0.3

102 18 30
                                    

"Düşüncelerim bir nehir gibi ruhuma akıyor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Düşüncelerim bir nehir gibi ruhuma akıyor."

Bölüm 3 | Vaveyla ve Gerçekler

...

-Jeon Jungkook-

Gözlerimi sıkıntıyla ovaladığımda boynumu geriye attım. Yaklaşık 5 saati aşkın bir süre boyunca yazmaya çalıştığım şiiri kenara bırakıp aşağı indim. Yorgunluktan şişmeye başlayan göz kapaklarımı umursamadan mutfağa girdim.

Ahşaptan bozma, acı çikolatanın rengini andıran kapıyı kapattım.
Buz dolabını usulca açtığımda boş bir dolap görmem ile sıkıntılı bir nefes verdim. Koşar adımlarla mutfaktan çıkıp odana vardığımda çalışma masamın üzerinde duran anahtarı elime alıp aceleyle evden çıktım.

Arabayı çalıştırıp markete doğru sürmeye başladığımda ellerim sıkıntıyla direksiyonda geziniyordu. Her bir dakika benim için önemliydi. Arabayı uygun bir yere park ettiğimde markete girdim. Soğuktan donmuş vücudum ani gelen sıcaklık ile gevşemeye başladığında vücudum istemsizce titredi.

Market sepetine elime alıp bir kaç paket ramen ve abur cubur doldurdum. Kasaya geçip parayı verdiğimde kasiyerin 'iyi akşamlar' demesine cevap vermeden marketten çıktım. Elimdeki poşetleri arabaya fırlattığımda, gaza bastım.

Hafif nemli ve kaygan yolda her ne kadar dikkatli sürmeye çalışmamı söylesede içimdeki heyecan beni bunu düşünmemi engelliyordu. Telefonumdan gelen aramayı cevapladım.

Yoongi Hyung arıyordu.

"Evin önünde bekliyorum kaç dakikadır. Götüm dondu senin yüzünden." Homurdanarak söylediği şeyle başımı salladım.

"Evde yiyecek birşeyler yoktu markete gittim. Şimdi yoldayım geliyorum."

"Ne cırcır yapıyorsun oğlum acele etsene!" diyerek bağırdığında telefonu yüzüme kapadı. Sokağa girdiğimde arabayı evin önünde park edip, poşetleri elime aldım. Kapıda bekleyen Yoongi Hyung beni gördüğünde göz devirdi.

Bir şey demeden anahtar ile evin kapısını açtığımda Yoongi Hyung kendine eve attı.

"Evime bak be. Şu hayatta insanın evi gibisi yok." dediğinde kafamı iki yana salladım.

"Hyung, ev benim evim." dediğimde ciddi olup olmadığıma baktığında gözlerimi yumdum.

"Tamam sıkıntı yok, ev senin olsun." dediğimde memnun bir şekilde sırıttı ve kendini koltuğa fırlattı. Elimdeki poşetleri mutfağa koyup, salona geçtim. "Hayırdır senin şu şiir yazma işlerin ne oldu?" diyerek bana baktığında saçımı kaşıdım." Bir şey olduğu yok, yarın şiiri evin önüne bırakacağım." dediğimde göz devirdi.

"Çok saçma şeyler peşindesin ona göre."dediğinde gözlerimi sinirle yumdum. Niye geldi ki bu şimdi benim evime? Sinirimi bozmak için mi? "Ne bu hareketler, hayırdır ne oluyor?" dediğinde gülümsedim. "Hyung senin bugün sinirlerin bozulmuş galiba benimde sinirimi bozma istersen." dediğinde kısa bir küfür edip telefonuna bakmaya başladı.

"Sen bu işi yapmak istediğine emin misin?" diyerek sorduğunda başımı salladım. "Evet, istiyorum."

"Jungkook böyle yaparak kendini daha fazla üzüceksin. Annenle baban yangın kazasında öldü, eskiden yaşadığınız eve gitmeyi istediğini çok iyi biliyorum ama kendini üzmekten başka bir şeye yaramıyor bu yaptığın." dediğinde cevap vermedim. "Hem orada şuan başka birileri yaşıyor, kendin söyledin." dediğinde başımı salladım.

"Ben o eve şiirlerimi bırakacağım. O kız beni ilgilendirmiyor. Ben o şiirlerimi annemle babama yazıyorum, tıpkı babamın anneme yaptığı gibi. Babam benden hep bunu istedi." dediğimde kafasını sinirle iki yana salladı.

