1.BÖLÜM

34 25 16
                                    

Hikayeme şans verdiğiniz için hepinize çok teşekkür ederim öncelikle.Bu kitap yazmış olduğum ikinci kitap.Umarım beğenerek okursunuz.Neyse daha fazla uzatmıyorum ve sizi bölümle baş başa bırakıyorum.Bölümü bitirirken yorumlarınızı da eksik unutmazsınız çok sevinirim:)Şimdiiiii iyi okumalarrrr....

Medya:Sudem.

Bölüm Şarkısı:Evdeki Saat/Uzunlar.

Başlamak tarihlerinizi tam olarak buraya alabilirim:)

Lisenin ilk yılı bitmiş,ikinci yılının ikinci dönemi başlamıştı. Geçen sene hiç istemeyerek geldiğim bu okula şimdi hızlı hızlı adımlıyordum.Çünkü bir yeri sevmen için mekanın çok önemi olmadığını burada anlamıştım.Olduğun yeri güzel yapan asıl şey insanlar oluyormuş,arkadaşların ya da yaşadığın olaylar oluyormuş.Güzel bir olay yaşadığın yer nasıl insana güzel,kıymetli gelmez ki?Kötü şeyler yaşasan da güzel şeyler onu sollayıp öne geçiyor.

Belki geç bile kalmış olabilirim bunu anlamak için ama her şeyin doğru bir zamanı olduğuna inananlardanım ben daha çok.

Okulun bahçesine yaklaştıkça oluşan grup grup kalabalık gözüme çarpmaya başlamıştı.Kızların yine kendi arasında yapmış olduğu kıyafet yarışı bahçeye girdikçe göze batıyordu.Bende bu okula geldikten sonra kıyafetine önem vermeye başlayan kızlar arasındayım.İnkar edemem.Çünkü öyle bir ortam ki ister istemez kendini bir yarışın içinde buluyorsun.Başkalarının düşüncelerini çok önemseyen birisi olarak dış görünüş hep ön sıralarımda olmuştur.

Geçen sene okulun ilk senesi olmasına rağmen okul kıyafeti giyinmekten hep kaçınmıştım.Kim ister ki normal pantolonlar dururken lacivert kumaş pantolon giymek?O zamanlar sınıfta bunu isteyen sadece ben ve Hakan'dı.Hakan da benim daha çok erkek versiyonum gibiydi.Sınıfta ilk kaynaştığım erkekti.Sonrası çorap söküğü gibi geldi zaten.

Amasya küçük bir şehir olduğu için çoğu kişi birbirini tanıyordu.Ama ben liseden önce fazla sosyal birisi olmadığım için okula gelince bi nevi sudan çıkmış balık gibiydim.Çünkü sınıftakilerin çoğu tanışıyordu ve arkadaştı.Ben değildim sadece böyle olan tabi benim gibi vardı bir kaç kişi daha.Ama eğer utangaç bir yapıya sahipseniz kaynaşmak daha zor bir hal alıyor.Fakat zaman geçirdikçe sende kendini onların içinde buluyorsun bir şekilde.

Olduğum okulu ilk yıl sevmememin nedenine gelecek olursak eğer,bulunduğum şehirde zaten çok fazla lise yok.Eğer çok başarılı değilsen senin için geriye çok da seçenek kalmıyor.Ben o seçenek kalmayanlardanım.Aslında hep sağlık meslekte okumak istemiştim puanım da tutuyordu ama abim ve ablam desteklemediği için tek seçenek Dolunay Anadolu Lisesi olmuştu.Şehrin serserilerinin,boş gezenlerinin ya da amacı sadece evden çıkıp gezmek olan insanların okuluydu.O yıl en fazla puanla giren bendim o okula.Bu puanla neden bu okul sorularına fazlasıyla maruz kalmıştım.Ama sınıfımdaki insanlar öyle değil.Anlatınca hak vereceksiniz.

Bahçede Senayı görünce ona doğru ilerledim.Sena en yakın arkadaşım olur.Geçen seneden beri onun sayesinde fazlasıyla sosyalleşmiştim.Geçen seneki sürekli ders çalışan Sudem yerine daha sosyal,daha canlı bir Sudem var.Ne kadar komik,eğlenceli bir insan olsam da bunu yakın çevremden başkası bilmezdi ama Sena sayesinde bunu bile dışa vurmayı öğrenmiştim.

Senanın yanına gittiğimde banka oturmuş telefonunla konuşuyordu.Sessizce yanına oturdum.Beni görünce gülümsedi ve konuşmaya devam etti.O konuşurken bende çantamı yanına bırakıp Hakan'nın Eren'in ve Alp'in yanına basket sahasının kenarına gittim.Arkaları dönük olduğu için beni daha görmemişlerdi.Eren en yakın erkek arkadaşım.Her şeyimi rahatça anlatabildiğim,asla yargılamayan canım arkadaşım.Alp de öyleydi onun da Erenden hiç bir farkı yoktu benim için.Hakanı zaten biliyorsunuz.Ama o bizim gruptaki erkeklerden dedikoduyu seven oluyordu genelde.

BİTMEYENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin