Bölüm~6

0 0 0
                                    

Taehyung

So Bin kaç saat ağladıkdan sonra yeni uyumuşdu. Ben ise sadece ona sarılmışdım ve hiç bir şey söyleyememişdim. Canım çok yanıyordu,onu kaybettik. Cinsiyyetini bile öğrenmeden. Evet bu benim hatamdı. O zorlu aylarda yanında olmayan ve şimdide bir aptallık ederek onu yemeğe götüren bendim.

So Bin'i odada yalnız bırakarak dışarı çıkdım. Dışarda annem ve abisi Hoseok vardı. Bana üzgünce bakarak ağlamaya başladı. Gerçekten Hoseok'la bebek için o kadar hayallerimiz vardı, ama şimdi her şey hayal olarak kaldı...

"O napıyor? Çok mu ağladı? Onun yanına gitmek istiyorum Tae... Sonrada şerefsiz ailemin sülalesini sikeceğim!"

"Sakinleş Hoseok ve kardeşinin yanına git. Benim şimdilik bir kaç işim var gitmeliyim. O sana emanet."diyerek onların yanından uzaklaşdım ve şimdi işimi hall etmeye gidecekdim.

Babamın yanına giderek onunla konuşdum ve ailesini tutukladıklarını, büyük bir ceza verileceğini söyledi. Ama yinede onlara karşı nefret ve sinirim soğumamışdı. Ölseler bile yinede onlara nefret edecekdim.

"Oğlum, So Bin'in toparlanması için bir kaç günlük tatile götürmelisin. Şimdide ola bilir başka bir zamanda. Ama onun tatile kafa dinlendirmeye ihtiyacı var. Bir yardıma ihtiyacın varsa bana söyle"

"Tamam, ama şimdi hiç bir yere gitmeyeceğinden eminim. Bir kaç hafta sonra ola bilir. Teşekkür ederim. Şimdi gitmem gerek. Yine arayacağım seni"

Babam hiç bir şey yapmama izin vermemişdi. So Bin'in babasına vurmak için yaklaşmışdım ki babam ve polisler beni engellemişdiler. Annesi ise sırıtıyordu gerçekten bunlar insan değillerdi. Sinirimden ne yapacağımı bile bilmiyordum.

Arabayı deli gibi kullanarak hastaneye sürüyordum. Belki kaza yapıb ölürsem? Onun yanına gide bilir miydim? Yoksa o melekdi, bense bir şeytandım. Bebeğimi koruyamayan bir şeytan!

Hastaneye ulaşmışdım ve şimdi ise So Bin'in odasına gidiyordum. Bağırma sesleri geliyordu, Jin ve hemşire korkmuş bir şekilde odaya girmişlerdi. Bende koşarak odaya girdim ve bağıran So Bin'di. Hemşire onu sakinleşdirmeye çalışsada o bağırıyordu. Jin iyne hazırlıyordu galiba sakinleşdiriciydi. So Bin beni fark ettiği zaman bağırmayı kesmiş ve öylece yüzüme bakıyordu. Çok kötü görünüyordu, aile görüşmesinde ki seksi So Bin gitmişdi. Gözleri ağlamakdan şişmiş ve morarmış, yüzündeki morluk, yüzünden yorğunluk çok belli oluyordu, saçı başı dağılmışdı. Konuşmaya başlamasıyla tüm düşüncelerimden kurtuldum

"Hayatımızda her şey zorla oldu! Bu bebekde öyleydi. Bebeğimizi kaybettim... Hepsi benim suçum, O değil ben ölseydim?" sözlerini bitirdiği an yere düşdü ve ağlamaya başladı yine. Her kese odadan çıkmasını söyledim. Her kes odadan çıksada, Jin sakinleşdirici vurarak dışarı çıkdı.

"Hadi yatağına geç. Böyle yerde oturma, kalk So Bin."

"Bana nefret ediyorsun değil mi?" söylediklerine şaşırmışdım. Ben ona değilde anne ve babasına nefret ediyordum. Onun bir suçu olmadığını biliyordum, bebeği istemeseydi bu hallere düşmezdi.

"Saçmalamayı kes So Bin ve kalk ayağa. Yatağına yat ve dinlen bir az."