"Kız bir vakit sonda rahatsız olucak diyorum sana. Niye anlamıyorsun?" dediğinde başımı umursamazca iki yana salladım.

"Dediğim gibi o kız beni ilgilendirmiyor. Benim annemle babam yaşıyor! O evdeler ve benim şiirlerimi bekliyorlar! Anladın mı beni! Siktiğimin kızı rahatsız olmasın diye yıllardır yazdığım şiirleri çöpe atmam ben!" Sinirle bağırdığımda gözlerimden akan yaşlar önümü görmemi engelliyordu.

"Sakin ol Jungkook, tamam onlar yaşıyor. Sakin, sakin." Bana sarılan bedene karşılık verdiğimde hıçkırıklarım yerini iç çekişlerine bırakmıştı. "Onlar yaşıyor, yaşıyor." Titreyen ellerimi gizlemeye çalıştığımda Yoongi Hyung derin bir nefes verdi.

"Bir şartım var Jungkook." diyerek kollarını belimden çektiğinde ıslak kirpiklerimi kırpıştırdım.

"Ne, hyung?" dediğimde gülümsedi. "Bana yemek yapsan fena olmaz. Çok acıktım." diyerek söylendiğinde kahkaha attım.

"Hemen yapıyorum." Koşarak mutfağa gittiğimde huzurla gülümsedim.

Bekleyin beni anne, baba. Sizi kurtarmaya geliyorum. Yeniden kavuşacağız. Çok az kaldı, hemde çok.

...

23.05.2003 ( Flasback)

"Baba, ne yapıyorsun?" Merakla konuştuğumda babam gülümsedi.

"Annene şiir yazıyorum oğlum." dedi ve kalemini masanın üzerine bıraktı. Dudaklarımı büzerek konuştum. "Neden şiir yazıyorsun baba? Hem niçin bir insan şiir yazar ki bence çok gereksiz bir şey." dediğimde kaşlarını çattı.

"Öyle deme oğlum. İnsan sevdiklerine şiir yazmalı ve şiirlerin taşıdığı anlamlar çok ama çok önemlidir." dediğinde dudaklarımı sarkıttım.

"Ne gibi? Nasıl bir önemi olabilir ki?" dediğimde gülümseyip saçlarımı okşadı. "Ben gençken annene şiirler yazardım. Okul defterinin arasına sıkıştırırdım. Annende ilk önce yazdığım şiirlerin anlamlarına sonrada bu yakışıklı ve iyi kalpli adama aşık oldu." dediğinde kahkaha attım.

"Yakışıklı ve kel." dediğimde ikimizde gülmeye başlamıştık.

"Baba, bende bir gün şiir yazabilir miyim? Sizin için?" dediğimde başını salladı.

"Tabii ki yazabilirsin, aslan oğlum benim. Hem ilerde sevdiğin kız için de yazabilirsin." diyerek fısıldadı.

"Şşt, annem duymasın yoksa üzülür." diyerek dudaklarımı büzdüğümde kahkaha attı.

"Bundan sonra seninle her gün şiir yazalım ne dersin?" diyerek gözlerini kıstığında gülümsedim ve başımı salladım.

"Çikolata alırsan niye olmasın?" Başını salladı ve ellerini havaya kaldırdı. "O zaman ortak, evimizi şiirlerimiz ile dolduralım!" dediğinde gülümsedim.

"İki tane çikolata alırsan, olur!"

...

Jungkook'un geçmişini öğrendik. Chaeyoung'un geçmişini şuan açığa kavuşturmayı düşünmüyorum. Olaylar biraz Jungkook Bey'in üzerinden geçsin.

Jungkook'un anladığınız üzere çocukluk travması var. Şiir yazdığında annesi ve babasının geri geleceğini düşünüyor. Onları kurtalabileceğine inanıyor.

Gerçekten Jungkook'u anlamanızı istiyorum. Bir anda mükemmel giden hayatı gitti. Sevdiği herkesi kaybetti ve o zaman çok küçüktü. Daha ölümün ne demek olduğunu bilmediği yaşta annesi ve babası kendi gözlerinin önünde yandı, kül oldu.

Bu kesinlikle kolay atlatabilecek bir durum değil. Zamanla her şeyi daha iyi anlayacaksınız.

Jungkook yaralı, Chaeyoung yaralı. Peki nasıl birbirlerinin yaralarını sarabilecekler? Daha kendi acılarının üstesinden gelemiyorken?

Vote vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın.

Daha yolun başındayız kocaman bir aile olacağımıza yürekten inanıyorum.

Kendinize çok iyi bakın canlarım, sizi seviyorum ♥












poetry alone || rosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin