Tipik bir pazartesi günüydü. Yani öyle bir özelliği yoktu. Sabah erken kalkıp okula gitmeli bir gündü. Aslında okul da her zamanki gibi başlamıştı. Sınav da vardı, belki de günün tek özelliği sınav olmasıydı.
Shuichi okula girdiğinde arkasından Kaito gelip kolunu onun omzuna atmıştı.
'Dostum bugün Coğrafya sınavı var çok pis gircek ya'
'Dün çalışmadın dimi?'
Iç çekip güldü Kaito.
'Çalışmak için çabaladım ne yalan söyliyim beceremedim'
'Sınavda sakın benden kopya isteme bak bu sefer vermem'
'Her seferinde aynı şeyi diyorsun be Shui'
Bu sefer de kendi dediklerine kahkaha atmıştı kaito sınıfa girerken. Bu da Maki ve Kaede'nin onlara doğru bakmasına neden olmuştu.
Kaito ve Shuichi de çantalarını sıralarının üstüne koyup onların yanına doğru ilerlediler.
"Maki yemeğin var mı be?"
"Bi gün de günaydın nasılsın Maki desen şaşarım Kaito. Ama tabi haşa boğazın daha önemli önce doyman lazım dimi?"
Kaede yandan kıkırdayıp Shuichi ye döndü merakla.
"Dün de yazdı mı sana gizemli kız?"
"Evet her gün yazıyo. Ne zaman adını söyleyecek çok merak ediyorum."
"Senin hislerinden emin olmak istiyordur belki?"
"Tamam da tanımadığım birine ne hissedebilirim de emin olcak ki?"
"Biliyo musun Shuichi bazen nasıl yüksek notlar aldığını çözemiyorum."
"Çalışarak?"
Boş boş birbirlerinin yüzüne bakmaya başladılar tabi bu beyin hücrelerini yavaşça emen konuşmadan sonra. Ve bu garip sessizlik arkadan gelen ince bağırmayla bozuldu.
"İÇMİCEM DEDİM ZORLA MI Bİ GİT BAŞIMDAN "
"Zihnini açar, şans ve umut getirir diye diyorum bak al işte şunu."
"YA İÇMİCEM NAGİTO VALLA ISIRCAM OMZUNU GİT ŞURDAN."
"SANA DA İYİLİK YARAMIYO GİDİYORUM OLDU MU."
"GİT ALLAH RIZASI İÇİN GİT."
Nagito hışımla sınıftan çıkıp kapıyı arkasından sertçe kapattı. Onunla bağrışan Kokichi de derin bir nefes verip sırasına doğru yürümeye başladı. Tabi kimse ne olduğunu sorma gereği duymamıştı ama. Yani Miu dışında kimse.
"Niye o iğrenç sesinle bağırıyordun ki kulaklarım tırmalanmış gibi oldum."
"Ya bırak işte Nagito gene saçmalıyo. Neymiş okunmuş sütmüş hem boyumu uzatır hem sınavda yardımcı olurmuş. Boyumun uzamasına ihtiyacım yok hem sınava da çalıştım."
"İkisinin de yalan olduğunu hepimiz biliyoruz Kokichi."
"Tok olmasaydım seni sinirden yerdim biliyosun ama formumu korumam lazım senin aksine."
"Seni küçük şeytan ötesi varlık."
Zil çaldığında herkes yerine geçmiş ve hocanın elinde sınav kağıtlarıyla gelmesini beklemeye başlamıştı.
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Son dersti ve herkes çok enerjikti. Öğlen yedikleri etkisini yeni göstermiş gibiydi. Ve kimse hocanın ne anlattığını dinleme gereği duymuyordu. Yani dinleyen de vardı ama cok bir şey anladıkları denemezdi onların da. Kaito dersi kaynatmak için elinden geleni yapıyordu. Tabi sınıf kapısının tıklanmasıyla herkesin içine bi mutluuk doğmuştu. Hoca büyük ihtimal anlattığını unuturdu ve hatırlayana kadar da ders biterdi.
Hoca içeri gir dedikten sonra kapı açıldı ve içeri elinde kağıtlarla İshimaru girdi.
"Hocam izniniz olursa şu izin kağıtlarını dağıtabilir miyim?"
"Sen bırak masama ben dağıtırım."
"Ama fazladan kalması lazım çünkü daha diğer sınıflara da dağıtıcam."
"Peki hızlı ol."
Teşekkür eder gibi eğildikten sonra teker teker kağıtları dağıtmaya başladı. Sıra Shuichi ye geldiğinde bir süre duraksadı ve kağıdı yavaşça ona uzattı.
Shuichi ne olduğunu merak ettiği için kağıda bakıp okumaya başladı. İzin kağıdı olduğu belliydi. 1 ay sonra kamp yapılacaktır diyordu kağıtta. İsteyenlerin kağıdı velilerine imzalatıp müdür yardımcısına cuma gününe kadar teslim etmesi gerekiyormuş.
Kağıdı dosyasına koyacakken arkasında bir şey olduğunu fark etti Shuichi. Çevirip baktığında kağıdın arkasına yapıştırılmış olan postiti gördü. Üstünde de bir şey yazıyordu.
"Okul çıkışı 505 e git. Bu günkü ip ucunu orda bulursun :D"
Shuichi kafasını hızlıca kaldırıp İshimaru nun hala gitmediğini umarak etrafına baktı ama geç kaldığı belliydi. Derin bir nefes verdi. Gitmesi gerekiyordu hehalde. Gizemli kızın kim olduğunu merak ediyordu çünkü.
Zil çaldığında herkes toplanmaya başlamıştı. Kaede, Maki ve Kaito da hazırlanınca kapının önüne yürüyüp durdular ve hazır olan Shuichi ye baktılar.
"Siz gidin beni beklemeyin."
"E kafeye gidicez dedik ya bugün, yarın sınav yok diye?"
"Tamam işte siz önden gidin geliyorum ben."
"Peki Shui"
Herkes sınıftan çıktıktan sonra Shuichi de çıkıp okulun sol ucundaki 505 e doğru yürümeye başladı. Okulun bu tarafıa 9 ve 12 lerin gelmesine izin yoktu. Bu yüzden kız da ya 10. sınıf ya da 11. sınıf olmalıydı.
İçeri girdiğinde karşısında büyük bir üzümlü gazoz şişesi vardı. Ve üstünde de kağıdın arkasındaki ile aynı olan bir postit vardı. Yaklaşıp şişeyi eline aldı ve postitin üzerinde yazanı okumaya başladı.
"Yani diceksin ben bunu napim. Napiyim. Ne yapim. Uf her neyse ondan işte. Bu benim en favori içeceğim işte al sana ipucu. Doya doya iç :D"
Gülümseyip şişeyi çantasına soktu ve 505 ten çıktı. Tam dibinde olan okulun arka çıkış kapısından çıkıp kafeye doğru yürümeye başladı.