"İstemiyorum... Sende çık odadan, yalnız kalmak istiyorum. Burası daha iyi"

Hiç bir şey söylemeden onu kucağıma aldım ve bana yumruklar atmaya başlamışdı. Gerçekten delirmişdi bu kız. Sonunda yatağa yatırarak, yanına geçdim, sakinleşdiricinin etkisiyle uyumak üzereydi. Sessizce yüzüne bakıyordum oda bana bakıyor, ama gözleri kapanıyordu.

"Farklı biri olacağım için, affet beni" diyerek gözlerini kapattı. Ne dediğinden tam bir şeyler anlayamamışdım. Ama onun önceki So Bin'e dönüşeceğini biliyordum ve bundan sonraki günlerde işim çok zor olacakdı. Önceki So Bin olacaksa delirecekdim resmen.

İki hafta sonra

Taehyung

Evet söylediklerim ve düşündüklerim gerçek olmuşdu. So Bin iki hafta odasından dışarı çıkmamışdı ve önceki So Bin'e çevrilmişdi. Delirmeye doğru gidiyordum.

So Bin öncelerde barda bir köşede oturur içer ve sigarasını dudaklarına alarak etrafa boş-boş bakardı. Yanına biri yaklaşırsa ya takmazdı yada oradan giderdi. Yaşadığı olaylar yüzünden So Bin bu hale gelmişdi. Ailemde onu benimle evlendirmek istediklerinde ilk önceler şaşırmışdım, doğrusunu söylemek gerekirse inanmamışdım. Sonra evlendik ve olayların geri kalanını biliyorsunuz...

Yine akşam olmuşdu ve So Bin odasından çıkarak her zaman gittiği bara gidiyordu. Ben artık partlamak üzereydim. Giyindiği kiyafeti görünce daha da delirmişdim. Manyak kız!

Gittiği yerde sadece bir az içiyor ve boş boş oturuyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Gittiği yerde sadece bir az içiyor ve boş boş oturuyordu. O gittiği zaman bende onu takip ederek gidiyordum, çok düşünüyordu. Ve bu işe bir son vermeliydim.

Yine onu takip ederek bara girmişdim. Bir kenarda oturmuş öylece boş boş bakıyordu. Birinin ona yaklaşarak kucağına almasıyla yumruğunu adamın yüzüne geçirmişdi. Ama adam onu bırakmamak için daha da sıkı tutuyordu. Bok herif!

Koşarak onların yanına yaklaşdım ve adamın yüzüne yumruğumu geçirerek yere düşmesini sağladım. So Bin'i onun elinden alarak başka bir masaya oturtdum. Çalışanlar adamı yerden götürerek dışarı atmışlardı ve bir çalışanda So Bin'e su getirerek gitmişdi.

"BU KİYAFETLE BÖYLE BOKDAN BİR YERE GELMEĞİNİ YASAKLIYORUM KİM SO BİN!" Onunla bağırarak konuşmak gerekdi. Yoksa hiç bir bok anlayamayacağı belli. Sadece yüzüme dikkatlice bakarak daha sessiz bir şekilde konuşmaya başladı

"Ben acı çekiyorum.. Benim yüzümden her şey mahv oldu ve ben bu acıyla böyle iyi olmaya, kendimi böyle teselli etmeye çalışıyorum Kim Taehyung!" diyerek bir sigara çıkarmışdı. Bu kız gerçekten beni delirtecekdi. Elinden sigarayı alarak yere attım.

"Bundan sonra sana sigarada, içkide yasak! Bir kaç gün sessiz kaldım ama izin vermiyorum. Seni Namjoon hyungun yanına götüreceğim. Gel benimle!"

Beni hiç duymuyormuş gibi yine bir sigara çıkarmışdı. Elinden tüm sigaraları alarak kendi cebime koydum ve onuda kucağıma alarak bardan dışarı çıkdım. Ona böyle yapmak gerekli yoksa beni delirtecekdi.

Namjoon hyungun evine gelmişdik. Ve o So Bin'le başka bir odaya geçmişlerdi. Ben ise oturma odasında boş boş telefona bakıyordum. Onların konuşmalarınıda çok merak ediyordum. Ama So Bin'in iyi olması için elimden ne gelirse yapıcakdım. Bebeğimizi kaybetsemde onu kaybedemezdim...

I hate you, but I need you!- K.T.HHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin