26 Ocak

206 13 11
                                        

Canım. Çok. Sıkılıyor! Aynı şarkıyı günde 18392 kez söyleyerek dinleyen ve bıkmayan ben; bugün CUL'u bütün gün alışveriş merkezinde sürüklemiş ve aldıklarımı ona yüklemiş olmama rağmen sıkılıyorum. Bu yüzden de eve girince önüme gelen bütün kızları alıp odama tıktım ve onlara zorla defile yapıyorum. Bugün aldıklarımın hepsini sırayla giyip gösterdim ve en son giydiğim elbisede herkes "Ooooo" çekti. (Y.N Hani sınıfta biri ötekine laf sokunca sınıftan yükselen o ses var ya, onu düşünün.) Ben acaba garip bişey mi giyiyorum diye aceleyle üstüme bakarken -ki ne aldığıma bile bakmamışım- üzerimdeki harika siyah GELİNLİĞİ gördüm. Yukari kıkırdadı. "Hm? Yoksa SeeU-chan Kiyoteru-kun'la evlen-" derken yumruğu ağzına vurduğum gibi sendeledi ve hamleme sırıtarak elini yüzüme savurdu. Fakat ben daha hızlı davranarak elini bileğinden yakaladım ve kolunu arkasına büktüm. Gözlerim kararıyordu. "Oyun bitti, velet." Bana ait olmayan sesimi duyarken göz ucuyla yavaşça siyahlaşan saçlarıma baktım. Karanlık ben uyanmıştı. "SEEU DUR! SAKİN OL!" diye bağırarak bana doğru koşan Meiko'yu duydum. Gerisi...Biraz karanlık.

~~~~~~~~~~aynı gün, daha ileri bir saat~~~~~~~~~~~

Gözlerimi yavaşça aralayıp karşımda bekleyen 20 kişilik grubu görünce panik yapıp doğruldum. Luka arkalardan uçarak geldi ve bağırmaya başladı. "BEN SANA NE DEDİM?!" Bişey söylemedi ki? "DÜN KIZI NE HALE GETİRDİN MANYAK?!" Hangi kız ne hale gelmiş? Gözlerimi hafifçe kırpıştırarak masumca sordum ıyy hiç benlik değil. "Dün ne oldu ki?" Lily, göremediğim bi yerde gülmeye başladı. "Yukari'yi fena benzetmişsin! Her neyse, iyi misin SeeU-chan? " dedi. Ben ayağa kalkmaya çalışırken önüm kesildi ve Luka birine doktor çağırmasını emretti. Kapıda beliren mor kafayı görünce içimden "Gakupo burda mı yuh" dedim ve zorla da olsa ayağa kalktım. Lily ve Meiko'yla sohbet ederken doktor geldi, kontrollerimi tamamladıktan sonra beni serbest bıraktı. Yukari'nin odasına doğru koşmaya başladım. Içeri daldığımda Kaito beni tuttu ve giremeyeceğimi filan zırvaladı. Ona dirsek atıp Yukari'nin yanına geçtim. Kafası sarılıydı ve serum takmışlardı. Ne yapmışım ben ya? Ağliycam şurda. Derken bi hemşire geldi ve serumu kontrol ettikten sonra bana dönüp "Şanslısınız, bu akşam çıkarabiliriz onu." dedi. Ben azıcık bişey mutluluk yaşarken Luka odaya dalıp "SeeU, eve gidiyoruz. ŞİMDİ!" diye bağırdı ve kolumdan tutup beni sürüklemeye başladı. Eve gelince de elime içi yiyecekle dolu bir tepsi tutuşturup beni odama kilitledi ve orda kalmamı söyledi. Hıh, sanki ben o kapıyı açamazmışım gibi. Ama üşendim ve oturup biraz YouTube'da takıldıktan sonra Just Dance oynamaya başladım. Sıkılıp kalktığımda kapıyı tekmeleyerek açtım. Merdivenlerden inerken kapının çaldığı duyunca uçmaya başladım. Çünkü kapı açmak benim için önemli arkadaş. Herneyse kapıyı açtığımda hayatımın en büyük felaketiyle karşılaştım. Abim USee gelmişti!

Eveet yine saçma sapan bi bölümle karşınızdayım. Kapağı değiştirmeyi düşünüyorum ve medyadaki resim için yaklaşık 4 saat uğraştım. Bölümü yanlışlıkla sildim ve tekrar yazdım hep sizin için :d Asıl konu ilham şeytancıklarım Norveç'e kaçtılar (Neden Norveç sormayın. Norveçse Norveç.) Yorum & vote artarsa sevinirim çünkü okunma sayısı artıyor ama bunlar aynı kalıyor. Yoksa SeeU'yu üzerinize salarım *şeytani kahkaha* Neyse ben gittim.

SeeU GünlükleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin