So Bin tüm şampuanları ve bir kaç eşyayı yere düşürmüşdü. Her yer şampuan olmuşdu o ise sessizce yüzüme bakıyordu, dokunsam ağlayacakmış gibi. Dikkatlice onu oradan çıkararak yatağa yatırdım, bir dakika yüzü gerçekten çok kötü bir şekilde morarmışdı. Gerçekten çok kötü atmışdım,tam bir gerizekalıyım.
Yüzüne buz koymak için odadan çıkarak mutfağa gittim. Yüzüne attığım için çok pişmandım kendime hakim olmadığım için kendime çok kızmışdım. Çalışanlardan birinden bana buz vermesini isteyerek beklemeye başladım.
Hoseok yanıma koşarak geldi, annem ve babamın bize geleceğini söylediğinde şaşırmışdım. Bir bu eksikdi, o zaman yemekler hazırlamaya başlayın dedim ve buzu çalışandan alarak odaya geri döndüm.
So Bin aynanın karşısında yüzüne bakarak ağlamaya başlamışdı. Evet ya onun yüzü, annem ve babam sorsalar ne söyleyecekdim acaba çok merak ediyorum. Ah gerçekten tam bir aptalım....
Annem ve babam gelmişlerdi ve oturma odasında her kes oturuyordu. Sadece So Bin yokdu, belki de hazırlanıyordu yüzüne bir şey sürerse çok iyi olurdu yoksa her şey berbat olmaya başlardı.
5 dakika sonra odanın kapısından içeri geçdi. Çok normal(!) kiyafetler giyinmişdi. Ama yüzünde hiç bir şey yokdu buna bir azda olsa mutlu olmuşdum
Herkesle selamlaşıb koltuğa oturdu, yüzünden sanki rahatsızmış gibi göründüğü belli oluyordu. Bir sorun mu vardı acaba. Bana bakması için sahte bir şekilde öksürmeğe başladım o an yüzünü bana çevirerek 'Ne oldu?' der gibi yüzüme bakdı. Benimle birlikde diğer odaya geçmesini işaret ettiğimde oturduğu yerden dikkatlice kalkdı ve benimle birlikde diğer odaya geçdik.
"Bir sorun mu var? Bana doğruyu söyle ama!"-diyerek dikkatlice yüzüne bakmaya başladım
"Hayır, sadece bir az midem bulanıyor bu yüzden iyi değilim. Geçecek bir azdan boş ver".-odadan çıkmak istediğini anladığımda kolundan tutarak kenara çekdim ve
"Aptal! Boş ver ne?! Sinirlendirme beni So Bin. Sonunu kendin çok iyi biliyorsun! Şimdi sorunun ne onu doğru düzgün söyle bana!"
"Bağırma bana Tae! Ve en önemliside boş ver diyorsam boş ver! Bırak kolumu odadan çıkmak istiyorum! Ve rahatsız etme beni!"- diyerek odadan çıkdı. Bunun kafası karışmışdı galiba, nasıl konuşduğunun farkında bile değil. Sana sonra ödeteceğim So Bin!!
So Bin'den
Tae'nin yanından ayrılarak oturma odasına geçdim. Bu gün hiç halim yoktu ve gerçekten dahada kötü olmaya başlıyordum ve kötü olmamın üstüne yüzümde acıyordu. Belki odama çıkayım ya da yine odun başımın etini yerse? Neyse böyle oturmak daha iyi onun dırdırlarındansa.
"Kızım iyi misin? Bir sorun yok değil mi?"~Tae'nin annesi yanıma yaklaşırken sorularını sormaya başlamışdı
"İyiyim, sadece mide bulantım var bir az" diyerek içten gülümsemeye çalışdım. Yanıma gelerek bana sıkıca sarıldı ve kulağıma " Kendine iyi bak kızım. Torunum sana emanet" dedi ve ayrılarak mutfağa taraf gitti.
Her kes yemek masasının etrafında oturmuş söhbet ederek yemek yiyorlardı benden başka. Sadece tabağımdaki yemeklerle oynuyordum. Tae'nin annesi tabağıma her yemekten koymuşdu "ye bebeğe iyi gelir". Ama ben sadece bir kaç lokma yiye bilmişdim ve şimdi ise hiç bir şey yiyemiyordum. Artık dayanamacağımı anladığımda her kesin beni duyması için öksürdüm. Ve hiç kimse beni duymamışdı. Kusma hissi geldiği an hızlıca kalkarak odamızdaki banyoya koşdum ve kusmaya başladım. Kusdukca canım çıkacakmış gibi hiss ediyordum ve bu hisden nefret ediyordum. Bir kaç dakika sonra toparlanarak ayağa kalkdım ve yüzümü yıkayarak her kesin yanına gittim. Bir az daha kötüleşmişdim, konaklar hemen gitseydi iyi olurdu.
Odaya girdiğimde her kes şaşırmış ve sorar gözlerle yüzüme bakmaya başladılar.
"Bir sorun mu var?"diyerek bende onlara bakmaya başladım. Tae'nin annesi yanıma gelerek
"Ah, güzel kızım iyi misin? Bu halin ne?"
"İyiyim hamilelikde olacak şeyler ya"
"Onu anladık kızım. Yüzündeki bu morluk ne? Tae'mi yapdı?" kızgın bir şekilde Tae'ye bakmaya başladı annesi ve babası
"Hayır efendim. Banyonun kapısına çarpdım koşarken. Tae hiç bir şey yapmadı. Benim hatam. İyiyim merak etmeyin" gülümsemeye çalışdım. Evet sadece çalışdım
3 saat sonra sonunda her kes gitmişdi. Tae'de annesini ve babasını eve bırakmak için gitmişdi. Evde ben ve çalışanlar kalmışdık. Bende odama geçerek kiyafetlerimi bile çıkarmadan yatağa yattım. Çok yorulmuşdum, kötü halimle ayakta kalmak beni çok yormuşdu. Odanın kapısı çalmaya başladığında "Gel" diyerek oturur pozisyona geldim. Gelen abim Hoseok'du yanıma yaklaşarak yanımda oturdu. Bana sıkıca sarılarak konuşmaya başladı
"Seni böyle görmek beni delirtiyor kuzum. Acı çekmen, bu hale gelmen beni mahv ediyor. O yüzündeki morluk ve zorla gülümsemen. Özür dilerim" ağlıyordu. Her zaman mutluluk saçan abim şimdi gözümün önünde ağlıyordu.
"Ben iyiyim gerçekten. Hiç bir sorum yok,bunlar ola bilir. İyiyim ben şimdi ağlama lütfen. Eşşek gibi büyüksün ve bebek gibi ağlıyorsun" söylediklerime gülümsemişdi. Ve yanağıma öpücük bırakarak bir daha yine sarıldı. Aptal abim bu haraketleri beni güldürmeye başlamışdı. Benimle birlikde oda gülüyordu.
"Yine aradılar mı seni? Rahatsız etmiyorlar değil mi seni? Eğer bir rahatsızlık varsa söyle bana So Bin. Onlarla konuşmaya gideceğim sonrada yurtdışına gitmek istiyorum. Ama sende benimle geliceksin. Senide götürmek istiyorum."
"Geçen defa aramışlardı. Yine bebek hakkında konuşdular ve bende onlara bağırarak telefonumu kırdım. Ve hala aramadılar. Şimdilik bir sorun yok, her şey yolunda" diyerek dizlerime koyduğu kafasına öpücük bırakdım ve saçlarını okşamaya başladım.
"Abi, yurtdışına ne zaman gideceksin? Ben gelemeyeceğimden eminim. Bilmem belkide bebek oldukdan sonra beni bırakırlar? Yani her şey ola bilir.."
"Bilmiyorum ne zaman gideceğimi. Sadece söyledim işte. Sen merak etme seni ben götüreceğim. Bu aptal düşüncelerinden vazgeç So Bin!"
"Tamam, sen nasıl istersen." diyerek gülümsedim oda bana bakarak gülümsemeye başladı.
"Şimdilik gitmeliyim kuzum. Yine geleceğim. Kendine iyi bak, tüm dikkatim sende. Bir sorun olursa bana haber et" morarmış yeri öperek "Şimdi iyileşecek" diyerek odadan dışarı çıkdı.
Abim ben evlenince burda çalışmaya başladı. Zaten Tae'nin en yakın arkadaşlarından biri ve beni yalnız bırakmak istemedi. Annem ve babamdan benim gibi oda nefret ediyordu.
Bir kaç dakika sonra odaya Tae geldi hiç bir şey söylemeden kiyafetlerini alarak banyoya geçdi. Bende kiyafetlerimi götürerek yatağın üzerine koydum ve kiyafetlerimi soyunmaya başladım. O an banyonun kapısı açıldı ve yine Tae yanlış zamanda kapıyı açdı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I hate you, but I need you!- K.T.H
Fantasy"Hayatımızda Her Şey Zorla Oldu! Bu Bebekde Öyleydi. Bebeğimizi Kaybettim... Hepsi Benim Suçum, O Değil Ben Ölseydim?"~ Kız sözlerini bitirdi ve yere çökerek ağlamaya başladı