BÖLÜM 6:

368 23 16
                                    


Emir'

     "Bak Emir bu benim erkek arkadaşım Sercan. Seninle tanışmayı çok istiyordu. Ne iyi yaptın da geldin." Sercan mı? Bu da nereden çıktı şimdi ya. Madem sevgilin vardı neden benimle düğüne geldin ki? Bunu en iyisi kendisine sorayım. "Sevgilin vardı madem neden geldin benimle birlikte düğüne?" "Sercan'la gelecektim aslında ama o akşam mesaiye kalması gerekti. Sen de çok ısrar edince kırmak istemedim. O yüzden de geldim seninle." Dünyam başıma yıkılmıştı adeta. Madem sevgilisi vardı o zaman ilişkilerinin nasıl başladığını öğrenmeliydim. "Ee ne kadardır birliktesiniz siz? Hiç yarışmada da söylemedin böyle böyle biri var diye. Anlatın bakalım" neşeli görünmeye çalışıyordum. İçim kan ağlıyordu ama... "Yarışmada bahsetmedim böyle bir şeyden çünkü o zaman tanışmıyorduk bile. 2,5-3 aydır birlikteyiz neredeyse. Oldu o kadar değil mi canım?" mutlu görünüyorlardı. Sercan benden rahatsız olmuş gibiydi. Daha fazla kalmak istemiyordum orada. Bir bahane uydurup çıkmalıydım oradan. Tam bahane düşünürken telefonum mesaj sesiyle titreşmişti. "Size doyum olmaz ama beni çağırıyorlar, hemen gitmem lazım. Haberleşelim en kısa sürede tekrar buluşalım olur mu?" Onay aldıktan sonra oradan yıldırım hızıyla çıkıp yürümeye başladım. Yürümek rahatlatmıyordu, koşmalıydım. Bir süre koştuktan sonra deniz kenarına geldiğimi fark ettim. Etrafta kimse yoktu. Sakinlikten yararlanıp derin bir nefes alıp tüm gücümle denize karşı bütün öfkemi ve üzüntümü döktüm. Bağırarak...



     Saat susmak bilmiyordu. Ter içinde uyanmıştım. Gözlerimi ovuşturmaya başladığımda parmaklarım ıslanmıştı. Rüyamda ağlamış mıydım ben? Gerçi o rüyada ağlamayacak birini tanımıyordum. Duvara bakarak rüyayı düşündüğümü fark ettim. İçimde bir sızı olmuştu. Daha fazla düşünüp bu sızının günümü mahvetmesine izin vermeyecektim. Yataktan kalkıp çay suyunu ocağa koydum. O sırada mesaj geldi. Barbaros'tandı. Yarım saate Furkan'la kahvaltıya geleceklerini yazmıştı. Çay suyu kaynarken hızlıca bir duş almaya karar verdim. Daha sonra hızlıca kahvaltıyı hazırlardım.



     Demliğe kaynaması için su koymak için mutfaktayken içeriden gülüşme sesleri geliyordu. "Neye gülüyorsunuz siz bakayım öyle" dediğimde gülüşmeleri yüzünden ben de gülmeye başlamıştı. "Geçen sana trafikte yaşadığım şeyi anlattım ya Furkan'a anlatıyordum onu" dedi Barbaros. Gördüğüm rüyayı anlatmaktan emin olamamakla birlikte anlatırsam rahatlayacağımı düşünerek söze girdim. "Bakın bu sabah beni kan ter içinde uyandıran rüyayı anlatacağım şimdi size" şeklinde anlatmaya başladım.



     "Bak abicim bir güç sana diyor ki 'zaman kaybetmeden açıl şu kıza' sen o gücü dinle ve açıl bence. Hazır düğünde de yakınlaştınız, değerlendir bu fırsatı" dedi Barbaros. Aslında haklıydı. Hazır yakınlaşmışken arayı çok açmamalıydım. "Sen ne düşünüyorsun bro" Furkan'ın düşünceleri de benim için önemliydi. "Seni etkilediği belli. Ama Barbo'nun dediği gibi hazır yakınlaşmışken ilerle oradan. Rüyanın da seni çok etkilemesine izin verme, günün mahvolmasın." Son söyledikleri doğruydu. Günümü kötüleştirmesine izin vermemeliydim. "Tamam ya yaparız yakında bir şeyler. Geçelim şimdi bu konuyu hadi. Tazeleyeyim mi çaylarınızı?" dedim ve rüyayı zihnimin en derinliklerine attım. "Senin çayına doyum olmaz kardeşim ama benim işe gitmem lazım. Sen de Furkan'a karar verdiğin mekanı göster, takılın birlikte" dedi Barbo çayından son yudumunu alırken. "Evet ya göster bakalım nerenin daimi müşterisi olacağız görelim." Furkan'dan böyle bir yanıt gelmesi beni sevindirmişti. "İyi o zaman burayı toparlayalım çıkalım biz de" dediğimde Furkan kafasıyla onaylamıştı beni. "Hem akşam gelirim ben belki kalmaya. O zamana kadar takılın, benden de haber bekleyin" dedi Barbaros bağcıklarını bağlarken. Barbaros'u uğurladıktan sonra Furkan'ın da yardımıyla ortalığı bir çırpıda toparlamıştık. O televizyon izlerken ben de çabucak hazırlandım. Artık mekanımıza gidebilirdik.

Kalbimin ŞefiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin