10. Bölüm * Seni Seviyorum Lan Anlasana *

3K 226 38
                                    

Her şey bu kadar mıydı?

Bu kadar kısa mıydı?

Sevmek ne demekti hiç öğrenemeyecek miydim?

Aklımda o kadar soru işareti vardı ki,en büyüğü ise Johnny'nin bana yaptığı ihanet.

Kandırmaya ne gerek vardı,olanları anlatsa kabullenemez miydim?

Arthur yanımızdan gitmişti ve içeride sadece üçümüz vardır. Ben,Johnny ve küçük kız kardeşi.

" Abi korkuyorum." kısık sesle söylemişti kimsenin duymasını istemezcesine...

" Abicim korkacak bir şey yok. Yanındayım..."

" Abi sana bir şey söyleyeceğim."

Johnny kafasını yavaşla salladı. "Söyle" dercesine.

" Annemin intikamını ne zaman alacaksın?" Johnny böyle bir soru beklemiyor gibiydi. Bir anda gözleri doldu,ne diyeceğini bilemedi.

" Emma kapat şu konuyu ve bir daha açma!" Johnny'nin bağırmasını beklemiyordum. Emma bir anda ağlamaya başladı. Ne olduğunu bilmiyordum. Emma'nın duymasını istemiyordum,bu yüzden kısık sesle konuşmaya çalışıyordum.

" Johnny neler oluyor?"

" Ne dersem diyim inanmazsın..."

" Haklısın. Ama bu konuda da yalan söylemezsin."

" Ben yalan söylemedim. Seni sevdim ve seviyorum."

" Sevdiğin kişiyi ölüme sürükleyerek mi ?"

" Emily ailemden son kalan kişiyi de kaybedemezdim."

" Neler oluyor anlatacak mısın?"

" Arthur...

Arthur bir zamanlar annem ile ilişkisi varmış,babamla evlenmeden. Daha sonra Arthur'un kardeşi biri ile evlenmiş ve galiba bu senin annen ve baban... Daha sonra Arthur çok değişmiş,gözü intikam dolmuş. Annemden bundan sonra Arthur'dan ayrılmış ve babamla evlenmiş.

Arthur bunu duyunca babamı öldürdüve sonra da annemi. Şimdi de kardeşimi öldürmekle tehtid etti.

Ben senin onun yiğeni olduğunu bilmiyordum. Seni istiyordu ama gerçekten nedenini bilmiyordum. Seni seviyorum Emily.

Özür dilerim..."

İnanmıştım çünkü doğru söylüyordu,her halinden belliydi. Zaten buradan çıkamayacaktım,inanmasam ne olurdu ki.

" Abi korkuyorum ama sana bir şey söylemem gerek."

" Söyle."

" Benim bileklerimi gevşek bağladılar. Elimi çıkarabildim."

İçimi bir anda mutluluk sardı.

" Tamam abicim sakin ol korkma ve ayaklarını da çöz."

Emma,Johnny'nin dediklerini yavaşça yapıyordu. Kendini kurtardıktan sonra Johnny'nin yardımına koştu ve daha sonra bana yardım etti.

Hızla çıkış aramaya koyulduk. Her yer karanlıktı,sadece küçük bir camdan ışık vuruyordu içeri. Camın oradan sırayla çıkmayı başarmıştık. Artık özgür sayılabilirdik. Hızla ormanın içine doğru koşmaya başladık,pesimizden gelen kimse yoktu.

Artık çok yorulmuştuk ve biraz durmaya karar verdik. Biraz dinlendikten sonra tekrar yürümeye başladık ve nihayet kalabalığa karışmıştık.

" Ben eve gidiyorum."

" Hayır Emily hep birlikte kalacağız,tek kalmana izin veremem."

" Sana bir daha inanmayacağım."

" Saçmalama belki sana bir şey olursa."

" Merak etme senin yaptığından sonra bir şey olmadıysa,tek başımayken hiçbir şey olmaz."

Kolumdan tutarak resmen peşinde sürüklemeye başladı. Zaten sonunda ikna olacaktım çünkü korkuyordum ama bu kadarına da gerek yok yani.

" Johnny dur,tamam sizinle geleceğim yavaş ol."

Cevap vermek yerine susuyordu. Büyük iki katlı bir eve geldik. Dışarıdan çok güzel duruyordu,ilk defa bir evi bu kadar çok beğendim. İçeriye girdiğimizde Emma konuşmaya başladı.

" Abi ben uyuyacağım iyi geceler size."

" Peki abicim iyi uykular."

Yukarı kata hızla çıktı. Çok tatlı biriydi,her zaman bir kardeşim ya da abim olmasını istemiştim. Kardeşlik ilişkilerine her zaman imrenirim. Salona doğru ilerledik,artık halim kalmamıştı bu yüzden hemen oturdum.

" Buraya da gelebilirler."

" Bilmiyorlar."

Ben sucluymusum gibi yüzüme bile bakmıyordu.

" Johnny yeter neler oluyor!"

" Bir şey olduğu yok."

Çok sinirlenmiştim çünkü hem yüzüme bakmıyor hem de kısa cevap verip susuyordu.

" Gidiyorum!" hızla kalkıp kapıya doğru ilerledim,tam kapıyı açacakken hızla sırtımı kapıya çarptım. Tabiki Johnny yüzünden...

Kapı ile Johnny arasında kalmıştım. Nefesimi kontrol edemiyordum çünkü baya yakındık ve utanıyordum.

Ellerini belime sararak,gözlerime bakıyordu sadece.

Konuşmuyor , adeta gözleri pişmanlığını,öfkesini,sinirini her şeyi anlatıyordu. Ne yaparsa yapsın onu seviyordum.

Gözleri yavaşça dudaklarıma kaydı,istemsiz olarak ben de onun dudaklarına baktım.

" Seni Seviyorum."

" Johnny sana inanmıyorum. Çekil."

Gözlerini kapatıp bir kaç saniye öylece bekledi. Benden uzaklaşıp ileri geri gitmeye başladı. Ellerini saçlarından geçirerek konuşmaya başladı ama baya sinirliydi.

" Yeter lan yeter! Ne yapmamı istiyordun. İlk başta oyundu tamam ama seni sevmeye başladım. Emmayı birakamazdim. Daha ne yapayım beni de anla ben de zor durumdayım!

" Doğruyu söyleyebilirdin!"

" Evet soyleyebilirdim ama o kadar karışıklıkta,seni tanımadan nasıl tepki vereceğini bilemedim."

" Senden nefret ediyorum." Hayır etmiyorum ama şu an benim neler hissettiğimi anlamasını istiyorum.

Hızla bana doğru gelerek kapıya yumruk attı ve beni iki kolunun arasına aldı.

" Seni seviyorum lan anlasana ve ben istemeden benden nefret edemezsin!" diyerek dudaklarıyla dudaklarımı örttü.

Melez ( ASKIDA )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin