0️⃣4️⃣ "Zaman makinesi"

920 98 120
                                    

İnsan İnsan (feat. Cem Adrian, Güvenç Dağüstün, Burcu Uyar, Selva Erdener)

 Cem Adrian, Güvenç Dağüstün, Burcu Uyar, Selva Erdener)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🌿alanurk34 ithafen🌿


04 "Zaman makinesi"

     Onun sıcak su ile doldurduğu küvete oturduğumda onun bir zaman makinesi sayesinde geçmişten günümüze geldiğini düşünmeden edemedim. Hala burada olduğunu idrak edemiyordum o süre zarfında; oysa O, benim yanımdaydı, buradaydı. Sıcak su vücudumu ısıttıkça olduğum rüyada uyanır gibi olsam da, hala kafam allak-bullaktı. Sevinemiyor, sadece donuk bir şekilde onu izliyordum.

Kısa bir sürenin ardından Yavuz çamaşır makinesinin kapağını kapattıktan sornra düğmesine basıyor ve böylece çamaşır makinesi çalışmaya başlıyor. Çamaşır makinesi üzerimdeki yıpranmış kıyafetleri yıkayacaktı, oysa onları yıkamayalı neredeyse iki hafta olacaktı. Hikayenin en başında temizlik hastası olan ben'in, şimdi böyle pis bir insana dönüşmesi oldukça absürttü, lakin insan kalbine sonsuz acıyı komşu eylediğinde yaşamın hiç bir anlamı kalmıyordu.

Yutkunuyor ve dizlerimi kendime çekiyorum. Çırılçıplak olmanın verdiği utançla kafamı dizlerime bastırıyorum, bana yabancılaştığının ilk belirtisi bu olsa gerek; kabullenmişim dağ gibi adamın ölümünü, gerçekliği kalbimi acıtıyor, ruhumu incitiyor, o günden beri sırtımda taşıdığım iblisin öldü, öldü diye fısıldamaları beni çılgına çeviriyor. Bunlara rağmen sakin kalmaya çalışıyorum. Fakat bütün öfkem ve acım göz yaşlarım aracılığı ile akıyor.

Çok geçmeden düşüncelerim de yarım kalıyor, iblisin zehirli kelimeleri kesiliveriyor. Kafamı kaldırmasam da kapattığım göz kapaklarımı aralıyorum yavaşça. Tepemde sıcak bir nefes hissediyorum önce, sonra yumuşak bir dokunuş; saçımı öpüyor ve çok geçmeden çıplak sırtıma değen yumuşak bir kese ile bu büyülü öpücüğün etkisi kesiliveriyor. Başımı kaldırmadan yavaşça yana çeviriyorum. Gördüğüm manzara onun gerçekliğini haykırıyordu adeta; Yavuz ifadesiz bir yüz ile bedenimi sabunluyordu.

O, sabunlu keseyi omuzlarıma dokundurduğunda, "Kokuyorum, değil mi?" diye fısıldarken buluyorum kendimi, çünkü burnuma hafif bir koku geliyor.

Bakışları solgun bakışlarımı bulunca burukça tebessüm ediyor. "Evet." Kollarıma değdiriyor sabunlu keseyi. "Cennet gibi kokuyorsun."

"Günaha girme bence." diyorum kırgın bir sesle. "Cennet böyle kokmaz."

"Cennet yaşam gibi kokar, Bahar." diyor gülümseyerek. "Tıpkı senin gibi."

"Yaşam gibi mi?"

"Evet." Elimi alıyor ve nazikçe keseliyor. "Cennete girdi mi bir daha çıkmak istemezmiş insan. Gerçekten yaşadığını hissedermiş, çünki bütün güzellikler hemen yanıbaşında olurmuş, hiç sıkıntı çekmezmiş."

Senden Önce 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin