşırsada kendini hemen toparladı ve tarağı kafama attı. Bu haraketine çok sinirlenmişdim ve bende tarağı ona geri attığımda yüzüne geleceğini hiç düşünmemişdim. Aslında onun arkasındaki duvara fırlatmak istiyordum.
Elini yüzüne tutarak banyoya gitti. Kapıyıda arkadan kilitleyerek yanına gelmememi sağlamışdı. Sorun ondaydı kafama fırlatmayacakdı. En önemlisi yarı çıplak odamda gezmeyecekdi.
Umursamaz bir şekilde yatağa uzandım ve uyumaya başladım ama uyuyamadım. Çünki banyodan bir çok şeyin yere düşdüğünü duyduğumda hemen kalkarak banyonun kapısının önüne geldim, kapının kapalı olduğunu biliyordum ve bu yüzdende kapıyı ne kadar açmaya çalışsam da açılmadığı için kapıyı kırmaya çalışdım,içeri geçdim. Ama gördüklerim hiç memnun olacak bir şey değildi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I hate you, but I need you!- K.T.H
Fantasy"Hayatımızda Her Şey Zorla Oldu! Bu Bebekde Öyleydi. Bebeğimizi Kaybettim... Hepsi Benim Suçum, O Değil Ben Ölseydim?"~ Kız sözlerini bitirdi ve yere çökerek ağlamaya başladı