3. Bölüm - Alışma

166 6 2
                                    

 Hocanın sınıfa girmesiyle bütün dikkatler hocaya yöneldi ve büyük bir sessizlik oluşmuştu. Bu rahatsız edici bir sessizlikti. 

Az önceki o umursamaz insanlarla şimdikiler çok farklıydı. Aralarında kendimi onlara göre daha farklı hissediyordum.

Gerçekten varlığımın hissedilmesi için ne yapmalıydım? Sınıfın ortasına geçip 'Ben de burdayım!' Diye bağırmam mı gerekiyordu? Yoksa öylece kenarda oturup yaşlanmamı mı beklemeliydim? Diye düşünmem istemsizce sırıtmama neden olmuştu.

Tam bu sırada ismimi duyunca bakışlarımı öğretmene çevirdim. Işte tam bu anda tüm gözler üzerimdeydi. Gerçekten varlığımı hissetmeleri için yapılması gereken şey bu kadar kolaymıydı? Bu anda sanırım kendimi tanıtmam gerektiğinin farkına vardım.

"Adım Beril. Burla Lisesi'nden geliyorum." Dediğim anda herkesin sorgulu gözlerle bana baktığını farkettiğimde "Burslu olarak geldim." Diye ekleyip sırama oturdum. Tam o anda o gözlerin bi anda küçümseyici bakışlara dönüştüğünü gördüğümde kendimi kötü hissetmiştim. Böyle farkedilmemdense hiç farkedilmemeyi tercih ederdim. Bu insanlar kendilerini ne sanıyordu? Hiç mi burslu öğrenci görmemişlerdi?

"Evet Beril hoşgeldin." Demesiyle gözlerim tekrar hocaya dönmüştü. Teşekkür ederim der gibi gülümsedim. Ve o anda aklımı yüzlerce soru esir almıştı. Cidden hoş mu gelmiştim? Hiç sanmıyorum. Ders hâlâ devam ediyordu. Şu durumda dersi dinlemek mi? Asla. Sınıftaki o mecburi sessizlik bozulmamıştı.

Bu sessizliği bozan zil ile -ya da benim kurtarıcım da diyebiliriz- herkes ayaklanmıştı. Yanımda ki kızın gözlerini bana çevrildiğini farkettim ve o an göz göze geldik. Bana attığı o içten gülümsemesi ile onun hakkındaki düşüncelerim için kendimden utanmıştım. Bi insanı tanımadan nasıl böyle düşüncelere kapılmıştım.

Ah salak kafam!

"Sanırım tanışmamızın vakti geldi. Benim de adım Asya veee bu sınıftakilere fazla aldırma. Yeni kişilere fazla alışık değillerdir. Zamanla alışırsın."

Gerçekten alışabilecekmiydim? , umarım öyle olur. Artık cevap vermem gerektiğinin farkındaydım.

"Tanıştığımıza memnun oldum" diyerek geçiştirdim.

Sıramda sıkılmış ve yabancı gözlerle etrafa baktığımı farkeden Asya "Istersen derse girmeyip okulu gezebiliriz. " dediğinde boynuna sarılmak istemiştim. Gerçekten ihtiyacım olan şey tam da buydu. 'Olur' şeklinde kafamı salladım ve beraber sıradan kalkıp sınıftan çıkmamız bir oldu.

Hayranlıkla etrafa bakarken omuzumda bir ağırlık hissettim. Dönüp baktığımda kızın karanlık dolu bakışlarıyla göz göze gelmiştim. Simsiyah saçları ve bi o kadar da simsiyah gözleri vardı. Onun soğuk ve karanlık bakışlarından sonra istemsizce kalkan tek kaşımla karşılık vererek yoluma devam ettim.

Bu durumun farkına varan Asya şaşkınlıkla bana bakıyordu. Aramızdaki sessizliği bozup "Bu da okulumuzun psikopat denilebilecek kızlarından Dora. Pek arkadaşı yoktur. Genelde tek takılır." Dediğinde onun hakkındaki düşüncelerimde yanılmamıştım.

Acıktığımızı farkedince kantine geçip bir şeyler atıştırmaya karar verdik. Tam o sırada tenefüs zili çalmıştı ve kantin yavaş yavaş dolmaya başlamıştı bile. Bizde yiyeceklerimizi alıp bir masaya oturmuştuk.

Herkes çok yabancıydı bana. Sanırım eski okuluma karşı bi özlem birikmişti içimde. Bu okulu bana sevdirecek bir yönü de erkekleri olmuştu. Bu okuldaki her şey daha farklıydı. Daha olgun ve herşeyin farkındalardı. Onlarıda özel yapan da buydu sanırım.

Ileriden gelen Dora'yı görünce bir an ister istemez irkildim. Kızın bakışları altında büyük bir gizem yatıyordu. Onunla göz göze gelmemek için önümdeki yemeğe odaklandım. Bu kız gerçekten ürkütücüydü. Sanırım korktuğum başıma gelmişti. Dora karşı masaya oturmuştu ve ister istemez göz göze gelmiştik. Bakışları hâlâ değişmemişti. Bi insan hiç mi gülmezdi? Gerçekten aklım almıyordu.

Ben bunları düşünürken Asya'nın hiç bir şeyi takmayıp iştahla yemeğini yediğini gördüm. Bu kızda da sanki bir şeyler vardı. Çok içine kapanık biri gibi gözüküyordu.  Hiç arkadaşı yokmuydu sahiden? Diye düşünürken ağzımı tutamayıp sordum.

"Şu Dora sana kafayı takmış gibi görünüyor."

Diyerek konuyu değiştirmişti. Sanırım bu konuda konuşmak istemiyordu. Bende fazla üstüne gitmeyerek

"Yeni gelenlere hep mi böyle yapar yoksa bende mi bir sorun var?" diye sorduğumda merakla vereceği cevabı beklerken, hiç şaşırmadığım bir cevap aldım.

"Dora.." diyerek düşündü ve sonra ekledi. "O biraz gizemli bir kızdır. Ne düşündüğünü veya ne yapacağını tahmin etmek zordur." Şimdi aklım daha beter karışmıştı. Umursamayarak devam ettik ve bu sırada Asya'yla derin muhabbetimize dalmıştık. Zaman nasıl geçti anlamadan son ders zili çalmıştı.

Ve zorlu gün bitmek üzereydi. Son dersi beklemeyerek evlerimize gittik.

Eve geldiğimde annemin türlü türlü sorularına maruz kalmıştım fakat olumlu cevaplar vererek içinin rahatlamasını sağlamıştım.

Odama geçip bu günü düşündüm. Zorlu günler beni bekliyordu.

Bu çok istediğim okul belkide kabusum olacaktı...

Multimedya: Dora, Beril, Asya
Vote ve yorumlarınız için şimdiden teşekkür ederim. Bu bölüm hakkında da yorumlarınızı bekliyorum. Umarım beğenirsiniz.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 25, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

LabirentHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin