coffee shop || jenlisa ✓

17

Üç bölüme, yani üç güne final, hazır mısınız?

•

                                                                                                                                 2 Ay Sonra

Jennie, uzun bir iş gününden sonra sonunda eve gelebilmişti. Hem dinleneceği, hem de Lisa'yı göreceği için çok mutluydu çünkü gün içinde Lisa ile neredeyse hiç denecek kadar az konuşmuştu.

Lisa ile iki aydır birliktelerdi ve son bir aydır aynı evde yaşıyorlardı. Yani, Lisa, Jungkook ve Jennie aynı evde yaşıyordu. Jennie Jungkook ile de çok yakın arkadaş olmuştu, iki aydır rüya gibi bir hayatı vardı: Harika ilişki, zevk aldığı bir iş.

Anahtarla kapıyı açıp hevesle eve girdi, fakat evde kimse yokmuş gibi görünüyordu. Işıkların hepsi kapalıydı. Jennie buna şaşırdı, çünkü Lisa'nın bu saatte evde olması gerekiyordu.

Paltosunu çıkarttı, çantasındaki telefonunu Lisa'yı aramak için aldı, ve salona girdi.

Salonun ışığını açmasıyla, "Sürpriz!" çığlıklarının yükselmesi bir oldu.

İlk şoku atlattıktan sonra, elle hazırlandığı belli olan çiçek, gökkuşağı, ev gibi çizimler içeren bir pankart üstüne yazılmış İYİ Kİ DOĞDUN yazısını gördü. Süslenmiş bir masanın önünde de ellerinde düdük, parti şapkası ve hediyelerle duran Lisa ile Jungkook'u.

"Doğum günün kutlu olsun sevgilim," dedi Lisa ve Jennie'ye sarıldı. Jennie ise sadece mutluluk ve şokla gülümseyebiliyordu.

Konşabildiğinde, "Teşekkürler," dedi mutlulukla. "Beklemiyordum..."

"Sana kendi ellerimizle pasta hazırladık," dedi Jungkook heyecanla, ve çikolata, çilek, şekerleme gibi şeylerle kaplı pastayı gösterdi. "En sevdiğimiz ve en sevdiğin şeyleri birleştirdik. Bir dilimden fazla yersen şeker komasına girme ihtimalin yüksek fakat tadının harika olduğunu düşünüyorum."

"Sonra harika yeteneklerimizle burayı süsleyip bu pankartı hazırladık. Şahsen ben tek bir pankartla tüm resim yeteneğini alt üst ettiğimi düşünüyorum, bu evdeki asıl ressam benmişim," dedi Lisa.

Üçü de mutluydu. Jennie bu manzaraya bakarken her zaman böyle mutlu olmayı diledi, gülüşlerinin yüzlerinden hiç eksik olmamasını.

Fazla tatlı ama yine de güzel olan pastayı yedikten sonra, sıra hediyelere gelmişti.

"Öncelikle," dedi Jungkook. "Ne alacağımı çok düşündüm. Sonra buna karar verdim." Elindeki hediye paketini uzattı.

Yumuşak hediye paketini alan Jennie, paketi açtı ve içinden çıkan şeye gülmeden edemedi. Bir sweatshirt üstüne Jungkook ve Jennie'nin çektiği, birlikte güneş gözlükleriyle saçma pozlar verdikleri bir fotoğraf basılmıştı. Altınaysa, "İyi ki doğdun Jen(hediye konusunda çok kötüyümdür)" notu basılmıştı.

"Bu harika bir hediye," dedi gülerek Jennie. Sweatshirt'ü giydi.

"Eğer teselli olacaksa kendime de aynısından bastırdım," dedi Jungkook ve yanındaki poşetten kendi sewatshirtünü çıkarttı. "Muhteşem."

"Jungkook'un hediyesi benimkini gölgede bırakır diye korkuyordum, fakat korkmama hiç gerek yokmuş meğersem," dedi Lisa. "Şimdi benim hediyemde sıra."

Cebinden bir kutu çıkarttı ve Jennie'nin arkasına geçti.

Kutuyu açtı, içinden kolyeyi çıkarttı ve yavaşça Jennie'nin boynuna taktı. Ardınan aynaya döndüler.

Lisa, melek desenli bir kolye almıştı. Çok zarifti.

"Bu... çok güzel Lisa," dedi Jennie kolyeye dokunarak. "Cidden, hiç gerek yoktu, ben-"

"Gerek vardı," dedi Lisa. "Ve tek hediyem bu değil. Misafir odasına git, orada bir sürpriz var."

Bu sözler üzerine heyecanlanan Jennie, yanında Lisa'yla birlikte misafir odasına doğru gitti. Kapıyı açtı, ve karşılaştığı manzara karşısında sevinçten çığlık attı.

Bir yavru köpek! Lisa, bir yavru köpek almıştı, Jennie uzun süredir ne kadar çok yavru köpek istediğinden bahsediyordu fakat alacağını hiç düşünmemişti.

"İnanamıyorum!" dedi ve köpeğe sarıldı.

"Daha çok kedi insanıyım ama senin için tatlı bir yavru köpeğe katlanabilirim," dedi Lisa.

Jennie mutlulukla Lisa'ya bakarken, onunla birlikte olduğu için kendini çok şanslı ve mutlu hissediyordu.