Bulut'dan;
Geçen birkaç dakikanın ardından yaşadığım sarsıntı devam ediyordu. Doktor'un odadan çıkışını gördüğümde odaya girmek için can atıyordum.
“Birazdan kendine gelir fakat fazla stresden dolayı neler olduğunu hatırlamayabilir.” Sonrasını hiç dinlememiştim bile.
Aden'in beni unutacağını düşünmüyordum. Aden beni unutmazdı. Bu ihtimale sadece gülüp geçmekten başka bir şey yapamıyordum.
Ben bunu kabullenemezdim. Kabullenmeyi bırakın ihtimalini bile düşünemezdim. Kalbime inandıramazdım.
“Şimal?” Büyük bir heyecanla içeriye giren Şimal'den sonra ben de derin bir nefes alarak girdim.
Biliyordum unutmamıştı işte. Şimal'de bunun mutluluğunu yaşarken Aden'in gözleri kapıda ki beni buldu.
Bir süre baktı yüzüme. İçim korkuyla dolarken ihtimali hâlâ düşünmüyordum. Bana sinirinden olsa gerekti bu tavırları.
“Bulut, girsene içeri.” Şimal'e gülümseyerek içeriye girmemin ardından Aden gözlerini benden çekip Şimal'e döndü.
“Şimal?” Ellerini tutan Şimal büyük bir gülümseme sergiledikten sonra Aden'in devam etmesi için konuştu.
“Efendim kuzum.”
Aden gözlerini tekrar kısa bir am bana çevirdikten sonra herkesi dumura uğratan sorusunu sordu.
“Bulut kim.”
Ben öldürüyorum içimde ki seni.
Aden içinde beni öldürmeyi başarmıştı.
Sen biliyor musun, kim ölü kim diri?
Ölü olma sırası bana gelmişti...
•••
ŞİMDİ OKUDUĞUN
'Kim Ölü Kim Diri'
Short Story••• Sen biliyor musun, Kim ölü kim diri? Ben öldürüyorum, İçimde ki seni... •••